Susarsam "lal" olsun ağzım dilim

Dünyayı verelim çocuklara hiç değilse bir günlüğüne
allı pullu bir balon gibi verelim oynasınlar
oynasınlar türküler söyliyerek yıldızların arasında
dünyayı çocuklara verelim
kocaman bir elma gibi verelim sıcacık bir ekmek somunu gibi
hiç değilse bir günlüğüne doysunlar
dünyayı çocuklara verelim
bir günlük de olsa öğrensin dünya arkadaşlığı
çocuklar dünyayı alacak elimizden
ölümsüz ağaçlar dikecekler

Lanet olsun size. Uğursuzluğunuza, utanmazlığınıza, edepsizliğinize, doymazlığınıza lanet olsun...Susturduğunuz diller, uzandığınız eller, kandırdığınız kalplere yazıklar olsun.

Üzgünüm doğmamış bütün çocuklar, yetişmemiş tüm fidanlar, büyüyememiş tüm hayvanlar adına. Kimden sorulacak bu olanların hesabı. 35 yıldır devam etmekte demekle kalacak mı? Gencecik bedenleri toprağın altına göndermekle bitecek mi bu soysuz gidiş? Cevap verin diyorum size. Arsızlığınız altında yaptıklarınızın bedelini ödetmekten ne zaman vazgeçecek siniz? Hesap soranın hesabını kesmekten, haine el etek öpmekten, kırk yıllık düşmanı dost görmekten...

Utanıyorum insanlığımdan, utanıyorum eli kolu bağlı duruşumdan, utanıyorum dilleri lal oluşumdan...Ben utanıyorum sizde utanma yok mu hiç? Ne edepsiz ne arsız mışsınız siz. Bu hesap kimlerin çıkarına, bu gidiş kimin ekmeğine yağ sürüyor, kim insanlar ölürken kılını kıpırdatmadan seyirci kalıyor, kim katil, kim kurban? Yoksa tüm katiller içimizde mi dolaşıyor?

Dün gece akşam saatlerinde Bakırköy Güngören'de, birilerinin zehir zıkkımıyla beslenen sütü bozuklar 15 canı alıyor, yaralıyor, dağıtıyor, korkutuyor. Kimsiniz siz? Soysuz sopsuzlar, tek hücreli amipler, kafasında beyin olmayan omurilikliler. Sizin eliniz bu ülkeye uzanmaz bunu bilesiniz. Orasından burasından girmeye yeltendiğiniz bu toprakları size dar ederiz haberiniz ola. Sorulmadık hesaplar yüzünden mi böyle at oynatırsınız. Herkesi bunlar gibi mi sanırsınız.

Sayın yetkililer, değerli siyasi liderler, sayın Başbakan, biz artık hesap sorulan tarafta olmaktan bıktık. Biz artık bu ihanete katlanmaktan bıktık, biz artık yiten canlardan bıktık... O yüzden lütfen suratınıza taktığınız o maskeleri indirin de üzerinize düşen ne ise yapın. Bir savaş bile bu kadar masum insanın canına mal olamaz. Televizyonun karşısına geçip suratınıza o bildik ifadeyi takınıp Türk halkına taziye dilemekten vazgeçin yalvarıyorum. Sene 2008 dünya Mars gezegeninde hayat arıyor. İstemiyorum ben oradaki hayatı siz Dünya'yı çocuklara bırakın yeter bana. Bu duruma bitmez demeyin, olmaz demeyin, böyle gelmiş böyle gider demeyin. Ne olur dilleri lal olanlar bari ellerinizle bir şeyleri işaret edin.

Dün gece akşam saatlerinde kalleş bir saldırıda 15 can yitti. Kimbilir neydi orada olma nedenleri. Onların ne kürtle, ne şeriatçıyla, ne Ergenekon soruşturması ile uzaktan yakında bir ilgileri vardı. Allah'tan rahmet diledik ölenlere, kalanlara baş sağlığı... Eeeeeeee ne oldu şimdi ateş düştüğü yeri yaktı. Bitirmezseniz, utanmazsanız, susarsanız, arsızsanız hepinizin canı aynı şekilde yansın...

Şiir: Nazım Hikmet