Taksim'de sorun ne?

Halen olayı bir kaç ağacın kesilmesi olarak görenler, polisle çarpışan üç beş çapulcu, kırılan, çiçek saksıları, yakılan çöp bidonları, kırılan camlar olarak gören insanlar var. Başbakan kaç ağaç istiyorsanız verelim dikin derken, İçişleri bakanı 20 Milyon liralık zarardan bahsediyor. 

 

Akan kan ve gözyaşının bedeli ne olacak. 

 

Silahsız, savunmasız insanların üzerine uyurlarken polisin gaz bombası ve tazyikli su ile saldırma emrini verenler 1 mayısta olanlar gibi bir kaç saatte biteceğini zannederek en büyük yanılgıyı yaşadılar. 1 Mayısta taksimde sadece belli bir grup vardı ve davlarına kendileri bile inanmıyorlardı.  

 

Bugün Taksimde neredeyse her siyasi düşünceden insanlarla bugüne kadar çeşitli vesilelerle Başbakan tarafından aşağılanmış, hor görülmüş, hakarete uğramış, ötekileştirilmiş, ne içeceğine, ne giyeceğine, kaç çocuk yapacağına karışılmış, tepki göstermesi baskı altına alınmış, beğenmiyorsan sandıkta cevabını alırsın diye küçümsenmiş insanlar vardı. 

 

Halen, beğenmiyorsan sandık önüne geldiğinde vereceğin oylarla tepkini gösterirsin, git şimdi evine otur, sandığı bekle diyen bir zihniyet insanları tahrik etmeye devam ediyor.

 

Oraya milyonları getiririm diye hem tehdit ediyor hem de getiririm, yığarım diye o getireceğini söylediği insanlara hakaret ediyor (anlarlarsa).

 

Evet sorun sadece orada yok edilmek istenen ağaçlar değil.

 

Sorun aynı zamanda "hayvanların bile anladığı" açılımdır,

 

Sorun iki ayyyaştır,

 

Sorun milyonlarca insan açlık sınırının altında yaşarken Milletvekillerine verilen ayrcalıktır,

 

Sorun size oy vermeyenleri küçümser tavrınız "Gavur İzmir" aşağılamanızdır,

 

Sorun"Ananıda al git" dediğin çiftçiye hakaretinizdir,

 

Sorun Bölücübaşı bebek katiline ne yapalım diye sorduğun halde Ağaçları korumak isteyenlerden esirgediğiniz "anlayışınızdır",

 

Sorun Irak'ta onbinlerce müslüman katledilirken sesini çıkarmamanız hatta ABD askerleri için dua etmenizdir,

 

Sorun Suriyedir,

 

Sorun Milli Bayramlarımızı kutlamamızı yasaklamanızdır,

 

Sorun şehitlerimize "kelle" bebek katiline "sayın " demendir,

 

Sorun Reyhanlı dır,

 

Sorun Uludere dir.Sorun F.Gülen' e emriniz var mı diye sormanızdır,

 

Sorun yıllardır sahte, uydurma belgelerle cezaevinde tutulan askerlerdir, 

 

Sorun sana muhalefet eden herkesi "Ergenekoncu" diyerek suçlamanızdır,

 

Sorun atanamayan öğretmenlerdir,

 

Sorun her üniversite bitirene iş bulmak zorunda değiliz demenizdir,

 

Sorun gençleri dindar ve kindar yetiştirme ısrarınızdır,

 

Sorun Dindar olmasında tinerci mi olsun demenizdir,

 

Sorun insanları "çapulcu" olarak nitelemenizdir,

 

Sorun maçlardan önce veya sonra polisin zulmüne uğrayanlardır,

 

Sorun siyasi parti liderlerine argo sözlerle hakaret etmenizdir,

 

Sorun bahtsız bedevidir,

 

Sorun şaftı kaymaktır,

 

Sorun aksırana, tıksırana kadar içsinlerdir,

 

Sorun cezaevindeki Milletvekilleridir,

 

Sorun "akil insanlardır,

 

Sorun biz size hizmet ediyoruz siz bizi protesto edemezsiniz demenizdir,

 

Sorun "korku devleti" yaratma isteğinizdir, 

 

Sorun Yeni Anayasadır,

 

Sorun Başkanlık sistemidir,

 

Sorun Apoya özgürlük verme çabalarınızdır,

 

Sorun IMF ye borç bitti diyerek ülkenin tüm borçları bitmiş gibi bir görüntü verme çabanızdır,

 

Sorun Emekli maaşıdır,

 

Sorun sizsiniz demeye dilim varmıyor ama Sayın Başbakan sorunun büyük bir parçası sizsiniz.

 

Sorun ...  sorun ....  sorun....

 

İşte tüm bu sorunlarla boğuşan insanlar kendi onurları için Taksimdeler siz halen sorunu bir kaç ağaç ve İstanbul Belediyesini sizin elinizden alma çabaları olarak görecek kadar sığ bir düşünce yapısı içindesiniz.

 

Hiç bir koşulda bir araya gelemeyecek olan onbinlerce insanı birbirlerine kenetlemeyi başardınız.

 

1 haziran 2013 bu ülkenin tarihinde çok önemli bir gün olarak anılacaktır.

 

Bu direnişe katılan,katılamayan,destekleyen, destekleyemeyen herkese özellikle gençlere minnet ve şükranlarımı sunuyorum.

 

Atatürk'ün ne kadar büyük bir lider olduğunu, ne kadar ileri görüşlü bir insan olduğunu bana bir kez daha hatırlattılar.

 

Atatürk ülkeyi kimlere emanet edeceğini biliyormuş.