Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ağustos '07

 
Kategori
Turizm
 

Suyun öteki yüzü

İlk yurtdışı seyahatim 19 Mayıs 2000 de Yunanistan'a oldu. Türkiye Seyahat Acentaları Bilrliği' nin düzenlediği bir geziydi. Sadece acenta sahipleri davet edilmişti.

Daha önce eğitim amaçlı yurtdışına çıkmıştım ama bu farklıydı. Yıllardır gruplara rehberlik ettim, ilk kez turist olarak bir gruba katılacak ve rehberlik yapmayacaktım.

İpsala İstanbul dan yaklaşık 7 saat kadar sürüyor.Gece saat 20:00 da otobüsle çıktık yola. Oldukça heyecanlıydım. Hem ilk turistlik seyehatim hem de çok görmek istediğim bir ülkeye gidiyorum.

Sınır kapısına vardığımızda gece 02:00 sularıydı. Pasaport kontrolünden geçmemiz uzun sürdü. İşlemler bittikten sonra tekrar otobüslere bindik ve yolumuza devam ettik. Ben otobüs yolculuklarını hiç sevmediğim halde bu yolculukta sıkılmamış bilakis keyif almıştım.

Sabah saat 07:00 sularında Kavala'ya varmadan çok güzel bir pastanede, çok güzel bir kahvaltı yaptık. Özellikle börekleri ile ünlü bir yermiş. Orada yediğim ıspanaklı böreğin tatını unutamam.

İlk durağımız Kavala'ydı. Kavala Ege'de olduğu gibi çok güzel bir sahil kasabası. Otelimiz'de deniz manzaralı, çok lüks olmayan 4 yıldızlı bir oteldi. Otel sabahtan bizi almadığı için, bavullarımızı bırakıp çevre turuna çıktık.

Otele yakın bir yerde soğuk bir şeyler içtik. Kavala'lı Mehmet Paşa nın evini gezdik. Sonra otelimize giriş yaptık.

Ben otobüs yolculuklarında da, gündüzleri de uyuyamam. Ama öyle yorulmuşum ki, akşam yemeğine kadar uyumuşum. Akşam yemeğini otelde yedik. Yemekleri güzeldi. Sonra çıkıp çevreyi bir dolaştık. Küçük barları, gece kulüpleri, cafeleriyle oldukça keyifli bir sahil kasabasıydı.

2 gece kaldık Kavala da sonra Çok merak ettiğim sevgili Atatürk ün doğduğu şehire yani Selanik'e hareket ettik. Kavala ile Selanik arası tahmin ettiğimden de uzun sürdü. Tam 8 saat. Atatürk' ün evi harikaydı. İnsan orada korkunç bir maneviyat ve heyecan yaşıyor. Eve de oldukça iyi bakmışlar. Selanik'te kalmadık. Çünkü Selanik'te oteller çok pahalı ve genelde acentalar Selanik'te konaklatmıyorlar. Konaklama olursa maliyet biraz yükseliyor.

Tempi vadisi en etkilendiğim yerdi. Tek kelimeyle büyülendim. Yemşeşil büyük bir vadi. Sallanan bir köprünün üzerinden geçiyorsun. Vadi nin içerisinde bir de ortodoks kilisesi vardı. Neyse ordan sonra Atina'ya hareket ettik. Atina da büyük modern bir başkent. iki gece de orada kaldık. Akşam yemeğini ünlü bir restoranda yiyecektik ama rehber bir kaç kişiyle birlikte beklemeden gitmiş. Ortada kalakaldık. Bilmediğimiz bir yer. Biz de gece elbiseleriyle bir tavukçu ya gittik ve tavukla beyaz şarap içtik. Tavukları küp küp doğramış ve üzerine de limon dökmüştü. Ama tavsiye ederim, nefisti. Asla unutamam o tavukçuyu...

Ertesi akşam da Atina nın balıkçılarıyla ünlü bölgesi Pilaka ya gittik ve orada bir restoranda balık yedik ve sirtaki izledik. Rumlar eğlenmeyi çok iyi biliyorlar. Restoranların çoğunda hep bayan bayana gelenler vardı. Atina'da herkes neşeli ve mutlu. Taksiciler bile bunalmış olan trafikte arabayı durdurup dans ediyorlar.
Fakat çok kültürlüler ve hepsi ingilizce biliyor. Anlatacak çok şey var ama sayfa bitti.

Hayatımın en unutulmaz gezilerinden biriydi. Rumlar bize çok benziyor ve bizim kadar sıcak ve cana yakın insanlar.
Bizimle hiç bir sorunları yok. Şunu çok net söyleyebilirim ki; sorunlar hep siyasi. Halkların birbirleriyle hiç bir sorunu yok. Bilakis Türk olduğumuzu öğrenince çok mutlu oldular ve bize Ege'yi sordular. Herkes Yunanistan'ı mutlaka görmeli. Yalnız bir hatırlatma yapmak istiyorum. Pasaportta Kuzey Kıbrıs damgası varsa Yunanistan bizi kabul etmiyor. Bu yüzden Kıbrıs'a giderken nüfus cüzdanınızla çıkmak en güzeli.

 
Toplam blog
: 147
: 1030
Kayıt tarihi
: 01.07.07
 
 

14/02/1973 İstanbul doğumluyum.İstanbul Üniversitesi Turizm İşletme mezunuyum.İngiltere ye gittiğim ..