- Kategori
- Siyaset
Takke düştü, Kel göründü…
İnternetten kopyalandı.
Mahallenin gıranları bir araya geliyorlar…
İçlerinden birini “Ebebaşı” seçiyorlar. Ebebaşının görevi, etrafındaki callakıları yönetmek.
Lakin…
Bir süre sonra “Ebebaşı” otoritesi, gücü ve diğer olağanüstü etkenlerin de yardımı ile kendini callaklıların üstünde görmeye başlıyor, “Seçilmiş” olduğunu unutuyor…
Altan gelen sıkıntılar, “Seçilmişin” de üstüne yansımaya başlayınca, mahallenin “Abi”leri devreye giriyor ve “Ebebaşı” durumundaki “Seçilmişi” uyarıyor.
Mahallede işler böyle yürüyor yani…
Geçtik buradan…
Ak Parti'den istifa eden İstanbul Milletvekili Hakan Şükür, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “İstifasını beklemiyordum. Kendisine yakıştıramadım. Eğer dürüstse kendisinin Parlamento'dan da ayrılması gerekir” sözlerine umulmadık bir hızla cevap verdi…
"2 tane helikopter düştü, insanlar çok üzgün bu nedenle fazla konuşmak istemiyorum. Zaten daha zaman var daha çok konuşulacak. Parlamento'dan istifa etmek şu anda kafamda yok. Orası milletin meclisi, bizi de millet getirdi... Dediğim gibi ileride daha çok konuşulacak."
Hakan Şükür’ün istifası üzerinde durmayacağım. Kendi iradesi ile yapılmış bir şey olmadığı, hem açıklamasından hem de tavırlarından belli…
Benim takıldığım, başka partiden istifa ederek AKP saflarına katılan milletvekillerine rozet takarken neden aynı “Yakıştırma” ve “Dürüstlük” ilkesinden söz edilmedi acaba?
Burayı da geçelim…
Eskiden mahallenin kabadayısı, gecenin geç vaktinde mahalleye gelince “Heeeeeeeyt… Varmı…..?” diye nara atardı…
Değişti…
Şimdi “Sandık” gösteriliyor…
19 AĞUSTOS 2013
İBRAHİM PEKBAY