Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ağustos '13

 
Kategori
Psikoloji
 

Takıntılıysanız korkmayın, çaresiz değilsiniz…

- Evden çıkarken kapıyı kilitlediğiniz halde,  “Acaba kilitledim mi?” diye yersiz bir endişeye kapılarak defalarca geri dönüp kontrol ettiğiniz oluyor mu?

- Ellerinizi yıkadığınız halde, temiz olup olmadığı konusunda tereddütlere kapılarak lavaboya geri dönüp,  ellerinizi yeniden, defalarca yıkıyor musunuz?

- Zihninizde, sürekli tekrarlanan ve saçma olduğunu bildiğiniz halde bir türlü kurtulamadığınız düşünceler oluyor mu?

- Değerli olmayan eşyaları, gereksiz evrakları biriktirme ve saklama alışkanlığınızdan vazgeçemiyor musunuz?

- Kendinize veya sevdiklerinize zarar vermekten endişe duyarak, aşırı korumacı bir tutum içinde oluyor musunuz? Örneğin; birini bıçaklar mıyım? diye vesveselere kapılarak evdeki tüm bıçakları dolaba kilitlemek,  kendinizi aşağı atma korkusu nedeniyle balkona çıkamamak vb…

- Yolda yürürken bir şey düşürmüş olabilir miyim? diye defalarca arkanıza dönüp baktığınız oluyor mu? Örnekleri çoğaltmak ve değişik durumlara uyarlamak mümkündür. Bu durumların benzerlerini sürekli yaşıyorsanız, kendini tekrarlayan bu düşünceler vaktinizi önemli ölçüde çalarak hayatınızı kâbusa çeviriyorsa, siz muhtemelen OBSESİF KOMPÜLSİF BOZUKLUK adı verilen psikolojik rahatsızlığa, halk diliyle ‘takıntı’ hastalığına sahipsiniz demektir.

Bu hastalığın en belirgin özelliği, mantıklı olmadığını bildiğiniz halde, defalarca aynı düşünceler içerisinde stresli bir hayat yaşamanızdır. Bu düşünceler (obsesyonlar) size o kadar kaygı verir ki, zihninizden uzaklaştırabilmek için kompülsif davranışlar adı verilen davranışlar sergileyerek mücadele etmeye çalışırsınız.  Sorun şu ki;  kompülsif davranışlar sizi rahatlatmaz, aksine hastalığınızı pekiştirir.

Yıllar önce OKB hastası bir arkadaşım anlatmıştı. Çocuğunu banyo yaptırırken o kadar çok su ve sabun kullanıyormuş ki, çocuğun bedenini kıpkırmızı yapmadan banyodan çıkaramıyormuş. Evet, arkadaşımdaki takıntı çeşidi temizlik takıntısıydı. Hem kendi hayatını hem ailesinin hayatını çok zorlaştıran psikolojik bir hastalıktı bu… Ütüyü prizden çektiğinden bir türlü emin olamayıp işe giderken ütüyü götüren OKB hastaları bile var.

Gelelim bu külfetin nimet olan taraflarına… Dünyadaki en zararsız insanlar obsesiflerdir efendim. Evet, evet yanlış duymadınız,  OKB hastaları kimseye zarar vermez. Çünkü bu hastalık zaten aşırı sorumluluk duygusunun sebep olduğu bir hastalıktır ve anti-sosyal (psikopat) hastaların aksine obsesifler zararsızdır. Bir psikopatın beyin kimyası OKB hastasının beyin kimyasının tam tersi bir durumdadır. Sorumluluk duygusu, empati ve şefkatten anlamayan psikopatlar, “Ya zarar verirsem?”  diye sürekli bir endişe halinde olan ve uç noktalarda önlem alan obsesiflerin zıt kutbu gibidir. Ayrıca zeki  insanların  OKB ye daha da yatkın olduğu düşünülmektedir. Dünyada adını duyurmuş, başarılı isimlerin arasında da OKB hastaları vardır çünkü OKB hastaları detaycı ve mükemmeliyetçidir.

Bu hastalığın genetik olarak aktarıldığı söylenmektedir.  Ayrıca çevrenin ve ailenin hastalığın ortaya çıkmasında rolü büyüktür. Beyinde serotonin denilen hormonun az salgılanması bu hastalığın sebebi olarak belirtilmiştir. İlaç tedavisi ve bilişsel terapi yöntemiyle, özellikle erken yaşlarda tedavi edilirse kısmen ortadan kaldırılabilir ama ilerleyen dönemlerde yoğun stres altına girildiğinde, kendini tekrarlama ihtimali yüksektir bu hastalığın… Unutmayalım, ruh sağlığı hayatın kilit noktasıdır. Kimsenin beyninizle oynamasına izin vermeyin. Strese neden olan, yıpratan ve üzen kişilerden uzak durun.

Hastalıkların genetik olarak taşıyıcısı olmanız, bu hastalıkları ömür boyu çekmek zorunda olduğunuz anlamına gelmez. Her şeyden önce çocuklarınızı kulaktan dolma, atadan kalma yöntemlerle değil de, uzmanlardan ve eğitimcilerden yardım isteyerek, çok okuyarak ve bilinçli bir şekilde yetiştirirseniz, onlara en büyük mirası bırakmış olursunuz,  bu miras sağlıklı bir hayattır…

Hastalığı önleyemediyseniz ilerlemesine engel olabilirsiniz. Unutmayınız;  OKB delilik veya zeka geriliği değildir. Tıpkı panik atak gibi psikolojik bir rahatsızlıktır yani anksiyete bozukluğudur. (Kaygı Bozukluğu) Tedavisi mümkündür.  Korkmayın, delirmediniz ve iyileşebilirsiniz!

Sağlıklı yarınlara…

Mehtap Özay 2013

Puslukalem.com

  

 
Toplam blog
: 22
: 8398
Kayıt tarihi
: 17.03.13
 
 

Öğretmen, Yazmaya çalışan,yazarak konuşanlardan...'Kelimelerin gücü adına!'    ..