Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Kasım '08

 
Kategori
Güncel
 

Susma sustukça kadına yönelik şiddet sürecek

Susma sustukça kadına yönelik şiddet sürecek
 

KADINA YÖNELİK ŞİDDET İNSANLIK SUÇUDUR.


25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI ULUSLARARASI MÜCADELE VE DAYANIŞMA GÜNÜ.

25 Kasım, Dominik Cumhuriyeti'nde, Salcedo'da Ojo de Agua adlı köyde doğmuş Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele eden Clandestina Hareketi'nin öncülerinden olan Patria, Minerva ve Maria Mirabel kardeşlerin sistem tarafından katledildiği tarihtir. Mirabel kız kardeşlerin, diktatörlüğün askerleri tarafından, tecavüz edildikten sonra vahşi bir şekilde katledildikleri, utanç gününün ve insanlık ayıbının yıl dönümüdür.

1960 yılının 25 Kasım'ında, Dominik Cumhuriyeti'nin kuzey bölgesinde, bir uçurumun dibinde üç kadının cesedi bulunur. Bunlar Mirabel kardeşlerdir. Ertesi sabah gazetelerde bu ölümlerin bir kaza sonucu meydana geldiğini anlatan bir haber çıkar. Ama gerçek göründüğü gibi değildir...

Mirabel kardeşler, ülkelerinde siyasal özgürlük için kararlılıkla mücadele ederek Latin Amerika'daki diktatör Rafael Leonidas Trujillo'ya meydan okur .Bu yüzden diktatörlük tarafından zulme uğrayarak pek çok kez hapsedilir ve en son olarak da 25 Kasım 1960 yılında arabalarından zorla indirilerek tecavüz ve işkenceyle katledilirler... Sonrasında, bu katliam kayıtlara "araba kazası" olarak geçecektir.
Mirabal kardeşlerin öldürülmesinden bir yıl sonra Trujillo karşıtı mücadele, diktatörlü?ün sona ermesini sa?lamıştır. Mirabal kız kardeşlerin anısı, özgürlük ve insan hakları için verdikleri mücadele, dünyada ve Türkiye'de insan hakları savunucuları ve kadın hareketleri için bir sembol haline gelmiştir.

Mirabel kız kardeşlerden birinin kod adının Kelebek olmasından da esinlenerek; o günden sonra bu üç kız kardeş, gerek Dominik'te gerek dünya da "Kelebekler" adıyla efsaneleştirilerek anılmaya başlarlar. Önce 1981'de Dominik'te toplanan Latin Amerika Kadın kurultayında; 25 Kasım , "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Ve Uluslararası Dayanışma Günü" olarak kabul edilir. Daha sonra 1985 yılında, BM tarafından "25 Kasım, kadına yönelik şiddetin yok edilmesi için uluslararası mücadele" günü ilan edilir.1981 den bu yana dünyanın dört bir köşesinden kadınlar, efsaneleşen bu üç kelebeği anıyorlar.

25 Kasım tarihi ;Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, ayrımcılığa, ataerkil toplumsal şiddete, aile içi şiddete, savaşa, ırkçılığa ve milliyetçiliğe, karşı; kadın dayanışmasının örüldüğü, mücadele seslerinin yükseltildiği gündür.

Bugün dünyada her üç kadından biri fiziksel şiddet görüyor.

Her yıl yaşları 5 ile 15 arasında değişen iki milyona yakın kız çocuğu fuhuşa zorlanıyor.

Dünyada her 6 dakikada 1 kadına tecavüz ediliyor.

ABD’de her yıl 4 milyon kadın şiddete maruz kalıyor.

Hindistan’da her gün 5 kadın çeyiz kavgaları yüzünden ölüyor.

Güney Afrika’da her 90 saniyede bir kadına tecavüz ediliyor.

Çin’de 1 milyon kız çocuğu sadece kız oldukları için anne karnında öldürülüyor.

Irak’ta savaşın ilk aylarında yirmi bin kadına tecavüz edildi.

Her yıl 2 milyon kadın uluslararası kadın ticaretinde kullanılıyor.

Ülkemizde kadına yönelik şiddeti anlamak için hergün televizyonları izlemek yeterli olacaktır.

Bugün 25 Kasım 2008 tüm kadınlar bir ağızdan haykırsa;

Birlikte çığlık atsa. Gökyüzünde yankılansa haykırışlar.

Kara bulutlar birbiriyle çarpışıp erkeklerin beyinlerinde şimşekler çaksa. Yıldırmlar düşşe. Dank etse beyni bir anda.

Önce onu doğurup, besleyip büyüten, her zaman kol- kanat geren annesi, sonra iyi günde kötü günde, hastalıkta sağlıkta, ekonomik krizde, yoksullukta, yanıbaşında olan sevgilisi. Daha sonra babacığım derken ağzından baldamlayan biricik kızı gelse aklına.

