Takdir hakkı

Bazı meslek ve olaylar kişilere takdir hakkı tanır...
Örneğin; bir icra memuru takdir hakkını kullanarak,
haciz edilen eşyanın değerini tespit eder.
Örneğin;haciz ettiği bir televizyona (ikinci el olacağından)
fatura üzerinden değil de görünüşüne göre bedel biçer.
Ve aynı özelliklere sahip bir televizyonada buna benzer işlemler sırasında
farklı, farklı bedeller biçilebilir, bunda da işlem yönünden rutin dışı bir şey yoktur...
Takdir hakkı göreceli bir kavram olsada, başka bir şekli
bulunana kadar (şimdilik) hayatın "olmazsa olmazıdır."

Genç kız, düzgün genç erkekler varken takdir hakkını,
ipsiz -sapsız bir sokak serserisine kullanabilir...
Aynı şekilde erkekte kızlardan yana takdir
hakkını kullanırken marjinal tercihlerde bulunabilir...
Bunu da şöyle örnekleyeyim biraz etrafınızı görmeniz
ve gazetelerin üçüncü sayfa haberlerini okumanız yeterli...
Yarışşseveriz ya;bu konuda da bir iddiam olsun...
"Kızların; babalarının kesinlikle karşı çıktığı (babanın bu evlilikten
maddi beklentisi olmayıp, yalnızca kızının mutluluğunu düşündüğünü
varsayarak)biri ile yaptıkları evliliğin yürümesi ve kızın da mutlu olması
çok zordur..."
Fırsat bulursak bunuda başka bir blog yazısında anlatırız...
Ana-baba, çocukları arasında, takdir hakkını
her hangi birinden yana kullanabilir mi?
Hadi, itiraf edelim haklı ya da haksız başkalarının, kudret,
yetki sahiplerinin bize karşı kullandıkları
"takdir hakkı"ndan şikayetçi olmayanımız var mı?

Yıllar önce lisede kaldığım iki dersten bütünleme sınavına girmiştim.
Kimi öğrenciler (Ö.K.K) öğretmenler kurulu kararı ile geçerken, örneğin
sekiz dersten sınava girip(o yıllar notlar onlu sisteme"0-10" göre değerlendiriliyordu) sıfır,
bir alınan derslerin sekizinden de geçilirken...
Ben iki dersten en azından birini (Ö.K.K)ile kurtarıp bir üst sınıfa borçlu dahi geçememiştim...
Bu dağlar kadar farklı uygulamada mağdur olduğumu düşünerek
o dönemde doğum izninde olan öğretmenime neden ben bu haktan(takdir hakkından)
yararlanamadığımı sordum...

Öğretmen tüm sınıfa hitaben...

-Ya çalışkan olup buna hiç gerek duymayacaksınız...

-Ya da "tatlı yaramaz"olup, gözlerden uzak, silik biri olmayacaksınız...