- Kategori
- Gündelik Yaşam
Sütüme dokunmayın! İnadına inek memesi…
Televizyonlarda Tarım Bakanının bir ifadesi üzerine yazmaya karar verdim. ” ” Bir bardak sütte fırtına koparmayın”. İfade buydu.
Bir vatandaş olarak ben süt ve süt ürünlerini yeterince tüketmez idim. Ne zamana kadar gerçek sütle tanışana kadar. Sütü eşimin memleketinde inekten sağıldıktan sonra kaynayan sütten içtiğim evrede tanıdım. Hele sigara denen pislikten kurtulduktan sonra tat duyum gelişince o tadı arar oldum. Süt konusunun iki kısmı var. Birincisi üretim kısmı , ikincisi ise tüketim kanadı.
Birinci kanadı çok önemli lakin üretici olmadığım için bu konuda sıkıntıları pek bilmiyorum. Sadece hayvancılığın zor olduğunu hayvanların arasına girip o insanların karda kışta, her mevsimde çekilen çilenin basit olmadığını biliyorum. Şunu da basit olarak biliyorum. Hayvancılıkta özellikle süt üretiminde tohumlama yapılan inek başına ve buzağı başına destekleme yapıldığını, sütü alan firmaların temiz ve kaliteli üretime prim verdiğini , süt üretiminde süte verilen paranın maliyetler bazında yeterli olmadığı gibi konuların olduğunu çiftçi kardeşlerimden dinleme fırsatım olmuştur. Birinci kısımda bilir kişilerin bizleri bilgilendirmesi daha doğru olacaktır.
Gelelim ikinci kısmına . Tüketici ayağına. Neden bugüne kadar süt tüketiminden kaçtım. Gerçek olan şuydu. İnekten sağılarak kısa sürede içtiğim sütün tadını ve o sütten yapılan yoğurdun tadını asla hazır süt ve yoğurta bulmak mümkün değil. İnsan oğlu bu tadı alma hakkına sahip midir. Cevabı evettir ve insanın bir hakkıdır. Bir bardak sütte fırtınaya gelelim. Hazır bir süt ve yoğurt günlerce nedense bozulmuyor , fakat normal yapılan yoğurt uygun yerde korunmasına rağmen doğal olarak kısa sürede tüketilmezse ekşime ve bozulmaya gidiyor ve bu doğal olandır. Lakin uzun süre duran ticari sütler ve yoğurtlar ne hikmetse bozulmuyor.
Konu kanser konusu ile başladığı biliniyor. Ülkemizde kanser olgularının artış gösterdiği aşikar ve tıp camiası bunun artmasında çevresel faktörlerin ve beslenmenin etkili olduğunu biliyorlar. Ticari kaygı taşıyan süt ve yoğurtta katkı maddesi olmasa süt ve yoğurt bozulacağı aşikar. Sayın Tarım Bakanı ifade kullanırken şu bilimsel verilerle gelmek zorundadır. En az yirmi yıllık bir sürede doğal süt ve süt ürünlerini kullanan insanlarla , ticari kazanç amaçlı firmaların pazarladığı süt ve süt ürünlerini kullanan insanların kansere yakalanma oranlarını gösteren bilimsel araştırmaların sonuçlarını açıklaması gerekmektedir. Elinde bu konuda yapılmış çok merkezli , çok etmeni içine alan gerek ulusal gerekse de uluslararası çalışma sonuçları varsa yayınladığı taktirde Türk Toplumu olarak kendisine minnettar kalırız. Şayet böyle bir veri olmadan bu ifade kullanılmışsa Allah(c.c) korusun Rahman ve Rahim olan Allah (c.c) huzurunda büyük bir vebal olabilir. Biz biliyoruz ki Çernobil faciası sonrası siyasiler TV ekranlarında çay içmiş, ve problem yok demişti , lakin yıllar sonra Karadeniz bölgesinde kronik etkiye bağlı kanser oranını arttığı da asla göz ardı edemeyeceğimiz bir gerçekti. Allah(c.c) bunun asıl şahididir. Başka şahide gerek olmasa gerek.
Gelelim benim sütüme. Ben mi ne yapıyorum. Şu an ineğin memesinden sağılan ve bir saat içinde kaynatıp içtiğim sütümün lezzetiyle yaşıyorum. Yoğurt mu yemede yanında yat. Ayda tek başıma 10 kg. süt ve süt ürünü tüketiyorum ve bu tadı veren Allah(c.c) a şükrediyorum. Tüketimimin büyük çoğunluğu yoğurt ve süt olarak. Ha sütü iyi kaynatıyorum sayın bakanım. Zira brusella, tüberküloz gibi hastalıklardan korunmam gerekiyor.
Gelelim tüketici bazında sosyal devlet ne yapmalıdır. Devlet vatandaşına katkısız, sağlıklı üretilen, sağlıklı doğal beslenen hayvandan elde edilen, çok kısa sürede ulaşabileceği sütü sağlama yolunu bulmalıdır. Bu kolay mı. İşte zor olandan bahsettim. Devlet bunu yaptığı anda vatandaşına saygılıdır ve Allah(c.c) yarattığı en değerli varlık olan insana olması gereken değeri verir. İnsanlara istediği anda bu süte ulaşabilir noktaya giden yolları bulur ve uygularsanız işte o zaman bir bardak sütte fırtına koparan insanlar fırtına koparamaz. Alkışlamaları gerekir. Biliniz ki bunu tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına sağlayın işte o zaman ben Allah(c.c) şahittir ki ayakta alkışlayacağım. Çünkü insan en temiz olanı hak etmektedir.
Sevgili inekler bana bu güzel lezzeti tatmam da vesile olduğunuz için sizlere teşekkür ediyorum. Allah(c.c) a sonsuz şükürler ediyorum..
www.selcukefendi.com sayfasında yayınlandı.