Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Eylül '08

 
Kategori
Güncel
 

Tahammülsüzlüğün sonu cinayet mi olmalı?...

Tahammülsüzlüğün sonu cinayet mi olmalı?...
 

İnsan hayatına son vermek bu kadar kolay mı?


Son günlerde gerek yazılı basında okuduğumuz gerekse görsel basında gördüğümüz haberler arasında şiddet haberlerinin hatırı sayılır oranda artmasından ne kadar tahammülsüz bir toplum olduğumuzun resmi çıkıyor ortaya. Tahammülsüzlüğümüzü sözle yansıtsak sorun bu kadar büyük olmayacak, kaba kuvvet hatta daha ileri giderek cinayetlerle sonuçlanan durumlar olunca biz nereye gidiyoruz diye düşünüyor insan. Çoğu zaman cinayetle sonuçlanan olaylar o kadar eften püften ki sırf bu sebepten dolayı cinayet işlenmesi akıllara zarar bir durum yaratıyor.

Çocukların aile içinde ebeveynlerin davranışlarından etkilenmesi kaçınılmazdır. Onlardan etkilenerek büyüdüklerinden şayet şiddet gördülerse şiddet uygulamaktadırlar. Birbirlerine saygılı, sakin bir aile ortamında yetişmişler ise büyüdüklerinde olaylara daha sağ duyulu, tartışma yaşadıkları kişilerin haklarına daha saygılı yaklaşmaktadırlar.

Trafikte beni niye solladın diye yapılan tartışmalar gibi basit konularda dahi direk olarak silaha sarılarak hiç düşünmeden ateş ederek ya da bıçakla saldırarak insan hayatları pisipisine söndürülüyor. Bunun içindir ki haklı olunsa dahi bu gibi olaylar olabileceği düşünülerek ağam sensin deyip tepki göstermemek sus pus olup ses çıkarmamak gerekir diye bir düşünce hakimdir toplumumuzda. Bu da ne derece doğrudur? İnsanların haklı oldukları durumlarda haklarını aramayıp sindirilmesi psikolojileri üzerinde olumsuz etki yaratacaktır.

Evliliklerdeki anlaşmazlıklar sonucu ayrılma kararı verilirken iki taraf da anlaşamıyoruz diye hem fikir olduğu gibi bazen de tek taraf için geçerlidir ayrılma isteği. Genellikle de kadınlar ayrılmak istediklerinde kocaların karşı çıkması sonucunda işlenen cinayetler gün geçmiyor ki görmeyelim haberlerde.

Koca karısıyla konuşmak için veya çocuklarını görmek için buluşma teklif ettiğinde, zavallı kadın adamdaki bu canilikten habersiz gider konuşma yerine. Bir de bakmışsınız ki koca hazretleri ölüm fermanı verdiği karısını kaç yerinden bıçaklayarak ya da beylik tabancasıyla ateş ederek kaç kurşunla öldürmüş. Barışmak istemiyor ya onunla yaşamayacak ya bu dünyada olmamalı düşüncesi hakim olmuştur kendisinde. Bu kadar gözü kara nasıl olunabiliyor, insan canı bu kadar kolay nasıl sona erdirilebiliyor anlamak mümkün değil.

“Allah’ın verdiği canı Allah alır” bu herkes tarafından bilinir ve kabul edilir. Nasıl bir haleti ruhiye içine girilir ki o canı almaya hak kazanılır. Nasıl bir öfkedir bu? Kadın erkek ayırdı yok aslında, kadınlar da var bu örnekler arasında. Daha geçenlerde Bolu’da yaşanan olayda CHP'li meclis üyesi Fahrettin Tanyar'ı karısı sevgilisine öldürtmüştü. Olayı düşündüğümüzde bu da bir nevi tahammülsüzlük değil midir? Kocana tahammül edemiyorsan, sevmiyorsan, bıktı isen ayrıl sonra ne halt edersen et, öldürmek de neyin nesi?

İki yıl önce beyin kanamasından öldüğü sanılan 2 çocuk babası Ayhan Albay’ın iki yıl süren araştırma sonunda künt kafa travmasına bağlı beyin kanamasından ve beyin doku harabiyetinden öldüğü ispatlandıktan sonra bu doğrultuda yapılan soruşturmalarda karate bilen karısı Filiz tarafından tekmelerle öldürüldüğü anlaşılmış. İki yıl süren soruşturma süresinde vicdanı hiç rahatsız olmadan yaşamını sürdürerek suçunu inkar eden bu kadın nasıl bir tahammülsüzlük yaşadı ki kocasını öldürme ihtiyacını duydu?

İnsanlar tahammülsüzleşmeleri sonucu canileşmeye başladılar. Eskiden de cinayetler vardı ama bu kadar çok değildi. Hayat şartlarındaki zorluklar ve insanlardaki doyumsuzluklar bu artışı tetikleyen sebeplerdendir. Burada eğitimin de rolü büyüktür kuşkusuz. İnsanların olaylara bakışlarının farklı olabileceği, çeşitli konularda farklı davranışlar sergileyebileceği, bu gibi durumlarda saygı duyulması gerektiği küçük yaşlarda eğitim yoluyla aşılanmalıdır. Bir de son yıllarda gıda üretiminde kullanılan hormonlar bu şiddet olaylarındaki artışı tetikleyen sebepler olabilir mi diye düşündüm bir an…

Umarım mübarek günlerin başladığı bu ramazan ayı sakin, sessiz, huzurlu günlerin başlangıcı olur… Ve umarım insanlar bu mübarek ayın yüzü suyu hürmetine birbirlerine daha tahammüllü davranmaları gerektiğini düşünürler…

Hayırlı ramazanlar dileğiyle…

Sevgilerimle…

 
Toplam blog
: 203
: 2037
Kayıt tarihi
: 23.10.06
 
 

İnsanların yapmaktan mutlu oldukları hobileri vardır. Benim de en severek yaptığım, hayatımda yen..