Taciz ediyolarrr taciizzzz

Ya vallahi komedinin bu kadarı olmaz. Bir meslek gurubunun üzerine bu kadar gidilmez. Hele hele bu meslektekiler biz gece uyurken dışarıda bizim için güvenliği sağlayan, biz bayram sevinci yaşarken ailesini evde bırakıp sokakta asayişi düzenleyen, biz yılbaşı gecesi tepinirken onlar buz gibi arabalarında 'aman bir olay çıkmasın insanlar yeni yıla sorunsuz girsin' diye gecesini gündüzünü bilmeden çalışan gruba dahillerse hiç gidilmez. Onlar olmasaydı ne olurdu diye düşünmek bile yeter aslında ama nedense bunu da yapamıyoruz.

Evet polislerimizden bahsediyorum. Hani sokakta ağlayan çocuğumuzu vermekle korkuttuğumuz polisler, hani evimize giren hırsızı gecenin bir vakti kovalarken canından olan polisimizden ve okul önünde çocuklarımızı uyuşturucu tuzağına düşmekten koruma pahasına kendi canını veren polislerimizden.

Bunları yazmama neden olan haberlerde seyrettiğim iki olay. Birinde iki bayan kapkaç yapmış . Polis yakalamış eline kelepçe takmaya çalışıyor kapkaç yapan suçlu vatandaş bağırıyor 'taciz yapıyolarr taciizzz'. Ve ben sadece yuh diyebiliyorum buna. Aralarında 2 insanın geçebileceği kadar boşluk var. Taciz filan yok elbette. Amaç dikkati polisin üzerine çekmek. Neden 'vah vah zavallkı kadın' densin diye. Zavallı polis mümkün olduğu kadar uzak durmaya, dokunmamaya çalışıyor, bu her halinden belli. Neden? Çünkü kadın şikayet ederse devlet memuruna hakaretten kadını cezalandırmak yerine, görevini yapan polise soruşturma açılır da o yüzden. Bırakın büyüklere parmak kadar kapkaçcıya bile el süremiyor polis korkudan, çünkü minik kafasına sokulmuş kurtulma planının ilk şıkkı 'bana tacizde bulundular' dedimi tamamdır. Ondan sonra al başına belayı. Soruşturmada aklının ucundan bile geçmeyen bir şey için ver savunmanı. Milletin ağzıda torba değil büzesin, işte rezil oldun gitti.

Danimarkada polis yakalayıp yere yatırır bir de üzerine oturur debelenip kendine ve çevresindekilere zarar vermesin diye. Hiç bir allahın kulu ağzını açıp 'sen beni taciz ediyorsun' deme cesaretini gösteremez polise. Trafik kontrolu yapan polis, arabanın camından kafasını içeri sokar taa burnunuzun dibine kadar gelip 'seni neden durdurdum biliyor musun' der. Ağzınızı açıp neden bu kadar dibime giriyorsun diyemezsiniz, sadece soruya cevap verebilirsiniz. Alkol aldın mı diye bir kere sorar ve üflemen gereken cihazı bir kere uzatır. Gıkın çıkmaz, çıkamaz çünkü gürevli memura zorluk çıkartmak suçtur. Senden şüphelendiyse bal gibide üzerini arar. Ben bayan polis isterim bile diyemezsin. Cevabı 'ben erkek değil polisim şu anda' olur çünkü.

Her haber bir iç acısı. İkinci olay alkollü bir vatandaşa alkolmetreyi üfletmeye çalışan polisin çektiği eziyet. Yanlış üflüyor hatasını kabul etmiyor. Neymiş beyefendi sanatçıymış. Bir ben sanatcı olamadım ona yanıyorum. Canım memleketimde üç kelimeyle kapı gıcırtısı yanyana geldi mi sanat ortaya çıkıyor. Eh buna bağlı olarak ta sanatcılar tabii ki. Bütün bunlar olurken kamera polisin gözüne gözüne çekim yapar. Ters bir davranışta bulunup ters tepki almaktan korkan canım polisim ise ana avrat sövene katlanır, rüşvet teklif edene sert çıkarsa az mı geldi sorusuna katlanır, özel hayatında olmadık sorunlar yaşar sesini kimseye duyuramaz, sonra biz ne deriz 'Aaa noluyo bu polislere yaaa'.

Madem AB ye girmek için bu kadar debeleniyorsunuz o zaman polisimizi de AB ülkelerinin şartlarında çalıştırsanıza. Şu kanunları biran önce düzenleseniz, polisler de korkuları olmadan görevlerini yapsalar. Kanunlarda var olan görev başındaki memura hakaret bile dahil edilmeli suçlara. Kapkaç mı yapmış, polise taciz etti beni mi diyor cezasına polise hakaret de dahil edilmeli. Sarhoş, alkolmetreyi üflemiyor polise 'adi şerefsiz' mi dedi, hem şahsa hem polisliğe hakaretten de cezalandırılmalı. (bunu da ana haber bülteninde seyrettim. Sarhoş beyefendi! polise 'adi şerefsiz rüşvet versem böyle olmazdı di mi' dedi kameralar önünde).

Bütün bunlar aslında toplumun güven duygusu için gerekli. Hiç bir yere güven duymayan toplum kendine de güvenmez. Değil mi?