Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Kasım '16

 
Kategori
Deneme
 

Suya Bakan Hayat

Suya Bakan Hayat
 

Her akşamın dönüşünde köprülerden geçerken suya bakmalı insan. Ama suya öylesine bakılmaz, çünkü su canlıdır; baktığınız su yüreğinize hayat akıtmalı damla damla. Tek başınadan daha da güzeli suyu gören bir ağaç altında sohbet çayları içilmeli. Su akar ve aynı suya bir daha bakamazsınız. Bu yüzden suyun hayat gibi devinimini görecek bakmayı öğrenmeli insan; ondan sonra geçmeli köprülerden.
 
İçmeden önce suya bir bakın; suyun teninden dönen ışığa bakın; suyun kabını kutsal kâse gibi kaldırın; diliniz suyun ağırlığına dokunsun; içinizdeki akışını hissedin. Böyle yapınca anlarsınız, karşıya geçmek için ışıklarda durup caddeye bakınca insan manasının nasıl da su gibi aktığını. Cadde su gibi akar; kaldırımlar su gibi akar. Annesinin elini sıkıca tutan küçük çocuğun bile acelesi vardır. Herkesin acelesi vardır. Telaşlı ve ciddi adımlarla kalabalıklar yarılır; minibüslere, otobüslere, metroya, vapura doluşur insanlar. Caddelerde su gibi akarken, kim görmektedir yolların da kendisiyle birlikte yürüdüğünü? Herkes kendi akıntı hızını artırma derdindeyken hayatın muhteşem akışını göremeyecek kadar ciddi ve düşüncelidir. Herkes varılacak yere bir an önce ulaşma kaygısıyla dökülüp ziyan olan bir kap sudur. Suya bakmadan suya kapılan insanlar neye yetişmek için telaşlanırlar? Kaçırmaktan korktukları ne ola ki, suya düşen alın teri damlasının pırıltılı halkalarına bakacak zamanları bile kalmamışken?
 
Çoğu insan “geçim telâşı” diye nitelenen bu zamana karşı yarışta kendisini bile fark edemeden, yani suya hiç bakamadan akıp gidiyor ahrete; bir kanalizasyon atığı gibi gidiyor. Önce suya bakmalı, sonra suyu içip sudan bir şey olmalı. Yoksa turşu kurusundaki tuzu ayıklar gibi her gün saçlarımızdaki akları sayarken nesli tükenen hayalleri özler dururuz.
 
Suya bakmak gibi ölüme bakmayı da öğrenmeli insan. Ölüm de su gibi hayata taze can taşır. Hayatın gübresidir ölüm. Ölüm kapısının ardında neler döndüğünü anlayamasam da, henüz yaşarken bari gönlüm sevgiyi paylaşan ruhlara korunak olsun. Gönlüm sevgiyi beleşinden paylaşmaya özgür ve razıysa, ölüm bedenimi aldığında ruhum asla düşmez. Ölüm, sen ne zaman gelirsen gel beni gülümserken bulacaksın; çünkü yaşarken seni bile sevmiş olacağım.
 
O kadar korktuğumuz halde ölmek için ne çok şey yapıyormuşuz, şaştım da kaldım. Ölüm bu kadar tatlı mı, yoksa bu kadar mı körü körüne yaşamakta insan? Belki de yaşadığını fark etmek için ölümcül yaşıyordur insan…
 

Ölümün canına minnet

Kadere niyet

Bir bahane bulur insan

 

Bilir misin nedir

En anlamsız olan?

Dirilmek için kıyameti bekler sağ kalan...

 
Muharrem Soyek
 
 
Toplam blog
: 363
: 1765
Kayıt tarihi
: 04.08.08
 
 

Parasız yatılı Darüşşafaka Özel Lisesi'nde iki yılı hazırlık sınıfı olmak üzere yedi buçuk yıl ok..