Tahrik

Oturma eylemleri başladı provokasyonun daniskası, dağa yürümelerden sonra oturma eylemleri şimdi sıra toplu yürümelere geldi. Seçimler bu hareketler için bir dönüm noktası olabilir. Zira partiler yerel seçimlere endekslenmiş şekilde çalışmalarına başladı. Halkın iradesi tecelli ettiğin de yani tercihini kullandığında, siyasi parti ve her kesim dahil bazı oluşumların hareketliliklerini muhtemelen gözlemleyeceğiz. Olaylara şahit olacağız.

Halktan beklentisi olan siyasi partiler ve bilhassa muhalefet partileri, halkın iktidarla hesaplaşmasını bekler durumda, seçim yerel de olsa genel seçimlerin bir provası gibi, bir şekilde Türk halkının kendi kaderini kendinin belirleyeceği ve kaderine razı olacağı bir gelecek. Şekiller değişebilir zira yerel seçimler bir gösterge olsa da genel seçimlerin havası daha başkadır. Değişmezse ne olur?

Ulusalcılar bayrakları alıp Ankara, İzmir, İstanbul ve yurdun diğer önemli merkezlerinde yasal gösteri yapıp, yenildik ama pes etmedik diyeceklerdir. Milliyetçiler daha farklı düşünmektedirler. DTP lilerin yaptığı yürüyüşe yüzbinlerle cevap verme düşüncesinde olan milliyetçiler, halkın AKP’ye sandıkta vereceği cevabı beklemektedir. Milliyetçiler sandıktan umduklarının üzerinde ve tatminkar oy aldıklarında ise Diyarbakır da yürüyüş başlayabilir. Aksi bir sonuç alındığında ise Milliyetçiler yasal yürüyüş çerçevesinde de olsa böyle bir eyleme girmez bugün olduğu gibi suskun kalır. O halde tepki kimden beklenebilir? Tabi ki AKP nin o meşhur %47 sinden ( tabi ne kadar kalırsa) buyurun bakalım hodri meydan gösterin tepkinizi denecektir.

Artık Türkiye de birlik beraberlikten bahsetmek mümkün görünmemektedir. Siyasi kamplaşmalar her geçen gün daha derin ayrışmalara sebep olmaktadır. Birde AKP nin her konu da ayrımcılık yapması buna tuz biber ekmektedir. Resmen kürsülerden kamuoyuna Başbakan’ın yaptığı açıklamalar sözde meydan okumalarla DTP nin yaptığı eylemlerden daha kötü bir tahrikten başka bir şey değildir.

80 öncesindeki tahriklerden ideolojik akımlar çerçevesinde, ulusalcı sol ve Milliyetçi radikal kesimler gereken dersi almışlardır. Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş. Bu defa durumlar çok daha farklı AKP ve DTP unsuru ortada cirit atıyor. Genelkurmay başkanının halkta teröre ve yandaşlarına tepki versin sözü zihinlerde durmaktayken Türkiye istim üzerinde ve sivil bir patlamaya gebedir.

Bu halk elbet oturma ve yürüme öyle olmaz böyle olur diyecektir. Ancak umalım ki DTP liler aklı selim sahibi olsunlar ve eylemlerini rutin hale getirmesinler. Fırat’ın ötesi, Fırat’ın berisi diye siyaset yapmaya çalışan AKP liler de akıllarını başlarına alsınlar. Öyle devletin bütün imkanlarını kullanıpta olağan üstü önlemlerle doğu illerini ziyarete gidiyorum deyip, konferans salonlarında ahkam kesmeye benzemez bu işler. Ulusalcısı, Milliyetçisi yürümeye başlarsa Fırat’ın ötesini berisini o zaman görürler.