Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mart '12

 
Kategori
TV Programları
 

Suskunlar'ı izledik..Sustuk kaldık !

Suskunlar'ı izledik..Sustuk kaldık !
 

Sustular, susturuldular, suskun kaldılar.. Susmaya ve unutmaya karar verdiler..Ta ki bir araya gelip kalpleri yeniden intikam ateşi ile yanmaya başlayana dek. Zira karar vermek yetmiyordu yaşadıkları kötülüğü, işkenceyi ve tacizi unutmaya..Onlar da fazla direnmediler içlerinde uyanan hırs,öfke ve adaleti yeniden sağlama tutkusuna.
 
Ve çocukluklarının en güzel günlerinin arasına sıkışan birkaç günlük dehşetti, onları yıllar boyu ayrı tutup, yıllar sonra bir araya getiren. Hayatları artık asla eskisi gibi olmayacaktı. Zaten onlar henüz çocukken değişmemiş miydi hayatları, bir daha hiç geriye dönmemecesine. 
 
Ama geri döndüler. Yıllar sonra tutuşan küçük bir kıvılcım, hayatın başka başka köşelere fırlatıp ayırdığı bu dört adamı bir araya getirdi. Eskisinden daha güçlü, daha hırslı ve daha öfkeli idiler üstelik. Artık tek amaçları vardı. Her biri birer fırtına idi ve yıllar önce rüzgârın ektiğini biçmeye gideceklerdi..
 
Evet, sanırım anladınız. Suskunlar’dan bahsediyorum..Son zamanların en iddialı yapımlarından biri için sıradan bir giriş yapmak böyle bir yapıma haksızlık olacaktı. Bende başlarken kısaca anlatmak istedim onları, yaşadıklarını ve amaçlarını..Yıllar öncesinin adeta kült haline gelen sinema yapımı Sleepers filminin dizi uyarlaması cidden çok hızlı bir giriş yaptı.Ve üç bölümü geride bırakırken, damağımızda ilk bölümden itibaren bıraktığı lezzet giderek artıyor. 
 
Ecevit nam-ı diğer Şerif, hepsinin büyüğü, koruyanı, gözeteni adeta. Bir nebze ukala ve kibirli, ama iş dostluğa geldi mi kurduğu o mükemmel hayatını alt üst edecek kadar da gözü kara.. Aralarındaki en mantıklı ve akıllı davrananı o. Diğerlerinin lideri konumunda. Çocuklukta da öyleymiş, intikam yolculuğunda da öyle. Sabırlı ve sakin bakabiliyor olaylara, içinde, derinlerde bir yerlerde sakladığı geçmişini, şimdi intikam uğruna ortaya dökebilecek kadar da cesur..Murat Yıldırım’ı bu güne kadar hep aynı tarz rollerde gördük. Okumuş, kültürlü, beyefendi erkek dediniz mi akla genellikle o geliyor. Ben böylesine iyi oyuncuları, farklı rollerde seyretmeyi çok seviyorum. Murat Yıldırım, Suskunlar’da da tarifime benzer bir rolde karşımıza çıktı ancak çok büyük farkla. Suskunlar onun ustalık eseri gibi olmuş. Canlandırdığı karakterin içine girmiş oturmuş adeta. Kusursuz bir oyunculuk sergiliyor, alkışı da hak ediyor Allah için.. Olayları anlatan kişi Zeki…Zeki henüz ilk bölümde ölümle tanıştı ve hikâyeyi onun dilinden dinliyoruz. Ölüm sahnesi eminim hepimizi hem şok etti hem yürekten sarstı..Murat Yıldırımın müthiş oyuncuğu da bu sahnenin gücünü artırdı. 
 
Ve daha ilk bölümden anladık ki Ecevit’in her ağlayışında onun gözyaşlarına eşlik edecek bizim gözyaşlarımız da..
 
Bilal yani Sarı ise Ecevit’in tam tersi. Dört arkadaşın en küçüğü, en delisi. Hırçın, çabuk öfkelenen, sabırsız bir karakter. Beklemeye tahammülü yok. Ecevit olmasa, onun durmaya da niyeti yok. Arkadaşlarına, mahallesine ve Ahu’ya çok bağlı bir karakter. Dürüst ama şansı yaver gitmeyen mahalle delikanlısı. Ve Sarı karakteri ile tanışmamızı, sevmemizi, hayran hayran izlememizi sağlayan Sarp Akkaya. Sarp Akkaya yine muhteşem hep muhteşem. Her defasında çok farklı, her defasında bir öncekinden çok daha başarılı. Hele Suskunlar’da tarzı ve hareketleri, oyunculuk gücü ile birleşince hepimizin gönlünde kocaman bir yer edindi. Yalnız çocukluk tipi çok masum olmuş.. Esmer bir çocuk olsa daha mı iyi olacaktı bilmem…Daha ilk bölümde çocuk haliyle yüreğimizi parçalayan Bilal,  büyümüş haliyle pek çok kişinin ciğerini sökecek gibi görünüyor.
 
