Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Temmuz '07

 
Kategori
Anılar
 

Takım elbise

Takım elbise
 

Gazeteleri okumak için düzenli olarak öğretmenevine gidiyordum. Yine böyle bir gün öğretmenevinde oturuyorum. İçerde ocakçı da dâhil benden başka kimse yok. Telefon çalmaya başladı. İlk başta bakmak istemesem de telefonun çalmaya devam etmesi ve sesinden de rahatsız olmam nedeniyle istemeyerek telefona bakmak zorunda kaldım. Ahizeyi kaldırıp bulunduğumuz yeri karşı tarafa ilettim. Benimle aynı ismi taşıyan bir öğretmen arkadaşı soruyorlardı olmadığını söyledim ve telefonu kapattım.

Gazeteleri okumak için yerime döndüm ve telefon tekrar çalmaya başladı. Yine istemeyerek de olsa telefona kadar gittim ve “ efendim “ dedim. Kendimi bile tanıtmamıştım. Karşıdaki ses “ Alooo, ben Doktor Münir takım elbisen var mı?” diye sordu. Şok olmuştum.

Telefonda sesimi tanıyan arkadaşlardan birisinin beni işlettiğini düşündüm. Böyle düşünmemin de geçerli nedenleri vardı. Yeni takım elbise almış henüz daha hiç giymemiştim bile. Arkadaşların elbise aldığımdan haberleri vardı. Ayrıca birkaç gün önce bisiklete binmiş ve düşerek dizimi hafifçe yaralamış; eczaneden kendi kendime almış olduğum ilaçlarla pansuman yapmıştım. Ertesi günde kullanmış olduğum ilaçları doktora reçeteye yazdırmak üzere sağlık ocağına gitmiştim. Doktor, yazamayacağını söyledi. Bende yapacak bir şey olmadığını düşünerek fazla da ısrarcı olmadan sağlık ocağını terk ettim ve olayı arkadaşlara anlatmıştım. Şimdi aynı doktor bana telefonda takım elbisen var mı diye soruyordu. Buna inanmam düşünülemezdi.

Evet, mutlaka arkadaşlardan birisi bana şaka yapıyordu… Karşıdaki ses beni Doktor Münir olduğuna inandırmak için bütün ikna yeteneklerini kullanmaya çalışıyordu fakat boşunaydı… İstersen sağlık memurunu vereyim onunla konuş dedi. Beni tanıyan sağlık memuru arkadaşın da ikna çabaları beni inandırmaya yetmedi.

Yaşadığım olayları birleştirdiğim zaman inanmamakta haksız da sayılmazdım. Artı doktorla takım elbisemi isteyecek kadar samimiyetimiz de yoktu. Aramızda pek hoşuma gitmeyen olay da geçmişti.

Doktorun yanında beni ikna etmeye çalışan sağlık memuru arkadaşla birkaç gün sonra karşılaştık. Bana durumu izah etti; Doktor Münir’in tatilden yeni geldiği için bavulunu getirmediğini ve 30 Ağustos Zafer Bayramı törenlerinde sağlık grup başkanı olarak katılması gerektiğini; elbisesini de getirmemiş olduğundan benim elbisemin ona uyacağını düşündüklerini söyledi.

Hala “alo, takım elbisen var mı?” cümlesi yıllar geçmesine rağmen kulaklarımda… Olayı hatırladıkça da gülüyorum. İstemeyerek de olsa doktoru cezalandırmıştım belki de… Hani ilaçları yazmamıştı ya…

 
Toplam blog
: 53
: 2753
Kayıt tarihi
: 14.01.07
 
 

Eğitimciyim. Evli ve Hüseyin Kürşat ve Mehmet Çağrı adında iki oğlum var. Bilgisayar ve psikoloji..