Taksim direncinin nedenleri ve provokatörler...

Türkiye’de iktidara gelenler niçin ömür boyu iktidarda kalacaklarını düşünür ve buna göre yasalar çıkartır?

İktidar zehirli mi?

İktidar; kendini yenilmez görenlerin tutulduğu hastalık, kibir mi?

Eğer şöyle geçmişe bir bakacak olursak, her baskıcı ve sınır tanımaz iktidarın başına gelenler, AKP ve Tayyip Erdoğan’ın başına geliyor.

Bunun için geçen 6 güne bakmak yeterli!..

Taksim Gezi Parkında ne oldu?

Birileri “birkaç ağaç, birkaç çapulcu” diyedursun, bir millet uyanıyor!

İtiraz ve isyan nedir?

 “Baskıya ve şiddete” duyulan tepkidir.

Her yaştan, her görüşten insana, Taksim’de, Ankara’da, Adana’da, Antalya’da, İzmir’de, Eskişehir’de, güç veren şey: iktidara beslenen ve uzun zamandan beri biriktirilen direnme hakkıdır.

Taksim Gezi Parkı’nda ateşlenen fitil, “isyan ateşini” yakmaktadır. Her ne kadar birileri bu hareketi görmezden gelip, yapılanları küçümsese de…

Dünyanın neresine giderseniz gidin, köşeye sıkıştırılan insanlar isyan etmek hakkına sahiptir.

Bugün, İstanbul isyan ediyor; Ankara isyan ediyor; İzmir isyan ediyor; Antalya, Adana, Eskişehir isyan ediyor…

Bugün, yurdun dört bir yanında halk isyan ediyor.

Bu isyanın bir yanı “ağaçlar”, diğer yanı “iki ayyaştır”.

Bu isyanın temelinde; ülkeyi kurtarmak ve kurmak için mücadele etmeyenlerin, ülkenin gerçek sahibi gibi davranmasına duyulan bir tepki vardır.

Bir yanda ana muhalefet liderini “Alevi” diye yuhalatmak, diğer yanda “İslam Bayrağı” altında birleşme çağrısı vardır.

Bu isyan sadece bugünün hikâyesi değildir!

29 Ekim’de kaburgaları kırılan Hasibe teyzenin kanlı yüzüdür. Ve aynı anda Metin Lokumcu’dur. Neticede; gaz yemeye alışan mücadeleci halktır.

Kafasına gaz bombası sıkılan ve militan ilan edilen 17’lik Dilan’ın başından akan kandır. Bu isyan bugün değildir; dündür.

Bu isyan, aynı zamanda yarındır. Ama asla bugün değildir.

Polisin 10 yıldır aralıksız uyguladığı akıl almaz şiddetin sonucudur.

Başbakan Erdoğan’ın, “Ben ne dersem o olur!” dayatmasının sonucudur.

Bu isyan, Reyhanlı’da yaşanan patlamanın, El Kaidecilerin kutsanmasının, Özgür Suriye Ordusu adı altında “ciğer yiyen”,insanları “canlı canlı” binaların tepesinden atan hayvanların “özgürlük savaşçısı” olarak adlandırılmasının sonucudur.

Bu isyan “badem bıyıklıların” önlenemez yükselişine karşı söylenen söz, cemaatlerin “kafasına göre takılmasının” sonucudur.

Ayaklar altına alınan Türk Bayrağı’nın, PKK’yla yapılan “ahlaksız” pazarlıkların son karesi bu isyandır.

Bu isyan, ayaklar altına alınan Türk milliyetçiliğidir.

Silivri’dir; Hasdal’dır; “Maltepe’dir”. Türk Askeri’nin kafasına geçirilen çuvaldır.

Hatta bu isyan, Amerikan Başkanı’nın elinde tuttuğu Beyzbol Sopası’dır.

Ama bu isyan, her şeyden önce “kutsal bir isyandır.”

AKP Faşizmi’nin yıkılışının “işaret fişeği” bu isyandır.

Netice olarak, isyan bayrağını çeken halkımıza bir uyarı, aman aranıza provokatörleri almayın. Sizi galeyana getirip, yaptığınız haklı eylemi haksız hale getirmek isteyenlere karşı uyanık olun.