Susuz yaşayabilir misiniz?

Bilimsel veriler yaklaşık 15 yıl süre içinde küresel ısınmanın önemli sonuçlarının görülmeye başlanacağını ve özellikle Orta Doğu ve çeveresinin önemli su problemi yaşayacağını gösteriyordu fakat doğa bu kadar süre dahi beklemeden bozulmuş dengeleri içinden; "Ben ne yapılırsa yapılsın hep aynı kalacak bir ortam değilim, mükemmel değilim ey insanoğlu, sen beni koruyamadın, ben de seni korumuyorum ne halin varsa gör! " diye kükremeye, güzel giden herşeyin değişeceğinin işaretlerini vermeye başladı.

Bir kaç gündür haberlerde İstanbul çevresindeki barajların tek tek kurumaya başladığını duymaya başladık; Papuçdere artık su veremiyor, Alibeyköy Barajının ise tamamen kurumaya yüz tuttuğu söyleniyor. İski sitesinden aldığım verilere göre; Terkos, Ömerli ve Darlık Barajları dışındaki barajların kullanılabilir su oranları oldukça düşmüş durumda. http://www.iski.gov.tr/surezervleri/msu2.phtm

Barajların yıllara göre doluluk oranı ile ilgili verilerde oldukça ilginç; 1998 yılında % 90 olan doluluk oranı 2007 yılında % 32' ye düşmüş durumda. Yani doluluk oranı olarak son yılların en düşük seviyesi görülmüş durumda. http://www.iski.gov.tr/surezervleri/7.phtm
İstanbul' un en yağışlı ayları olan Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs aylarındaki son 50 yıllık yağış ortalaması
309,9 mm olurken, 2007 yılında 133,8 olmuştur. http://www.iski.gov.tr/surezervleri/1.phtm

Ne yazık ki veriler gelecek günlerin bizim ve çevremizdeki ülkelerin çok kötü günler yaşayacağı ile ilgili önemli ip uçları veriyor. Artık doğal yağış oluşumunu çok fazla beklemeden acil olarak bir şeyler yapılması gerekiyor çünkü küresel ısınmanın sıcak nefesi artık ensemizde. Saygılarımla...