İbo yani Iska.. Grubun en saf, temiz kalpli, vicdanlı kişisi. Saf ve neşeli, grubun gerilim dozunu ayarlayan bir regülatör adeta. Liderlik vasfı falan aramayın, o sadece söylenenleri yapıyor. Sakin, sessiz, kimseye zerrece kötülük düşünemeyen, düşünse bile uygulayamayan, kavga etmekten bile hoşlanmayan şeker mi şeker biri ibo. G.Murat Akpınar’ı daha önce Bizim Yenge’yi izleyenler oradan da hatırlayacaklardır. 
 
Zeki ise grubun henüz tam tanıyamadığımız, buna rağmen intikam hareketi başlatacak kadar öfkeli ama bir o kadar da duygusal olduğunu, üstelik ölümü ile hepimizi yürekten sarstığını da biliyoruz. 
 
Zeki’nin ölmesiyle intikam yolculuğuna çıkan Suskunlar’da işin akıl ve mantık kısmı Ecevit’e, duygusal kısmı İbo’ya, öfke kısmı da Sarı’ya paylaştırılmış ve karakterler de bu sacayağına göre oluşturulmuş.
 
Yalnız çocukluk rollerini oynayan oyuncular da küçük bir terslik var. İbo ile Zeki nin çocuklukları biraz ters olmuş gibi geldi. İbo karakterini oynayan çocuk, sanki Zeki’nin çocukluğuna daha uygun. Ama bunca güzellik içinde çok ta göze batmıyor bu kadar küçük hatalar..
 
Küçük mahallelerin, büyük dostluklarını yaşayan dört çocukluk arkadaşının geçmişte yaşadıkları ile günümüzdeki durumlarını anlatan dizinin erkek oyuncu seçimleri cidden çok iyi.  Murat Yıldırım ve Sarp Akkaya ikilisini bir araya getirmeyi kim akıl etti ise tebrik edip alkışlıyorum. Özellikle ikilinin karşılıklı sahneleri çok müthiş. Dizide yer alan bütün erkek oyuncuların seçimleri çok iyi, hepsi birbirinden karizmatik. Gıcık ama çok zeki komiserimiz Gurur da cuk oturmuş rolüne. Ya Hoca? Gizemli ve hepsinin arkasında bir çınar gibi durup gizliden gizliye destekleyen hoca. Hepsi birbirinden akıllıca yazılıp oynanan sağlam karakterler. Hele hapishane Müdürü Sait’i seyrederken ben bile ürktüm açık konuşayım. 
 
Erkek oyunculardaki bu başarılı seçimin aksine kadın oyuncularda aynı başarıyı yakalayamamışlar. Hoş zaten topu topu iki ana kadın karakter var dizide . Ahu ve Birsen. Ecevit’tin sevgilisi Birsen fazla yapmacık geldi bana. Ecevit gibi bir karakterin yanına çok daha dikkat çekici ve daha güçlü bir oyuncu düşünülebilirdi. . Peki, son bölümde ortaya çıkan Takoz İrfan’ın sevgilisine dikkat ettiniz mi? Tam anlamıyla yüzü ve mimikleri ile çakma Angelina Jolie.
 
Ahu’ya gelince, ilk iki bölümde Aslı Enver ‘i her seyredişimde, kendi kendime Ahu yerine kesinlikle bir başkası oynamalıydı diye düşündüm. Zira dört adamın merkezindeki kadının çok daha karizmatik olması gerekirdi. Ancak üçüncü bölümdeki oyunculuğunu seyredince bu fikrim değişti. Cidden performans olarak, beklenenin üstünde ve inanılmaz doğal bir oyunculuk gördüm ben..
 
Özellikle üçüncü bölümdeki şahsımı da hüngür hüngür ağlatmayı başaran o sahneden de söz etmeden olmaz sanırım. Eminim seyreden pek çok kişi, Ahmet Kaya’nın şarkısı eşliğinde, o eski evde, hapishaneden gelen çocuk ile kendi çocukluklarının yüzleştikleri sahnede, gözyaşlarını tutamadı. Her birinin kusursuz oyunculukları tüylerimizi diken diken etti değil mi.. Cidden üzerine edecek kelime bulamadığım nefis bir sahne idi. Her birinin yüreğine, emeğine şapka çıkartılır ve özellikle Sarp Akkaya’nın yüz ifadesinden, ses tonuna kadar oyunculuğu ayakta alkışlanır..
 
Senaryosu çok güçlü, kurgusu çok iyi yapılmış, müzikler etkileyici, her biri birbirinden kaliteli ve yetenekli oyuncular seçilmiş. Sonuç olarak Suskunlar son zamanların en kaliteli yapımı olmaya adaydır benim naçizane görüşüm. Eğer reyting telaşına düşüp diziyi tadında yürütmezler ise cidden yazık olur bu emeğe diyorum.
 
Şimdilik Suskunlar’dan bu kadar diyelim.. Siyah İnci’den sevgilerle..
 
www.twitter.com/blackpearl42
 
Toplam blog
: 55
: 2295
Kayıt tarihi
: 02.12.11
 
 

Kendi halinde bir TV izleyicisi ve yorumcusudur Siyah İnci. Tipik bir akrep burcudur.  Büyük çoğu..