Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Kasım '17

 
Kategori
Güncel
 

Suudi Arabistan Gerçeği Nedir?

Suudi Arabistan Gerçeği Nedir?
 

Suudi Arabistan Müslümanlar için kutsal olan Kuran’ın Peygamberimiz Hz. Muhammed’e indirildiği bir coğrafyanın kutsal mekânımız namaz kılarken kıblemiz, her Müslüman’ın günde beş vakit kıblemiz yaptığımız kutsal topraklardır.

Birinci Dünya Savaşı (Osmanlı’nın Paylaşım Savaşı) öncesinde bölgeye yerleşen İngiliz ajanlarının cirit attığı Lawrence ve öncesinde bir sürü başka İngiliz ajanının bizzat kışkırttığı ve binlerce Müslüman Türk’ün bizzat İngilizlerle birlik olup Türklerin kanını akıttığı bölgenin de aşağı yukarı yine adı Suudi Arabistan’dır.

Gelinen süreçte önce İngilizlerin elinde oyuncak olan, ardından 2. Dünya Savaşından sonra da Amerikalılara geçen sözde bir Suud hanedanı olduğu ve Hıristiyan ülkelerin koruması ve sömürüsünde olan ülkenin petrol paraları ile batıyı finanse ettiği bilinir.

Yapamadığı Hac organizasyonları ile Müslümanların defalarca ölümüne neden olan yönetim bir nevi Amerika’nın çevreleme politikasında “Yeşil Kuşak Projesinin”  finansman ve milis desteğini veren Suudi Arabistan herhangi bir Müslüman ülkeden daha fazla Hıristiyan ve Yahudi İsrail’in elinde oyuncağa dönüştüğü de bilinir. Osmanlı zamanında yapılan mezarları, tarihi eserleri yerle bir ederek Hilton’a yer açan Suudi Arabistan ecdada ait birçok tarihi eseri, İslam’a beş asırdan fazla hizmet eden Türk ve Osmanlı izlerini tamamen silmek için elinden gelen her şeyi yapmakta tereddüt etmemiştir.

Arap Yarımadasında hanedanların ne şekilde iktidara getirildiğine dair yüzlerce kitap var. Söz konusu hanedanların nasıl ve ne şekilde hangi şartlarda iktidara getirildiği ve Hıristiyan Dünyasının elinde oyuncağa dönüştüğü,  aşırı lüks ile İslam’ın lüks ve şatafatla ilgili bazı şartlarını karşılamadığı gerçeği ile İslam’a muhabbet duyanları da İslam’dan soğuttuğu bilinen bir gerçektir.

Hemen herkes Amerika ya da İngiltere istediği anda Birinci Dünya Savaşında Türk askerine silah sıkmakta tereddüt etmeyen, en büyük rakibi yine Müslüman ülkeler olan Mısır, Türkiye gibi ülkeler olan Suudi Arabistan’ın en büyük düşman ilan ettiği ülke İsrail veya herhangi bir Hıristiyan ülke değil, içinde her gün Allah’a dua eden Müslümanların bulunduğu İran olması, pek yakın zamanda bir silahlı mücadelenin başlayabileceğine dair olası ihtimaller Müslüman iki ülke olan İran Irak savaşına benzer bir silah pazarı olma, kardeşi kardeşe kırdırma görevi verildiğinde bu görevi mecburen ifa etmek zorunda olan bir yapıdır.

Açıkçası Suud Hanedanı’nın yaşadığı şatafatı ve Müslüman halkların zulüm içinde yaşayışlarını gören her insan eğer İslam’ı biliyorsa çelişkiyi derhal görebilir. Petrolünden başka ürettiği hemen hemen hiçbir şeyi olmayan ülke, aktif tüketici konumunda ve petrol zenginleriyle ünlüdür.

suudi arabistan ile ilgili görsel sonucu

Suudi Arabistan elbette Peygamber Efendimiz (S.A.V) Hz. Muhammedden ötürü, kutsal Mekke ve Medine şehirlerinden dolayı Müslüman alemi için kutsal yerlerdir. Hac İslam'ın beş şartından birisidir. Elbette bu ziyaretlerin de önemli bir pazar işlevi olduğu da bilinen ve kabul edilmesi gereken bir gerçektir. Suudi Arabistan'ın mevcut hanedanının geçmişten gelen ittifakları anlamında tarihçiler ve bölgede dengeler açısından bakıldığında Osmanlı torunlarından Türklere mezar olan, Türklerin ve Müslümanların 1. Dünya Savaşında bir kez daha kanlarıyla sulanan kutsal topraklar günümüz dünyasında petrolü  ve zemzem suyu ve Medine hurmasından başka dünyaya sunduğu bir ürünü olmadığı gibi pazarın üretici olmayan Suudi halkın kontrolünde olmadığı, otellerin işletmecilerinin Amerikalıların ve başta Uzakdoğu olmak üzere üretici ülkelerin malları ve Batının petrole karşılık, üretmeyi tamamen unutmuş, üretmeye ihtiyaç duymayan bir toplum olagelmesi, İslam Dünyasına teknoloji ve  bilim anlamında sunabileceği liderliği olmadığı gibi, Batı'nın desteği olmadan kendini savunabilme kabiliyeti de bulunmamaktadır. 

Ne yazık ki, günümüz dünyasında yüz bin doları olanlar paralarını çalınma ihtimaline karşı bankalara, milyon doları olanlar mevcut servetlerini korumları için bankalara ilave olarak koruma ordularına ve güvenlikli yerleşim yerlerine, milyar doları olanlar; mevcut devlet yönetimleriyle iyi geçinmeye ve söz konusu devleti idare eden güçlerle ittifaka ihtiyaç duyarken; çok daha güçlü olanlar da dünyanın jandarması Amerika'ya veya Birleşmiş Milletler daimi üyelerinden herhangi birinin korumasına (özellikle Dünyanın jandarması Amerika'nın koruması) şiddetle ihtiyaç duyuyorlar. Aksi halde servet çok kısa zaman içinde etkin güçler tarafından suçlu veya suçsuz olmasına bakılmaksızın ellerinden apansız bir şekilde alınıverir. 

Güçlü ve birlik olmayan, olamayan birbiriyle rekabet halinde olan, rekabet etmekten de öte birbiriyle savaşan İslam Devletleri umarım ki, bir an önce kendi Rönesanslarını başlatırlar. Görünen ise bunun yakın gelecekte olmayacağıdır. Bu Rönesans gerçekleşmediği takdirde İslam ülkelerinin halkları gerçekten zulüm içinde inim inim inlemeye mahkumiyetleri, bunda belki de İslam'ın özünden ayrılıp; "yaşadıklarını İslam sanmaları" sayesinde en azından petrol bu bölgede bitene kadar belki de daha uzun yıllar alacak. Yırtıcı kuşlar gibi bölgedeki doğal zenginliklere konan şer güçler sayesinde bölgedeki zenginliklerin uzunca bir süre yerel halka yararından çok zararı olacak.

 

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..