Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Aralık '10

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Susuzluk ve umutlar

Susuzluk ve umutlar
 

Sular çekilince bir gün hep kötü şeyler olack değil ya!
Susuzluk kendini gösterince deyimler, atasözleri, espriler, fıkralar, inanışlar, tutum ve davranışlar, adet ve gelenekler de değişmeye başlayacaktır. O kadar umutsuzluğa da gerek yok , güzel şeyler de olabilecektir kimbilir!

Suyun yok olma durumu karşısında:

"Suya götürüp susuz getirmek" esprisi espri olmaktan çıkıp gerçeğe dönüşecektir.

Su olmadığından eşek suya gitmeyeceği için, güçlü kocalar karılarını eşek sudan gelinceye kadar dövemeyecek ve kadına yönelik şiddette büyük ölçüde azalmalar olacaktır.

Artık herkes huzur içinde yemeğini yiyecek. Kimse pişmiş aşa su katamayacaktır.

Atı atın yanına bağladığınızda suyu olmadığından sadece huyundan kapacaktır.

"Bu değirmenin suyu nereden geliyor?" diye kimse kimseye soramayacak.ve iş adamları rahat bir nefes alacaklardır.

Sulu yemek yapan lokantalar kapanmaya başlayacak , kimse artık tiridine, tiridine, tiridine banamayacak. "Biraz da suyundan" diyemeyecektir..

Kuru fasulye bundan böyle gerçek anlamda kuru fasulye olacak ve kuru fasulye istendiğinde ağzına kadar su dolu kaseler yerine tabletler halinde kuru fasulyeler servis edilecektir.

Su böreği yerine kol böreği yaygınlaşacaktır.

Ciddiyet artacak, eskisi gibi kimse gelişigüzel su koyuvermeyecektin.

Dostluklar artacak kimsenin arasından su sızmayacak.

Ahlak değerlerinde büyük yükselmeler görülecek. Her yaştan kızlar, kadınlar istedikleri şekilde ve zamanda rahatça gezip tozacaklar. Kelli felli adamlar onlara sulanmayacaktır.

Parası olmayanların ağzının suyu akmayacağı için, parası olanlar istedikleri yiyecekleri istedikleri ortamlarda rahatça yiyip içebileceklerdir. Böylece toplumsal çatışmaları da önüne geçilerek huzurlu bir toplum yaratılmış olacaktır.

Susuz bir dünyada :

En büyük etki matematik alanında yaşanacak olup öğrencilerin baş belası olan havuz problemleri tarihe karışacaktır.

Sağlık açısından da etkileri kısa zamanda görülecektir. Ne kadar yürürsek yürüyelim ayaklarımıza kara sular inmeyecek; tabanlar su toplamayacaktır, beyinler sulanmayacaktır. Suçiçeği çıkmayacağından çocuk ölümleri büyük ölçüde azalacaktır.

Su olmayacağından çiçekleri sulamak için hiçbir milletvekilimiz uykusunu bölmek zorunda kalmayacak ve dinlenmiş bir vücutla uyanacaktır.

Müteahhitler hak edişlerini almak için evlerin su basmanı seviyesine çıkmasını beklemeyecek, evlerin su basmanı seviyesine gelmesi için harcanan para ve zamandan tasarruf edilerek ekonomik katkı sağlanacaktır.

Öğrenciler artık sular seller gibi dersleri ezberleyemeyeceklerinden eğitim sistemi kökten değişecektir. Ezberci eğitimden araştırmacı eğitime geçilecektir.

Kısa zamanda tüm dünyaya yayılan sudoku bilmeceleri suyoku bilmeceleriyle yer değiştirecektir.

Büyüklerin küçükleri kandırarak yemekleri toptan silip süpürmek için uydurdukları “su küçüğün, sofra büyüğün” atasözü küçük bir eklemeyle “sus küçüğün, sofra büyüğün” şekline dönüştürülecektir.

Şeffaflık artacak, kimse saman altından su yürütemeyecek.

Su olmayacağından tahtalar ıslanmayacak ve kimse yaş tahtaya basmayacağından kimse kimseyi kandıramayacaktır.

Su olmadığından yaş meyve ve sebze de olmayacağından, yıllarca hem üreticinin hem de tüketicinin kanının emen ve hiçbir iktidarın ortadan kaldırmaya gücü yetmediği hal mafyası kendiliğinden ortadan kalkmış olacaktır.

Kimse suya sabuna dokunmayacağından iktidarların yönetmeyi arzu ettiği ideal insan tipi ortaya çıkacaktır.

Ama en önemlisi şu:

Sular yükseldikçe balıklar karıncaları yer, sular çekildikçe de karıncalar balıkları yer. Kimse bugünkü üstünlüğüne gücüne güvenmemeli. Çünkü; kimin kimi yiyeceğine, suyun akışı karar verir.(Afrika atasözü)

Dur bakalım ne olacak?

 
Toplam blog
: 264
: 1128
Kayıt tarihi
: 30.04.07
 
 

1956 Sarıkamış Kars doğumluyum. 6 şiir kitabım ve 2 deneme kitabım var. son kitaplarımı B..