Suyu arayan adam

9.Cumhurbaşkanı'mız Süleyman Demirel, Merhum Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev'e, bir kitap armağan etmişti.

Bu kitap, Şevket Süreyya Aydemir'in yazdığı "Suyu Arayan Adam" kitabıydı.

Milliyet Blog'un Eğitim kategorisinde, eğitimle ilgili kitapların tanıtımıyla çok yararlı bir çalışma yapan, Çukurova Üniversitesi Eğitim Bilimleri öğretim görevlisi, sayın Şemsettin Koçak da bu kitabın tanıtımını yapmıştı.

Bu kitap, okuma listemdeydi ve nihayet okuyabildim. Tarih meraklıları için çok ilginç bir kitap olduğunu düşünüyorum. Bir solukta okudum.

Çok etkilendim ve yararlandım. Bilgi dağarcığıma önemli bilgiler girdi. 9.Cumhurbaşkanı'mızın, bu kitabı armağan edişindeki manayı, güzelliği çok iyi anladım. Bu kitap aynı zamanda Azerbaycan'ı da ilgilendiriyordu.

Şevket Süreyya Aydemir'in, bir ölçüde yaşam öyküsü olan bu kitap, Osmanlı'nın son döneminin havası, Balkan ve Birinci Dünya savaşı, 1917 Rus Devrimi, Kurtuluş Savaşı sonrası kurulan Türkiye Cumhuriyeti içinde geçen çok ilginç bir yaşam öyküsü...

Bu yaşam öyküsünün içine giren, Enver Paşa, Nazım Hikmet, Stalin, Troçki, Doktor Nazım, Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati ve bir çok tarihi şahşiyet bu kitap da yer almaktadır.

Birinci Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru, genç bir öğretmen adayıyken, gönüllü olarak, Doğu Cephemizdeki savaşa katılan, Turan Sevdasıyla kafkaslara geçen, Rus Devrim'ini yaşayan Şevket Süreyya Aydemir, çok önemli bir dönemin tarihini çok önemli bir şekilde, olumlu, olumsuz, yanılgılarıyla, aldanışlarıyla birlikte okuyucuya anlatıyor.

Remzi Kitabevi yayınlarından çıkan bu kitap, aynı zamanda; MEB 100 Temel Eser listesinde de yer alıyor.

Kitapta, yaşam, tarih ve felsefe içiçedir. Altı çizilerek okunacak bu kitaptan , altını çizdiğim bazı cümleleri sizlerle paylaşmak istiyorum.

"Meğer bizim saltanat sandığımız şey, sadece bir gaflet uykusuymuş."

"Evet kâbe Turan'dı. Hatta onunla da kalınmamak ve kısaca dünyaya hâkim olmak lâzımdı."

"Rus ruhu, aşırılıklar âlemiydi: Rus ihtilâli ise, tarihin en büyük aşırılığıydı.

"Halktan geldiler. Fakat kısa zamanda halktan koptular. Birer halk adamı, hatta efsane kahramanı gibi çıktılar. Fakat hemen bir klik adamı oldular. İstibdada karşı ayaklandılar. Fakat getirdikleri de bir nevi istibdat oldu."(İttihat ve Terakki için)

"Sakarya'da millet son mukavemetini sarfederken arkadan, Batum berisindeki sınır taşlarına kadar sokulan Enver Paşa, bu taşları geçebilip de bir de kardeş kavgası açsaydı, şimdi biz, müstakil bir Türk toprağı üstünde nefes almayabilirdik."

Okumanızı tavsiye ediyorum.

Bol kitaplı günler diliyorum.