- Kategori
- Siyaset
Sussan Ley
Bu bir kişi adıdır.
Gerçek bir “kişi!”
Peki… Kimdir bu kişi?
Bir âdem…
Yani, insan!
Ama öncelikle vatandaş olan bir insan…
Bir batı ülkesinde tüm vatandaşları yöneten hükümetin sağlık bakanı koltuğunda oturan bir birey…
Bu kişi/birey/vatandaş/yurttaş, geçtiğimiz hafta Sağlık Bakanlığı’ndan istifa etti.
Koltuğundan kalktı, yürüdü, gitti…
Gazetelerin yazdığına göre, arkasına bile bakmadan dönmüş sade yaşamına; vay anasına sayın okuyucular, vay toplumuna, vay kültürüne, vay milletine…
İstifa nedeni vahim:
- Yol masraflarını Devlet’e ödettirmiş!
Kendi ifadesine göre, 3.000 Dolarlık yol masrafının Devlet’e ödettirilmesi bir yanlışlıktan doğmuş…
Ama Sayın [müstafi] Bakan, Hükümet’i yıpratmamak için bakanlıktan istifa etmiş…
Bakanın dizi dizi uçakları yok.
Zırhlı, şoförlü düzinelerle lüks otomobilleri yok.
Nereye gitmişse, gitmiş…
Gittiği yere yol parası ödemiş; ancak bu parayı Devlet’e ödettirmiş…
“Bir yanlışlık eseri” böyle olmuş, öyle söylüyor Sussan Hanım…
Ve topu topu 3.000 Dolarlık bir maliyet bu… Vay anasını!
İşte devlet adamlığı budur.
Yetkin yurttaş, sorumlu siyasetçi, saygın devlet adamlığı budur; böyle olunur…
Kimin nereye gittiği, nereye ne ödediği, Devlet’e kaça mal olduğu böyle denetlenir.
Siyaset adamı, hizmet için o koltuktadır.
Hizmeti, yapıp ettikleri, harcamaları ve topluma neye mal olduğu denetlenmek zorundadır.
Gerçek siyasetçi ve devlet adamı ise, bu denetlemeye razı olan… Hatta gönüllü olan kişilerden oluşur.
Denetleme mekanizması ise, yasalardan, adliyeden, siyasi sorumluluktan önce… Ve öncelikle bireysel sorumluluğu ilgilendiren bir erdem sorunudur.
Siyaset adamlarının denetlenemediği ülkelerde ne demokrasi vardır; ne hukukun üstünlüğü ve ne de siyasi sorumluluk mefhumu…
Geçiniz…
www.haksal.av.tr
@farukhaksal42
www.soruyusormak.com