Takke düşsün kel görünsün!

Seçimler bitti ve esas önemli olan süreç başladı. Hem siyasi partiler için hem de onlara oy veren seçmenler için bence. Çünkü ben bu süreçte kendi oy verdiğim parti dahil, tüm partilerin ciddiyetine, tutarlılığına ve en önemlisi niyetine çok dikkat kesilmiş durumdayım. Seçimden önceki söylemlerle, şu anki söylemlerin tutarlılığı ve takınılan tavır hem bu ülkenin geleceğini, hem de partilerin siyasi geleceğini etkileyecek.

Takım tutar gibi parti tutmanın, fanatikliğin anlamı yok. Bu açıdan biraz duygusal bir milletiz ne yazık ki!

Sonuçlara bakarsak, halkın iradesi koalisyon istediği yönünde.

AKP nin tek başına iktidar olmasına ve Cumhurbaşkanına karşı bir reaksiyon var.

Sonuçlar bir koalisyonu işaret ettiğine göre, muhalefet partilerinin bu mesajı alarak uzlaşmacı ve iyi niyetli bir tutum sergilemesi bekleniyor. AKP ye oy vermeyen bütün seçmenler, AKP yi iktidarda görmek istemiyor. Oy dağılımına bakılırsa Türkiye'nin hem içerde hem de dışarıda güçlü ve demokratik bir ülke olabilmesinin formülü CHP+ MHP+ HDP koalisyonu görünüyor.

Yolsuzlukların üstüne gidebilmek, ekonomiyi düze çıkarabilmek ve en önemlisi barışcıl bir ortam için böyle bir koalisyonun Türkiye için tarihi bir fırsat olduğunu düşünüyorum.

Seçimden önce tüm partiler AKP ve Tayyip Erdoğan karşıtıydı. Adaletsizlikten, yolsuzluktan, hesap sormaktan bahsediliyordu. En büyük ortak payda bu ise, bu fırsatı kullanmamak, tek vücud olmamak için sorun ne?

Seçimden önce de HDP için siyasi rekabetin CHP -HDP arasında olduğunu ve HDP nin uzun vadedeki amacının CHP nin yerini almak olduğunu düşündüm. CHP nin içinden de buna destek olanlar sayesinde 13.1 gibi biraz abartı bir yüzdeyle barajı geçti. Geçmesi de iyi oldu, zira gerçek niyetlerini ve seçim öncesi kullandıkları barış ve uzlaşı dilinde ne kadar samimi olduklarını şimdi göreceğiz.

Ancak seçimden sonraki kutlamalarda, Kürt bayraklı, Apo resimli görüntüler, Ahmet Tan'ın CHP den aldıkları emanet bir oy olmadığı, bu oyların tamamen Kürt oyları olduğu yönündeki açıklamaları işi biraz bulanıklaştırıyor şimdiden.

CHP, MHP ve HDP nin ortak bir masa etrafında konuşabilmeleri, kendilerine ve diğer partilere de oy verenlerin hassasisyetine dikkat etmeleri gerekiyor. Herkes tamamen kendi seçmen profili zannettiği gruba bakar da, tüm Türkiye' yi görmezse hem kendine hem de bu ülkeye yazık eder.

Baraj % 5 indiğinde kim nereye verirse versin, partilerde ona göre politikalarını belirlesinler. Ama şu an % 10 baraj sonuçlarına göre bu kadar değişken ve kayan oy varken, hiçbir parti bunu kendine verilmiş bir güvenoyu gibi algılamamalı bence.

Erken seçim senaryoları da bu açıdan riskli bir tutumdur. Sandıktan neyin çıkacağı belli olmaz, hatta belki de vatandaş " sen benim aklımla alay mı ediyorsun" diyerek sandığa bile gitmeyebilir.

Sonuç olarak; " ben uzlaşmayı istemiyorum, çözümsüzlükten, çatışmadan besleneceğim, kendi ikbalimin derdindeyim" diyenler, verilen emanetlere hıyanet ederler. Bedelini de hem öder, hem de ödetirler.

Krizler fırsatları yaratır, bazen de fırsatlar, kullanmayı bilmeyenler yüzünden daha büyük krizleri...

Bu sebeple CHP, MHP ve HDP bana göre çok dikkatli davranmalı, çünkü her üçü de mercek altında.