Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Mayıs '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Sütümü helal etmem!

Bir anneler gününü daha kutlamaktayız; reklamlar almış başını gidiyor… “Annenize bilmem ne hediye alın, yanında bilmem ne de hediye!” tarzında…

Böyle ranta bağlanmış günleri sevmiyorum!

Asıl çıkışı böyle bir amaca yönelik değildi, elbette, cılkını çıkaranlar kapitalistler midir, analarını yılın on iki ayında aramayıp da, bir gününde arayıp da vicdanlarını yatıştıranlar mıdır?

Amacın araca dönüşmesine acayip gıcığım!

Misal; Sevgililer Günü pek safiyane bir şekilde ortaya çıkmıştı: Sonrası ne oldu? Kapitalizmin pençeleri altında boğuldu!

Naifliğinden eser kalmadı; ne kadar pahalı hediye alırsan o kadar çok seviyorsun şekline dönüştü.

Oysa; bir kart ile başlamıştı posta kutusuna atılan…

******

Fatma on beş yaşındaydı, komşusu hanımın yeğeni pek beğenmişti; birkaç mektup Fatma’ya ısrarla verilmiş, aynı ısrarla cevap istenmişti.

Allem ve de kallem edilip de cavap yazılması istenen Fatma, yaptığının farkında bile olmadan, yani aşk dahi duymadan, birkaç kelam yazmak zorunda kaldı…

O birkaç kelamlık mektup Fatma’nın annesinin eline geçti mi?

Geçti!

Fatma annesine yalvardı  mı: “Babama bir şey söyleme, bir daha asla yapmam!” diye…

Dedi, de…

Annesi ne yaptı?

Fatma kendisini babasının kolları arasında evlerinin damından atarken buldu…

Ölmedi Fatma, O adama kaçtı; ölümden…

Ölümden kaçtı ama yaşamı da yaşatmadılar; koca dayağı, kaynana dayağı, falan…

******

Sahip çıkılmayanların ortak kaderi!

******

Münevver doğudan gelip de İzmir’e yerleşmiş bir ailenin en büyük çocuğu; annesi tarafından sürekli “O.spu” lafını duyarak yetişmiş; babasını erken yaşta kaybetmiş, anne habire o.spu kelimesini kullanarak kendince kollamış!

Münever, anesinin istediği biri ile evlenmiş, türlü sıkıntılar çekmiş, boşanmış sonunda.

Annesi hiç vazgeçmedi o.spu yakıştırmasından; hatta Münevver’in yeni yetme kızına dahi aynı yakıştırmada bulunmaktan!

******

İlle de dokuz ay on gün karnında taşımakla annelik olmadığı gibi, göstermelik bir “Anneler Günü” nün de anlamsız olduğunu anlatmaya çalışmaktayım, naçizane…

******

Annemden hiç duymadım “Sütümü helal etmem!” lafını; şanslıyım, farkındayım!

“Hava yağmurlu, yorgunsundur da, gelme annem, telefonda konuşuyoruz ya!” diyen annelerdendir annem…

Sıkıntısını sesinden anlarım; söylemez yoksa!

“Anne, canın bir şeye sıkılmış!”

“Yok annem…”

“Anne? Kafana bir şey takılmış, hadi söyle!”

“Biraz kırıklığım var, merak etme!”

******

“Sütümü helal etmem” lafını asla kullanmayan anneme, nezdinizde, çok teşekkür ederim!

Bu lafı duymadığım için asla kullanmadım!

Hiçbir ana kullanmasa keşke!...

******

Her bir ana sütünü içirmek ister yavrusuna kana-kana; içirmek istemese de göğüsleri şişer çatlarcasına; süt zaten durmaz akar ısrarla…

Çalışan kadınlar için üretilmiştir zaten göğüs pedleri, süt sağma aletleri, falan…

Neyin hakkı? Neyin hesaplaşması? Neyin bedeli bu?

******

Canı çok yanmış anneler çoklukta memlekette, çocuk yaşta evlendirilen, çocukken çocuk sahibi olanlar…

Acısını doğurduğu çocuklarından çıkaranları gördükçe, bildikçe canım acıyor!...

******

Acısını yüreğine bastırıp da, çocuklarına duyurmayanlar da var; elleri öpülesi analar…

******

Fatma, babasına çok kızgın, annesine de… Bir mektup saklanamaz mıydı, bir anne dinleyemez, anlayamaz mıydı kızını?

Anne-babası tarafından ciddiye alınıp da dinlenmeyen, dedikleri önemsenmeyen kızlar ve hatta erkekler girdikleri yolda hep yalnız, hep eksilerdedirler…

Bu eksileri kullanan öyle kişiler olur ki; bilir ki yüreği yanmaz gözden çıkaran babaların, anaların!

******

Anneler günü kutlu olsun!

Olsun!...

Her anne hak eder mi?

Eeee, biraz düşünelim…

******

Bir de; laf ola-beri gele tarzında her özel günü hep beklenilen tarzda kutlamayalım!

Mesela, annemizi seviyorsak, ille de böyle bir tarihi esas almayalım; hediye alacaksak da, ille de Anneler Günü’nü beklemeyelim; “Seni seviyorum!” gerçek tınısında ve sıcaklığında telefonda her hangi bir günde de söylenebilir!

******

Annem için: Hep dediğim gibi: İyi ki annemsim, iyi ki beni sen doğurdun, yetiştirdin!...

Seni çok seviyorum anneciğim, daha nice uzun yıllar sağlıkla yanımızda kal!

İçinden gelerek kız ve oğullarına bunu söyleten tüm annelere saygılarımla...

 

http://twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com

 

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..