Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mayıs '12

 
Kategori
Blog
 

Suya tirit yazılar...

Suya tirit yazılar...
 

İnsanlar, ciddi memleket meselelerindense, kendilerini eğlendiren yazıları okumayı tercih ediyor; gördüğüm kadarıyla...


Ofisimde çalışan arkadaşım, grafikerim Muzaffer, geçenlerde bana dedi ki: " Cem abi, bu aralar çok suya tirit yazılar yazıyorsun. Daha ciddi konularda yazsana. " Ben de kendisine dedim ki: " Ah be! Muzaffer kardeşim... Ben ne ciddi yazılar yazıyorum da; okumuyorlar ki!...

Milliyet Blog'ta, bloğumuzda çok okunan yazılara şöyle bir bakıyorum da... Yemek tarifleri, zayıflama reçeteleri havada kapışılıyor, yüzler, hatta binlerce kez okunuyor.

Alışveriş ve moda yazıları, güncel film ve kitap anlatıları pek bir tutulmakta... Bunun da başlıca nedeni bence: Millet olarak yapmaktan çok, yapanı eleştirmeye meyilli olmamızdan kaynaklanıyor bence.

Astroloji ya da televizyon programlarıyla ilgili yazıldığında da okuyan, mal bulmuş mağribi gibi! yazının üzerine atlamakta...

Mesela benim şu ana kadar en çok okunmuş birinci yazım: " Matematiksel kıyamet: Akrep erkeği & koç kadını "... İkinci yazımsa: " Evlilik programları "...

Halbuki ben, en çok deneme yazmaktan hoşlanıyorum. Çünkü deneme türü yazılar, hem daha kalıcı, hem de edebi yönü daha güçlü yazılar...

Ama be kardeşim! Yazdığım denemeler okunmuyor ki!... Millet, deneme okumayı sevmiyor ki!... Bu durum, sadece benim için değil; tüm deneme yazarları ve yazıları için de geçerli gördüğüm kadarıyla... En iyi denemeler, ya 150 kez okunuyor ya da 250 kez burada.

Yazan, en çok da, okunmak ister besbelli ki... Ee, okunmak isteyen yazan da, baktı ki olmuyor, en çok okunduğu konulara kayar kolayca.

Eskiden burada güncel ya da siyaset konulu yazılar daha çok okunuyordu. Ama şimdi güncele de, siyasete de pek bakan yok gibi... Bunu biraz da, insanların dön, dolaş aynı konuları karşılarında görmekten sıkılmalarına bağlıyorum.Bir de, kafalarının çok yorgun, sinirlerinin çok gergin olmasına...

Futbol yazıyorum, ilgi hazır, yazı hızla okunmakta... Ama şiir yayınladığımda, 100 okunma sayısını gördüğümde, Allahım! Sana şükürler olsun. diyorum.

Okunurluğu yüksek yazılara şöyle bir baktığınızda, ya " Falancayı kaybettik. Başımız sağolsun! " Ya da güncel bir sözün, sansasyonel bir olayın detaylarını anlatan yazıların çok okunduğunu göreceksiniz siz de. Bu aralar, darbelerle ilgili ahkam kesen yazılar! ve demokrasi nutukları! da pek bir revaçta... Ya da " Nasıl zayıflarsın?, Kilolarından nasıl kurtulursun? " türü yazılar rayting rekorları kırmakta...

İyi, güzel de, bu tip güncel, dönemsel yazıların, mesela 10 yıl sonra, ne kıymeti harbiyesi olabilir peki sizce?

Çok iyi astroloji yazıları yazabildiğim halde, sırf kolaya kaçmamak için, insanlara var olandan, görünenden farklı bir şeyler söylebilmek, anlatabilmek, bireysel ve toplumsal farkındalığımızı arttırabilmek istediğim için, bu tür yazıları, astroloji yazmayı pek tercih etmiyorum.

Ama İsterseniz, küçük bir deneme yapalım. Yarın ya da öbür gün, bir astroloji yazısı daha yazayım. Yazdığım yazının nasıl da iştahla okunduğunu hep birlikte gözlemleyelim. Olur mu güzel arkadaşım?

Muzaffer kardeşimin bu aralar yazdığım yazılarla ilgili söylediği sözler, kısmen doğru ve haklı olsa da, insanlar kendi okuyacakları yazıları kendileri seçtiği sürece, azıcık da suyun akışına uymam gerekiyor herhalde...

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..