Takeoff uçağında türban türbülansı

Başbakan Erdoğan, yeni hükümet programını mecliste açıklarken, Türkiye'yi takeoff yapmış yani kalkışa geçmiş bir uçağa benzetmişti. Başbakanımızın uçak benzetmesini yaptığı o günkü konuşmasından bugüne daha çok geçmemişti ki, iftar çadırlarına giremeyip dışarda kalan sokak çocuklarının, çadırlardaki yemek artıklarını toplamaya çalıştıklarını ana haber bültenlerinden izledik.

En son bugün medyamızda Türkiye'nin en zengin 100 iş insanı belli oldu diye haberler çıktı. Evet yoksulların arttığı ülkelerde zenginleri fark edebilmek kolaylaşır. Anlaşılan sayın Başbakan uçağıyla kalkışa geçerken uçağına işsizi, evsizi, memuru vs almayı unutmuş görünüyor. Kalkış o kadar hızlı olmuştu ki ülkenin ilk 100'ü içine girmeyi başaramayanlar uçağı da kaçırıverdiler. Onların tesellisine de sosyal güvenlik reformu yerine belediye yardımları yetişiverdi.

Bunları neden anlattım? AKP, ne yazık ki Türkiye'nin başta terör, işsizlik, kapkaç, sağlık (kanser vs), eğitim (okul ve öğretmen açığı vs) AB süreci gibi bir çok çözülmeyi bekleyen sorunları varken, sanki bunların çözüümü türbana bağlıymış gibi politika güdüyor. Benim anlatmak istediğim, bu halkın sorunlarının bir öncelik sıralamasının olması gerektiğidir. Türban sorunu çöpten yemek yiyenlerden ya da şehit vermemizden ya da çevre kirliliği ve gıda denetimsizliği nedenleriyle ciddi oranda artış gösteren kanser illetinden daha mı önemli bir sorundur ki öncelik ona verilmektedir? Ya da bir başka açıdan bakacak olursak, üniversitelerde türbanı serbest bıraktığımızda, tüm diğer sorunlar ortadan mı kalkacak ki durmadan mecliste olsun, anayasa hazırlanma aşamasında olsun bu mesele masaya yatırılıyor?

Ben türban meselesi konuşulup bir çözüme kavuşturulmasın demiyorum. Sadece her şeyin bir vakti ve zamanı olduğunu hatırlatıyorum. Kalkıştaki bir uçakta yükseliş ana hedftir. Siz şu aşamada yeni anayasa metinlerine türbanla ilgili maddeler koymaya kalkışırsanız, buna türbülans nedeniyle korkup hemen aşağı inişe geçmekten başka bir şey denemez.

Türkiye eğer sorunlarını çözmede zamanlama hatasına düşmez ise takeoff yaptıktan sonra daha çok uçup yol katedebilir. Ama gelir dağılımında adaleti sağlayamamış, hastanelerindeki kuyrukları devam eden, okullarna gidecek köprüsü olmayan köy çocuklarının bulunduğu bir Türkiye, daha önemli derdi tasası yokmuş gibi varsa yoksa türban sorununa odaklanır ise yerinde patinaj çekmeye devam eder ve tarih bunu yapanları affetmez.

O nedenle Başbakanımıza buradan sesleniyorum; Cumhurbaşkanını da seçtiniz tamam ama bundan böyle Türkiye'nin gerçek sorunları yerine, sunni sonradan yaratılmış sorunları üzerinde durmaya devam ederseniz, yılların siyasetçilerinden hiçbir farkınız olmadığını göstermiş olursunuz. Yıllarca siyasetçiler, sorunları çözmek yerine şekilcilikle uğraşarak halkımızı aldattılar. Sağcı solcu, alevi sünni, irticacı laik, tuzukuru yoksul, kürt türk diyerek ikili bir Türkiye sundular. Ama milletimiz artık daha iyi bir dünya bekliyor.