Susuz yaz, hıyar görsün gününü

Su kesintileri başladı şehr - i Ankara’ da.

İstanbul ise yavaş, yavaş medya yoluyla alıştırılıyor kesintilere.

Ankara belediye başkanı tv’de “Ne yapalım Allah bize bu kadar akıl verdi , olacakları kestiremedik” gibi bir yanıt ile gelen eleştirileri savuşturdu.

Malum Ankara’nın suyunun biteceğini, artan nüfus yoğunluğu ve yapılaşmanın neleri getirebileceğini hesap edecek öngörüden ve de küresel ısınmanın, yağış azlığının oluşturacağı sorunları ve çözümleri anlayamayacak kapasitede yöneticileri Tanrı başımıza getirdiğinden yapacak pek bir şey yok!

Apartman yöneticisi telefonda “ Klozetlerin içine pet şişe filan koyarsak daha az su harcarız” gibi öneriler yazıp asacağını söylüyor. Hazret bilmiyor ki Türkiye’nin en pahalı suyunu tüketirken biz önlemleri yıllar önceden uygulamaya soktuk!

Vakti zamanında memuriyetimizin ilk yıllarında Sözen döneminde İstanbul’da ikamet ederken çektiğimiz sıkıntıların yanında, su parası canımızı yakmadığından ve hatta şimdi kesin anımsamıyorum ama belli bir tüketime kadar su bedava olduğundan, Ankara’ya geleli musluk contalarının sık, sık değiştirilmesinden tutun akla gelebilecek her türlü önleme rağmen maaşın hatırı sayılır bir kısmını aski’ ye kaptırdığımızdan bileğimiz bükük bir şekilde trene bakar gibi bakıyoruz olan bitene.

Bazı akıllılar Sözen döneminde İstanbul’da su sorunu olduğunu ileri sürseler de , yiğidi öldür hakkını yeme misalinden o dönemde başlatılan projeleri bitirmesi kısmet olan şimdiki başbakan aldığı gaz ile memleketi ne güzel idare ediyo…

Halkımızın pek kafa yormasına gerek olmasa da, ben burada seçime kadar yapılmayan su kesintilerinin hemen seçimlerden sonra yapılmasını filan sorgulamayacağım. Tanrının istediği kadar akıl vererek başımıza getirdiği nafile kullarını eleştirmenin anlamı da yok gayri…

O zaman yapılacaklar belli arkadaş.

Ekonomik gücü yeterli olanların gerekli hazırlıkları yaptığı malum. Su kesintileri onları etkilemeyecek.

Kim etkilenir o zaman bi dakka düşünelim, hım şu oyunu kömüre ve gıda kolilerine endeksleyen sayın yurttaşlarımız artık şehrin belli yerlerine gece yarısı çekilen tır veya kamyonlardan damacanalarla sularını bedeva olarak alabilirler. Bu durumda taşıma su ile ortalığı pislik götüreceğinden tatile çıkmakta (Vallahi Ankara belediyesinin önerisidir) yarar var. Hem tatile filan çıkamıyorsanız şimdilik Anadolu’nun göç edip geldiğiniz ve oylarınızla aklını hesaba, bilime kapatmış insanları başımıza musallat ettiğinize göre bir dahaki seçime kadar geri dönün.. Nasıl olsa Fak fuk fon yardımları ile gittiğiniz her yerde verdiğinize karşılık destekleneceksiniz.

Diğer taraftan Ankara’da kalma gafletini gösteren bedbahtlar artık kendilerini su kesintilerine göre ayarlamalılar. Burada ayrıntılarıyla yazmanın alemide yok. Belediye ip ucu verdi önlemler açısından : Tatile çıkın! Dahası var ama onlar hepsini söyleyemezler sonuçta günün birinde bu yaşananlar gelir geçer ve seçim kapıya dayanır.

O zaman vatandaş kendi önlemini kendi alacak. Su ihtiyacı doğuracak eylemlerden şiddetle kaçınılacak!

Sebze yıkamak yok!

Böylece son günlerde fiyatı artan hıyar’da gününü görür.

O ne çalım ayşekadın fasülyesindeki, tezgahtan üçün birini alırsın der gibi bakıyor yüzüne bile bakmayın görsün gününü..

Bu arada çiftler evin muhtelif yerlerindeki odalara dağılacak ve asla su akmadan bir araya gelmeyecek! Kokarcalar gibide olmaz ki canım!

Bu yazı anladığım kadarı ile biraz uzadı. Hatta bazı paragraflar neredeyse tek cümleden oluşuyor. Sizin anlayacağınız ben istersem yazarım ama sonuç ne derseniz baklayı çıkarmanın zamanı geldi.

Bu memleketi yönetenler bir gün işler kötüye gittiğinde , ”Ne yapalım Allah bize bu kadar akıl verdi “ diyerek işin içinden sıyrılırlarsa ne halt ederiz! Boşuna dememişler “bir musibet , bin nasihatten iyidir” diye amma benim korkum müsibetten ders alabilecek kadar aklı Tanrının kullarına verip vermediği. Aman akılsız kalmayın! Akılsız kalan susuz da kalır!

*Fotoğraf Milliyet internet