Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Erdoğan Özgenç DOST MECLİSİ

http://blog.milliyet.com.tr/erdoganozgenc

22 Nisan '13

 
Kategori
Siyaset
 

Takke düştü (Barış süreci ve CHP)

Olur, olmadık şeylere ağlamasıyla ünlü büyük bir devlet adamımız var malum. Eline bir fırsat geçti mi başta ana muhalefet olmak üzere aklına esen kim olursa veryansın eder.

Olmamış hikâyeleri kendince yorumlar, olağanüstü “hukuk” bilgisiyle de hak ve adalet temsilcisi kesilir. Kesilir kesilmesine de kimseyi kandıramaz sadece ayran gönüllü olanların dışında. Eh onlar da malum zaten kendi cenahlarından…

Emin olun ne söylediğini dinleyen var ne de söyleyeceklerini merak eden, elinde kulak tıkacı olsa görürsünüz nasıl dinlediklerin önemsedikleri de yok anasını satayım (korkudan)…

Kendileri, kendilerine suikast düzenleneceklerini öne sürerek “kozmik” odalar girdiler, didik didik araştırıldı, malum merkeze(?) danışıldı ve ortaya “takke düştü Ergenekon-balyoz” safsataları çıktı.

Kaynak iyi, senaryo muhteşem, bundan sonra her kim ağzıyla kuş tutsa bile artık inandırmazlar malumlarını

Eh zaten bilinen gerçek bu ülkede gizli saklı “horozdan” çok ne var?

Gizli “horozlar” sayesinde kıvır kıvıra bildiğin kadar zaten üç beş kuru gürültücüden başka kimse de yok, onlarda kendi başlarının derdine düşmüşler, bugün var yarın yoklar.

Kala kala ortalıkta ana muhalefet partisi CHP kalıyor ki onlarda da malum erken öten saf “horozlar” yüzünden sabahlar çok erkenden oluyor.

Uyuyanın bol olduğu ülkede uyumamak mümkün değilken bunca horozun olduğu yerde hiç mümkün değil de…

Ne bayramı takan var ne tatili ne de giderek bozulan ekonomi canavarını, herkes kendi bildiğini okuyor. İçlerinde birkaç aklı başında olan, kendini bilen ne yapmak istediğini adam gibi anlatanlar da var ama derdini anlatmaya sıra gelmiyor bir türlü…

***  

Temel Reis kendini iyi hissetmediği için bir iç hastalıkları uzmanına gitmiş.

Doktor koltuğuna oturunca Doktor sormuş,

“Neyiniz var?”

Ha öksürayrum...

Anladım;

“En çok ne zamanları öksürüyorsunuz?”

Temel kızararak

-Helada oturayken bir münasebetsiz kapiyu tiglattigunda...

***

Halkı anladığımı sanıyordum ama yanılmışım, ne sağları belli ne solları, serseri mayın gibi ne zaman nerede nasıl patlayacaklarını keşfetmenin imkân ve ihtimali yok…

Hoş bu kadar “rutubetten” “sululuktan” sonra patlamaları da mümkün değil ya hadi neyse…

Vatandaşlar, yandaş medya yazarçizerleri, CHP nin ileri gelenlerine her fırsatta İmralı canisi neden bu kadar adam yerine koyuluyor, PKK denilen illet ve onun eli kolu bağlı sözde lider Apo neden hayatımızda bu kadar önemli rol oynuyor ve iktidardakiler ülkenin geleceğini neden pervasızca ayaklar altına alıyor diye hesap sormuyorlar.

Ortada başı sonu amacı, varılacak ortak noktası belli olmayan “barış süreci” ne neden kayıtsız, suskun kaldığını soruyorlar. Ne desin CHP?

El insaf kardeşim iktidarın her gün ekranlarda boy gösteren yetkilileri, barış süreci ile ilgili size ne anlattılar nasıl bir bilgi verdiler ki CHP ye bilgi vermiş olsunlar. Malum muhafazakâr dindar kindar cenah reklamları sever bilirsiniz, eh sizde buldunuz mu reklam vereni gözüne gözüne vurursunuz.

CHP nin bırakın rahat rahat konuşup derdini anlatmasına “öksürmesine” bile izin vermiyorsunuz…

***

Dün “akil insanların” Akdeniz sorumluları dedikleri bir kısım sanat camiasının kendinden malul sanatçıları Antakya ve İskenderun’a gitmişler.

“Ne anlatacaksınız bizde bilmek duymak istiyoruz” diyen yerel basın üyelerini içeri almamışlar. Bizim gençlik yıllarında büyük aktör sanatçı yiğit delikanlı Yılmaz Güney ortalıktan “mecburiyetten” çekilince “delikanlı” rolüne uygun görülen ve ona göre kıyafet dikilen Kadir İnanır almış mikrofonu eline, bana söylememem gerekeni söyletemezler, diye ahkâm kesmiş.

