Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ocak '07

 
Kategori
Blog
 

Suya yazı yazmak!

Suya yazı yazmak!
 

Önceleri sadece konuşuyorduk. Olaylar hakkında fikirler beyan edip, bir gün dünyayı kurtaracağımızı hayal ediyorduk. Gözlerimiz bu umutla, uzaklara dalar giderdi. "Amerika’nın başkanı ben olsam şunu yapardım, AB’ye girmek için insan haklarını üst düzeye çıkartmalıyız, bunun için de bunlar bunlar yapılmalı."

"Birader, ver şu ülkenin yönetimini bir günlüğüne bana, bak nasıl değiştiriyorum ekonominin kötü gidişini."

"Bu kapkaççılara en büyük cezaları vereceksin ki, bir daha yapamasınlar.

Saatlerce konuşurduk komşularla, arkadaşlarla, ailemizle. Telefondu en güzel takımız kulağımızda, uzak mesafeler için…

İnternet çıktığı zaman, hiç kimse hayatımızda bu kadar büyük bir yere sahip olacağını bilemezdi. Bir süre elektronik posta mı, yoksa e-mail mi diyelim diye tartıştık. Ama bu bizi kullanmaktan alıkoymadı. Nasıl karşı durabilirdik ve erişebilirdik hızına?

Söylemek istediğimiz herşeyi çok kısa zamanda diğer insanlarla paylaşabiliyorduk. Mesajlarımızı, iş sunumlarımızı, muhasebemizi internet ve bilgisayar yardımı ile kolayca yapıyor, hatta randevularımızı bile bilgisayarımızda ayarlayabiliyorduk.

Oyunlar oynayabiliyor, CD dinleyebiliyor ve DVD seyredebiliyorduk bilgisayarda.

Bilmediğimiz konularda Google, Yahoo gibi arama motorları bizim imdadımıza yetişiyordu. Dert ortağımız, sırdaşımız bile olabiliyorlardı yeri geldiğinde. .

Yetmedi ‘Messenger’ diye bir şey geldi. İnsanlar evde konuşacak kişi bulamadılar, başladılar sanal dünya ile konuşmaya. Evdeki diğer üyeler de, o sırada başka bir sohbet odasında, başkaları ile sohbet ediyorlardı. Birden bire birbirimize ve zaman zaman da kendimize yabancılaştık. Amaç yine fikirleri paylaşmak, sesimizi duyurmaktı ama sohbette yazdıklarımız o anlıktı. Sohbet bitince, yazılan fikirler de çoğunlukla silinirdi.

Tam hepsinde uzmanlaştık, bunun ötesi olmaz derken, sanal dünyamıza ‘Blog’ girdi. Ne yapmalı diye düşündük uzun bir süre. Çünkü komposizyon yazmayalı çok olmuştu. Fakat anlattıklarımızın, paylaştıklarımızın havaya gitmeyeceğini bilmek, bir zaman aralığı da olsa bir yerde sabitlemek, okunmak, yorum almak bize ciddiye alındığımızı hissettiriyor. En azından, blog okurları ve yazarları arasında.

Her akşam heyecanla ‘Bloglarım’ sayfasına bakmak, kaç kişinin okuduğunu ve kaç yorum aldığımızı görmek müthiş bir keyif…Adam yerine konulmak gibi. Aynı şekilde diğer blog yazarlarını okumak ve yorum yazmak da bir o kadar zevkli. .

Ne güzel, artık suya yazı yazmıyoruz. Hepinize keyifle yazabilmeyi diliyorum sevgili arkadaşlar…

Resim: http: //home.computer.net

 
Toplam blog
: 48
: 2038
Kayıt tarihi
: 26.12.06
 
 

1964 doğumluyum. İşletme Fakültesi'ni bitirdikten sonra Londra'ya yerleştim ve halen burada yaşamakt..