- Kategori
- Şiir
Susamış vicdan
Çölün sıcağında, yuttuğun nefes,
Alınmış verilmiş, soğumuş olsun,
Küfe’den çıkmadan, içinde aynı ses;
“Ciğeri ezelden kavrulmuş olsun…”
Kavrulmuş olsun, kavrulmuş olsun,
Yezid-i nefsini, öldürmüş olsun…
Boş lafı azdırır, yemin edersin,
Vahasız çöllerde koyun güdersin,
Tövbesiz kapısız, nere gidersin?
Ölmeden dostunu, terk etmez olsun…
Terk etmez olsun, terk etmez olsun,
Yezid-i nefsini, öldürmüş olsun…
Gözyaşın kurusun, sabr çöllerinde,
Teslim ol özüne, akıl serinde,
Adanma sakın! kan var ellerinde,
Hakikat yurduna, uğramış olsun…
Uğramış olsun, uğramış olsun,
Yezid-i nefsini, öldürmüş olsun…
İstersen arkadan, gitme boşuna,
Korkudan utanmak, gitmez hoşuna,
Binenler kazandı, sevda kuşuna,
Yeter ki başını, düşürmüş olsun…
Düşürmüş olsun, düşürmüş olsun,
Yezid-i nefsini öldürmüş olsun…
Nefsin ister sürsün, zevki sefası,
Akılsa fukara! bitmez cefası,
Vicdanı aklayan, günah asası,
Mezarını kazan, küreğin olsun…
Küreğin olsun, küreğin olsun,
Yezid-i nefsini, öldürmüş olsun…
(ABBA: 27 Ekim 2014. Aşkın Şehidi, Ölmeden Evvel Ölmeyi, Her Dem Diri Kalmayı Gerektirir. Aşk İle…)