Ablasını, abiciğim diyen kız kardeşini, baba annesini, anne annesini, halasını, teyzesini, yani kılına bir zarar gelmesini istemeyenleri anımsasa bir bir.
Evcilik oynağı, birlikte ip atladığı, birlikte ağlayıp birlikte güldükleri kız arkadaşlarını anımsasa. Aynı sırayı paylaştığı ilkokul arkadaşı ya da çocukluk aşkı gelse gözünün önüne.Okumayı yazmayı öğreten bayan öğretmeni canlansa. Doğumunu yaptıran göbek bağını kese Ebe'yi bir düşünse.

İnsani duyguları kabarsa vicdanı sızlasa, kadına kalkan elleri havada asılı kalsa.

Bugün tüm dünya kadınları yürek yüreğe, gönül gönüle, ele ele verip HAYKIRSA !
Kapitalist sömürü sistemin ezberlettiği sevgililer günü, anneler günü, babalar günü gibi tüketime yönelik sanal gündemlerin yerini, özgürlük mücadelesine ve insan haklarına dayalı gündemler alsa.

Kadına yönelik şiddet son bulsa.

KADINA YÖNELİK ŞİDDET BİR İNSANLIK SUÇUDUR.

SUSMA SUSTUKCA KADINA YÖNELİK ŞİDDET SÜRECEK.

ŞİDDETE KARŞI DUYARLILIK GÖSTERELİM,

Ülkemizde kadına yapıloan şiddetin gerekçelerine ilişkin araştırma raporu sonuçları:

Kadının cinsel ilişkiye girmek istememesi, fazla kilo aldığı iddiası, çocuk doğuramaması veya erkek çocuk doğuramaması, yemeğin tuzlu, yanmış, soğuk ya da güzel olmaması, erkeğin giyeceğinin iyi ütülenmemesi, kapının geç açılması, kadının hasta olması ve iyileşememesi, izinsiz dışarı çıkılması, çocuğun başarısızlığı, sobanın yanmaması, çocuğun babaya benzememesi, kadının boşanmak istemesi, erkeğin başka kadınlarla olan ilişkisine karışılması, çalışan kadının maaşının tamamını erkeğe vermemesi, berdel evliliği ret etmesi, kadının çalışmak istemesi, erkeğin işsiz kalması, ailenin ekonomik sıkıntı çekmesi, erkeğin tuttuğu takımın yenilmesi, alkol ve kumar alışkanlığı olan eşin kadın tarafından uyarılması, erkeklerin kendi arasındaki maço erkek tartışması."

Raporda, erkeğin uyguladığı fiziksel bazı şiddet yöntemlerine örnek olarak da "Yumruk, tekme, sopa, kemer kullanılarak, yüze, göze, kafaya, göğse, sırta ve dize vurulması", "Yüze, göze, asit, kezzap gibi yanıcı maddeler atılması", "Kaynar su, çay suyu, kahve suyu fırlatılması", "Yanan sigaranın çıplak vücutta söndürülmesi", "Bıçakla ve silahla yaralama" gösterildi.

Türkiye'de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması Sonuçları Açıklandı

Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, Türkiye'de kadına yönelik aile içi şiddet araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Çubukçu, "Ülkemiz genelinde eşi veya eski eşi tarafından fiziksel şiddete maruz bırakılan kadınların oranı yüzde 39'dur" dedi.

Bakan Çubukçu, araştırmanın bazı sonuçlarını da açıkladı. Araştırma sonuçlarına göre Türkiye genelinde eşi veya eski eşi tarafından fiziksel şiddete maruz bırakılan kadınların oranının yüzde 39 olduğunu belirten Çubukçu, "Hayatının herhangi bir döneminde duygusal şiddet yaşayan kadınların oranı yüzde 43.9'dur. Sadece cinsel şiddete maruz kalan kadınların oranı yüzde 15.3'tür. Fiziksel veya cinsel şiddetin birlikte yaşanma yüzdesi 41.9'dur. Kentte fiziksel şiddet oranı yüzde 38 iken, kırda yüzde 43'tür.


Yaşadıkları fiziksel şiddet sonucunda yaralanan kadınların oranı yüzde 25'tir. En az bir kez fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalmış kadınlardan eğitimi olmayanların oranı yüzde 55.7, lise ve üzeri düzeyde eğitim alanların oranı ise yüzde 27'dir. Bazı durumlarda erkekler eşlerini dövebilir ifadesine katılan kadınların oranı yüzde 14.2'dir. Yaşadıkları şiddeti kimseye anlatamayan kadınların oranı yüzde 48.5'tir. Şiddet yaşayan kadınların sağlık sorunları yaşama, intihar etmeyi düşünme ya da deneme olasılıkları en az iki kat artmaktadır" dedi.

 
Toplam blog
: 221
: 1905
Kayıt tarihi
: 27.09.06
 
 

Evli bir kız çocuğu babasıyım. Yüksekokul mezunuyum. Bir kamu kurumunda çalışıyorum.16.03.2017 ta..