Gazetecilere de “anlatmıyoruz sadece sizlerin fikrini alıyoruz” diye açıklama yapmış bir başka sanatçı ama devletten maaşlı olanı…

İnsanın aklına “madem sadece dert dinleyeceksiniz de yerel gazetecileri neden içeriye almadınız?” diye sormak gelmez mi hiç? Hoş daha başlamadan başında “format” demiş delikanlı beyefendi “format böyle” Ne formatı?

Muhalifleri içeri almama, konuşturmama fikrini açıklatmama formatı mı?

***

Şimdi bütün bunları görüyorsunuz televizyonlarda izliyorsunuz hala CHP ne gidip siz bu konuda neden pasif kalıyor “barış süreci” çözümü için ne düşünüyorsunuz diye soruyorsunuz anlamıyorum…

Geçenlerde yazmıştım “barış süreci” suçluların devlete kayıtsız şartsız teslim olup mahkeme yargıç hakim önüne çıkmasıyla mümkündür, diye. Eğer adaletten hukuktan insanlıktan söz ediyorsa iktidar ve terör örgütü sözcüleri işte size çözüm teröristlerin tamamı “teslim olsunlar.” Çıksınlar mahkemeye suçları cezaları ne ise çeksinler…

Yoksa kimse maval okumasın.  Eğer bu insanlar ülkeye insanlığa yaptıkları gün gibi ortadayken hiçbir şey olmamış gibi el üstünde tutulup yaptıkları yanlarına kar kalırsa bundan sonra bu ülkede hiç kimseye dürüst ol katil olma, vatana millete ihanet etme, kötülük yapma diyemezsiniz…

Dünyanın en büyük en doğal gerçeği sizlere bir şey hatırlatmıyor mu acaba; “Yılandan dost ayıdan post olmaz…”

İşte PKK teröristleri gerçeği işte bebek katili Abdullah Öcalan gerçeği hangisi aynı hangisi yılan siz karar verin.

Silahlarını bırakıp yurt dışına çıkacaklarmış. Siz onu benim külahıma anlatın, yıllardır kanla beslenen hemen her türlü illegal faaliyetlerle büyüyen eli silahlı, ülkenin içinde gündüz sade vatandaş gece terörist olan insanlardan kurulu PKK denilen tescilli terörist örgütü hiçbir şey talep etmeden amacına ulaşmadan silahlarını bırakacaklar istedikleri ülkeye paşa paşa gidecekler öyle mi?

***

ABD ve Batı ülkeleri tarafından 1993 yılında planlandığı gibi Kuzey Irak’ta Kürdistan Bölgesi oluşturuldu, o plana göre Suriye’nin içinde de olması gerekiyordu, yakında burada da bir Kürdistan bölgesi oluşturulacak hiç şüpheniz olmasın. Bu da İsrail den sonra ikinci bir ABD karakolu demektir ki İsrail’e nasıl kafa tutamıyorsanız onlara da tutamayacaksınız. Hayal değil üstelik şimdi tam zamanı çünkü PKK orada muhalif güçlerle el ele, Suriye’nin altını oymakla görevliler, kala kaldı ülkemizin Doğu Anadolu Bölgesi…

Oradaki Köy ve toprak ağaları, köy sahipleri Aşiret reisleri devrede adları da barış temsilcileri olunca gerisi kolay…

Vay ki ne vay! Bir büyük pisliğin içine çekilmek üzere ülke nasıl kör olmuşsa gözlerimiz göremiyoruz.

Hatayda davul zurna halaylarla karşılamışlar “akil insanları”

Geçmişte bunların niyetini ulu önder Atatürk anlamıştı şimdi CHP anladı, o yüzden olabildiğince uzak duruyor ama ne yazık ki o dönemde kökleri kurutulan hacı hoca şıh, şeyh tarikatçı takımı bugün aynen sahnede, üstelik ülkenin başında o dönemlerin ülkenin başına bela olan insanların torunları. Örnek mi? Ağlayan adam…

CHP de bir genel başkan yardımcısı “suskun değiliz stratejimiz var” diye yanıt vermiş sorulara. Bence hiç gereği yok suskun kalmak daha önemli çünkü bu pisliğin içine çekmek istiyorlar CHP ni başka hiçbir amaçları yok…

Ama şarkıda söylendiği gibi “zor dostum zor…”

Bakmayın siz üç beş “horoza” aydınlık bir sabah için onlara ihtiyacı yok bu ülkenin…

Erdoğan ÖZGENÇ

 
Toplam blog
: 846
: 425
Kayıt tarihi
: 26.06.12
 
 

Emekli banka müdürüyüm ama kart vizitimde "insan" yazıyor. Adana'da ikamet ediyorum. Herk..