Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ekim '17

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Taklacılık ve Dalkavukluk

Taklacılık ve Dalkavukluk
 

Günümüzde itibar gören becerilerin başında taklacılık gelmektedir.

Zamana karşı ne kadar çok takla atarsanız aynı oranda makam, para, şan, şöhret, övgü kazanma olasılığınız artacaktır.

İddia ediyorum çağımızın en büyük hastalıklarından bir tanesi oportünizm (fırsatçılık, kendine yontmak, çıkarcılık)’dür ve bulaşıcıdır.

Mevcut güç dengelerine göre tavır belirleme şahsiyetsizliği her geçen gün artmaktadır. Kişiler kendi inandıkları, bildikleri gibi değil yararlanmaya çalıştığı kişi ya da kurumların durumlarına göre pozisyon belirlemekte yani takla atmaktadır.

Bu şahsiyetsizlere  itibar yüklenmesi ise toplumun genelinde taklacılık hastalığının yaygınlaşmasına sebep olmakta,  hatta ve hatta bunlara “işini bilen” adam sıfatı uygun görülmektedir.

Oysa “işini bilen” kişiler liyakatli insanlardır.

Çok açık ve net görüyoruz ki liyakatin yerini maalesef taklacılık almıştır..

*********

Ayrıca taklacıların davranış şekilleri “dalkavukça davranış” diye de bilinir.

Dalkavukça davranışın kelime anlamına bir de Türk Dil Kurumu Sözlüğünden bakayım dedim.

Karşıma o kadar çok kelime çıktı ki, bunlardan bir kaçı; kemik yalayıcılık, çanak yalayıcılık, yağcılık, yalakalık, yalpaklık, yaltakçılık, yaltaklanma, yaltaklık, tabasbus, huluskârlık …….

“Dalkavukça davranış” ifadesinin sözlükte bu kadar uzun  yer kaplaması acaba kullanım alanının yaygın olmasından kaynaklanıyor olabilir mi ?

Bilmiyorum !

 

*********

Söz dalkavukluktan açılmışken bir hikayeyi de anlatmadan geçemeyeceğim.

"Eskiden konaklarda dalkavuk bulundurmak adetmiş, konağın birinde bir gün bey demiş ki:
- Bir dalkavuk alacağım, filan gün imtihan var, sağa sola haber salınız.

 Derken o gün gelmiş, kapının önünde dalkavuk adayları sıra olmuşlar. Biri içeri alınmış.

 Bey sormuş:
- Sen dalkavuk musun?
- Evet efendim.
- Ama sen dalkavuğa hiç benzemiyorsun.
- Olur mu efendim? ben filan beyin yanında şu kadar, fişmekan beyin yanında da bu kadar sene dalkavuk olarak çalıştım.
Bey:
- Olmadı, sen çık. demiş….

Derken ikinci, üçüncü... adaylar gelmiş, konuşma hep aynı, cevaplar hep aynı. Bey, dalkavuğunu bulamayacağını düşünmeye başlamış ki, içeri biri girmiş.

Bey:
- Söyle bakalım sen dalkavuk musun?
- Evet efendim.
- Ama sen dalkavuğa hiç benzemiyorsun.
- Hayır, hiç benzemem efendim.
- Dur bakayım, biraz da benziyorsun galiba.
- Evet efendim. ben biraz da dalkavuğa benzerim.
Bey hemen dışarı haber salmış:
- Tamam ben dalkavuğumu buldum.”

 
Toplam blog
: 7
: 181
Kayıt tarihi
: 24.10.17
 
 

Açık sözlü olmayı severim, yazılarımızı sosyal medya platformlarında paylaşmanızdan memnun olacağ..