Suudilerin beceriksizliğine İslam âlemi” dur” demelidir!

 Adına ne derseniz deyin, ister facia deyin, ister kaza deyin, ister hata deyin ama lütfen hac ziyaretinde, normal ölümlerin dışında ki ölümlere “takdiri ilahi” demeyin!

Göz göre göre gelen bu kaçıncı kitlesel ölüm?

Aslında hepimiz bu ucuz ölümlerin sayısını bile unuttuk.

Hangisini hatırlatalım?

Tünel faciasını mı?

Şeytan taşlama facialarını mı?

Çadır yangınlarını mı?

Suudi güvenlik görevlilerinin hacı adaylarını katletmelerini mi?

İsterseniz son kırk yılın facialarına bir göz atalım.

Son 40 yılda meydana gelen ve izdihamlardan ve kazalardan kaynaklanan facialar şunlardır;

24 Eylül 2015: Mina'da meydana gelen izdiham nedeniyle son belirlemelere göre 753 kişi öldü, 887 kişi yaralandı.

12 Ocak 2006: Şeytan taşlama sırasında çıkan izdihamda 364 kişi öldü.

1 Şubat 2004: Şeytan taşlamanın ilk günü meydana gelen izdihamda 251 kişi öldü.

11 Şubat 2003: Şeytan taşlamanın ilk günü çıkan izdihamda 6'sı kadın, 14 kişi öldü.

5 Mart 2001: Şeytan taşlama sırasında 35 kişi öldü, çok sayıda kişi ise hafif şekilde yaralandı.

9 Nisan 1998: Mina'da çıkan izdihamda 118 kişi öldü, 180 kişi yaralandı.

24 Mayıs 1994: Şeytan taşlama sırasında çıkan izdihamda 270 kişi öldü.

2 Temmuz 1990: Mina'da tünelde çıkan izdihamda bin 426 kişi öldü.

 11 Eylül 2015: Kâbe’de meydana gelen vinç kazasında 107 kişi öldü, 238 kişi yaralandı.

6 Ocak 2006: Mekke'de bir otelin yıkılması sonucu 76 kişi öldü.

15 Nisan 1997: Mina'da hacıların konakladığı çadırlarda çıkan yangında 343 kişi öldü, bin 500'ü aşkın kişi yaralandı.

10 Temmuz 1989: Mescid-i Haram'ın dışında düzenlenen iki saldırıda bir kişi öldü, 16 kişi yaralandı. Daha sonra aynı yıl 21 Eylül'de saldırıları gerçekleştirmekle suçlanan 16 Kuveytli Şii yakalandı ve idam edildi.

31 Temmuz 1987: İranlı hacılar ile Suudi güvenlik görevlileri arasında çıkan olaylarda 275'i İranlı olmak üzere 400'ü aşkın hacı hayatını kaybetti.

20 Kasım 1979: Suudi yönetimine karşı silahlı kişiler Mescid-i Haram'ın içinde onlarca hacıyı rehin aldı. Yapılan baskında 153 kişi öldü, 560 kişi de yaralandı.

Aralık 1975: Mekke yakınında hacıların kaldığı bir kampta çıkan yangında 200 hacı hayatını kaybetti.

Yazımın girişin de belirttiğim gibi bu ucuz ölümlerin adına ne derseniz deyin, ister facia deyin, ister kaza deyin, ister hata deyin ama lütfen hac ziyaretinde, normal ölümlerin dışında ki ölümlere “takdiri ilahi” demeyin!

Suudilerin, hac organizasyonunda ki beceriksizliği diyelim.

Kutsal topraklar İslam âleminin ortak değeridir ve Suudilere bırakılmayacak kadar önemelidir diye düşünelim.

Orada hangi milletten olursa olsun ölümün adı ölümdür. Ve ölenler insandır.

İnsan canının Allah katında kutsal sayıldığını hepimiz biliyoruz.

Yüce Allah’ın kutsal saydığı insan canını Suudilerin yok saymasına ve daha fazla “dolar” uğruna yok edilmesine İslam ülkelerinin tamamı karşı çıkmalıdır.

Orada ki kitlesel ölümlere” kutsallık yüklemek, takdiri ilahi” demek o günaha ortak olmak demektir.

Sadece son 13 günde 1000’e yakın insanın ölümüne sebep olan bir ülkenin beceriksizliği, sorumsuzluğu görmezden gelinmemelidir. Bunun hesabı Suudilerden en acımasız şekilde sorulmalıdır.

Suudilerin, hayatını kaybedenlerin ailelerine para vermesi sorumsuzluklarının üstünü örtmemelidir. Uluslar arası her arenada hukuk mücadelesi verilmelidir.

Kısacası hac farizasının yerine getirildiği tüm kutsal alanlar Suudilerin insafına bırakılmamalı, Suudilerin yerine tüm İslam ülkelerinin ortak sorumluluğu ile yönetilmelidir.

Kutsal topraklar da hayatını kaybeden tüm hacılara Allah’tan rahmet diliyorum.

Yeni bir yazıda buluşmak dileği ile…

Ali Galip AKYILDIRIM

Eğitimci/Yazar