Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ağustos '15

 
Kategori
Psikoloji
 

Sürü psikolojisi

Sürü psikolojisi
 

Sürüye katılmak rahatlatırsa da insanı, çoban yürütür sürüyü!..


Çok sık duyduğumuz sözlerden biridir şu: “ Bu sürüye bi çoban gerek! “ Türk siyaset tarihinde, 40 yıllık bir dönemin baş aktörüdür Süleyman Demirel… Nam-ı diğer Çoban Sülo…

Ülkenin en bildik kavramlarındandır sürü psikolojisi. “ Sürüden ayrılanı kurt kapar “ demiş atalarımız.Peki neden mi böyle? İzin verin anlatayım.

Bi kere, sürüye uymak, bir topluluğun parçası olmak, kişisel sorumluluğu hafifletir. Kollektif davranışlar, örtülü suç ortaklığı yaratır. İşler yolunda gitmediğinde, başkalarıyla paylaştığın kabahatin, hesap vermeni kolaylaşır.

Sürüye uyan insan, öyle her işe kafa yormaz. Görevini yerine getirmesi, kendisinden bekleneni yapması, işin büyük kısmını halleder. Lider kadronun alacağı riskler, en başta onların elini taşın altına sokar. Bu yüzden, bu toplumlarda, kitlesel siyaset modelleri yerine, lider egemenliğine dayalı politik sistemler tercih edilir. Kafası çalışan bir tek kişi, milyonlarca kişiyi gireceği zahmetten kurtarır.

Sürü psikolojisine uyan; yalnız hissetmez kendini. Sosyal birliktelik, iyi gelir ruhlara çünkü. Bireysel aklın çözemediğini, sürünün cevval adamları halleder! E tabii, biraz da pohpohlanmayı bekleyerek!..

Sürü psikolojisi, suçluluk duygusunu da köreltir. İşlenen suçlar, girilen günahlar daha bi normalleşir, daha hızlı olağan hale gelir. Yalnız başına hayatta kalkışamayacağı işe, sürü mantığıyla anında yanaşır  zayıf karakterli… toplumsal linçlerde ve kendiliğinden gelişen sokak hareketlerinde de olduğu gibi…

Doğaldır ki, bunca kolaylık, bazı bedeller de doğurur. Mesela;

- Bireysel özgürlüklerin tehlikeye düşmesi ve çoğu kez, kabul edilemez boyutlarda kısıtlanması…

 -  Kişisel cesareti azalan kişinin, meydan okumaktan, en gerekli hallerde bile kavga etmekten çekinmesi…

Hiç istemese de, zerre onaylamasa da, birlikte yapılan birçok şeye katılmak zorunda kalır bazen insan… Bu istemsiz davranışlar, ruh bunalımlarıyla psikolojik çöküntüleri de beraberinde getirir.

Sürekli sürü psikolojisiyle davrananların; merak duygusu, icat etme hevesi ve yeteneği, yenilik arama, farklılaşma, kendi varlığını değerli kılma hedefleri anlamsızlaşır. Düşünmeyen, fikir ve proje üretmeyen, inovasyona kapalı topluluklar; başka iradelerin esiri olur. Bu durum, sonsuz mutsuzluklar yaratır.

Sürü psikolojisine kapılan, her şeyi başkasından bekler. Bilimadamları, sorunları çözsün. Ordu, düşmanları yensin. Doktorlar, yeryüzünde dermansız dert bırakmasın. Siyasetçi, sadece çözüm, bol bol da mutluluk üretsin. Hukukçular, dünyanın en adil düzenini kursun. Ama mümkünse, bütün bunları halledenler, koyunlarımızdan hiçbir şey istemesinler! Anlayacağın, Yağma Hasan’ın böreği! Ye babam ye!

Sürü psikolojisine mahkum olmak, toplumların kaderi değil elbet. Ancak bu tahakkümden kurtuluş; akıl ve iradeyle olur. Pozitif bilimler, rehberlik etmeli bu yolculuğa… Akıl ve vicdan sahipleri, risk alıp, sorumluluk üstlenmeli… İnsiyatif almaya, çözümün parçası olmaya özendirilmeli insanlar. Ve bütün bunlar; sistemli, bilinçli, toplum değerlerine saygılı, akılcı ve analitik yaklaşımlarla hayata geçirilmeli…

Evet, “ Sürüden ayrılanı kurt kapar “ ama; her daim topluluğa uymak da, insanı uysal koyuna çevirir! Ve insanca yaşamanın, onurlu davranabilmenin ön şartıdır medeni cesaret. Kişi ancak aklıyla bilgisi oranında ilerler hayatında. Sürüye katılmak rahatlatırsa da insanı, çoban yürütür sürüyü!.. Sürünün parçası olmak kolay... Marifet çoban olabilmekte...

 

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.

 

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..