Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ocak '09

 
Kategori
Siyaset
 

Tabana sessizce sızıp onu sessizleştirenler

Tabana sessizce sızıp onu sessizleştirenler
 

Sessizlik


Hayret etmemek ne mümkün !
Sessiz yardımların, sessizleştirdiği bir toplum olduğumuzun farkında mısınız?
Neredeyse, sessiz düşüncelerin dahi hayatımızdan kalktığı bir dönemde, içimizde bazı sessiz sedasız yardım hareketleri gelip geçiyor.
Kara gözümüze ve kara kaşımıza mı bu yardımlar?

Sonra da neden bulanıklaşmaya başladığımızı soruyoruz birbirmize.
Hani gün gele, sessiz çığlıklara sebep olmaması dileğiyle biraz düşünmenizi istedim.

Türkiye’nin ülkemize yaptığı yatırımları yanında, “barış inşa projesi” adı altındaki bu sessiz yardımlar, belki bir hiç kalıyor ama proje adları şirinleştirilince , hele de dönemine göre “beslenme çantası” niteliğine dönüştürüldü mü galiba biraz da bağımlılık yapıyor.

UNDP –ACT (Action for Cooperation &Trust)
2005 -2008 Barış İnşa Projesi:

Bu proje ile kendilerini toplumlar arası barış inşa etme ve işbirliği çalışmalarına adamış olan Kıbrıslıları desteklemek ve ada çapındaki kalıcı ilişkileri pekiştirmek amaçlanıyor. Toplumlararası hoşgörü ve karşılıklı anlayışı teşvik edecek Barış İnşa projesinin 6 yıllık bütçesi 41.8 milyon $ (USAID ve UNDP finansmanı). Çok kültürlü değerleri kucaklamaları için Kıbrıs’lı gençlere fırsatlar sunuluyor.

2005 -2008 arası yapılan etkinlikler bakıldığında;

120 Proje yürütüldü.
40, 000’den fazla Kıbrıslı katıldı.
500 adet iki toplumlu etkinlik yapıldı.
14 konu odaklı lobicilik ağı kuruldu.
350 STÖ’nün becerileri geliştirildi.
34 çok kültürlü eğitim projesi uygulandı
600 yayın yapıldı.

Proje adlarına gelince, birkaç örnek verebiliriz:
Kültürel Miras Çemberi Koruması;
Çok kültürlü gençlik eğitimi;
Çok perspektifli eğitim projesi;
Çok kültürlülük ve sosyal katılımcılık projesi;
Kültürel dönüşüm projesi;
Genç film yapımcıları projesi;
Gençlik diyalog projesi;
Genç Gazeteciler Projesi;

UNDP ACT, üç yıl daha uzatılmış.

Ayni tip projeler AB tarafından da uygulanmaktadır.

Eh burada aklımıza ne geliyor. Kendimizi de sorgulamak adına. Sahip çıkılmayan bir gençliğe nasıl sahip çıkılabileceği gelmiyor mu?

Bu projeler, Kıbrıs Türk’ünün yardımlarla beslenen bir gençlik yetiştirmesine sebep olmuyor mu? Gençlerimize “hazırcı” yakıştırmasını yaparken, bir suçlu arıyor muyuz?
Bu bir psikolojik harekat değil mi? Bu proje desteği ile esas hedeflenen nedir?
Bizi olmazsa olmazlarımızdan uzaklaştırmak mı? Bu gidişle tarafsız ve gerçekci yaklaşıma sahip bir nesil kalacak mı, yoksa zamanla para aldığı UNDP, USAID, AB gibi yerlerin kendilerine sunduğu görüşleri mi benimseyecekler?
Destekten dolayı sempati mi duyacaklar?

Ayrıca şu sorular da akla gelmez mi? Bu projeler neden çoğunlukla hatta neredeyse tümü sadece Türk gençlerine yöneliktir? Rum gençlerine yönelik bu kadar çok proje var mı?

Annan planı döneminde panik şekilde dış güçlerin hızlı bir şekilde kesenin ağzını nasıl açtığını hatırlarsınız. O zaman bu destek daha görülür şekildeydi. Şimdi ise uzun süreye yayılmış olan bu çalışmalar daha sessiz, daha planlı ve daha tehlikeli değil mi?

Çok acil olarak bu konunun incelenmesi ve gerekli karşı tedbirlerin alınması gerekir.

Bu tür yardımların dağıtımında ülkemize doğrudan ya da dolayılı yoldan bir dış müdahaleye karşı tedbirli olmak durumundayız. Geçmişte olduğu gibi bu tür yardımların bir denetim ve kontrol mekanizması gerektirdiğini ve dünyanın hiç bir ülkesinde yönetimden izin almadan bu tür işlerin yapılamayacağı gerçeğinden yola çıkarak en azından bir denetleme mekanizmasının hemen harekete geçirilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde bu dış müdahale ülkemizdeki birçok kesimi olumsuz etkileyecektir.

Tarihimize de sessiz bir kanıt olur diye bugün bu konuyu gündeme getirmek istedim.

Emine Sütcü

17.01.2009

 
Toplam blog
: 62
: 707
Kayıt tarihi
: 18.11.08
 
 

1962 dogumluyum. Doğu Akdeniz Üniversitesi mezunu bilgisayar programcısıyım. Mesleğim gereği birçok ..