Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mayıs '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Susuzluktan boğulmakta İstanbul

23.02.2007 tarihinde bu sitede şu satırları yazmış ve ilgililerin dikkatini gücümüz nisbetinde çekmek istemiştik.

“İstanbul susuzluğun eşiğinde. Bir çok büyük kent aynı durumda.. Bu arada, başkent de…Ama biz, iktidarı ve muhalefetiyle, bileni ve bilmeyeniyle durup dinlenmeden konuşuyoruz.

İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Müdürü bir hafta önce, “İstanbul’da daha 8 aylık su rezervimiz var, telaşa mahal yok” dedi büyük bir soğukkanlılık ve umursamazlık örneği vererek.

Aradan bir hafta geçti, bu süre 6 aya düştü…Birkaç gün sonra “ iki aylık su kaldı” derlerse şaşmayın."

Aynı yetkili geçtiğimiz hafta, İstanbul’da 200 günlük su stokunun bulunduğunu ve “mutad üzere”, telaşa mahal olmadığını yineledi.

Siz o 200 günü 4-5 ay gibi düşünün.. Yaz yağmurlarından da umut kesildiğine göre vay oldu halimize.

Ama olsun.. Az zaman içinde yüz küsur kavşak bir o kadar köprü yapılmış şu İstanbul da. Bilmem kaç bin( yanılmıyorsam 12 000 km kare) yeşil alan istihsal edilmiş!.

Daha önce hiç yokmuş demek ki! Ellerinize sağlık, kesenize bereket. Bal tutan parmağını yalamadı, yuttu adeta.

Kaç milyon adet lale soğanı ithal edilip ikinci lale devri startı verildi. Ya, hadi diyelim bu yeşil alanları, bu laleleri sulayacak su bulamamak bir yana, birinci lale devrinin sonlandığı hüsrandan ders alamamış olan bu zihniyetteki gözü dönmüş bu “kararlılığa” ne demeli.

On beş günlük ömrü olan çimlere yığınla dolar verilerek ithal edildi. Henüz Mayıs’ın ortası ve hepsi kurumuş gitmiş…Erken hazan.

İlkokul çocuklarının defterlerine kenar süsü yaptığı şekillerle yol kenarlarına dikilen laleleri sulamak için su olmadığından boyun eğip yere bakıyorlar.

İktidarı muhalefeti, resmisi sivili yeri geldiğinden, üç kıtada at oynatanların torunları olduklarını şişinerek bağırmaktan geri durmuyorlar.

Daha düne kadar Osmanlı’nın, sonrasına İtalyanların sömürgesi olan Libya, Albay Kaddafi yönetiminde bir tek otun bile yeşermesine imkan olmayan çölde tarım yapacak hale geldi.

Libya da çöle su akıtan kanal uzunluğu, ne İstanbul Sakarya Nehri arasından kısa ne de Meriç ten.

Kaldı ki, yanı başımız deniz.

İstanbul üç dönemdir aynı zihniyetin elinde.

Şu İstanbul için ne yapıldı…

Hiçbir soruna köklü çözüm getirilmedi. Eş dost ve gizli ortaklıklı şirketlere çıkar sağlamak için az zahmetli çok paralı ihaleler gerçekleştirildi, kasalar dolup taştı.

Kavşaklar yapıldı, yanlış oldu, yıkılıyor yeniden yapıldı. Kaynaklar çar çur edildi, sorgu yok sual yok.

Muhalefet eline almış bit laiklik oyuncağı, kendisi de ne olduğunu tam anlamadan sadece düdüğünü öttürüp duruyor.

Halka hizmet anlamında anlaşılan onların da dağarcığı boş…

İstanbul susuz diyoruz… İktidarından muhalefetinden bir sağ duyulu ses, bir öneri duyan var mı acaba..

Neler yapılıyor on beş milyonluk şehir için.

Ağustosu sıcağında su kesintisini bu kente layık görenler ve onlara karşı olduğunu bir milyon kişiyi meydanlarda toplamakla övünenler ayağa kalkın. İstanbul a su verin…Üç tarafı suyla çevrili bir kentin insanları susuzluktan boğulmasın.

Ve sonunda şunu söylemeye hakkınız olsun:

“ Neler yapmadık şu İstanbul için

Kimimiz nutuk söyledik, kimimiz öldük.

Kimimiz de su verdik”

Büyük şairden özür dileyerek…….

 
Toplam blog
: 36
: 668
Kayıt tarihi
: 25.01.07
 
 

54 İstanbul doğumluyum. Hayatın her alanıyla ilgileniyorum. Çünkü düşünen ve yaşayan bir adamım. Esm..