Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mart '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Taksim Meydanı

Taksim Meydanı
 

Dün Taksim’de bir işim vardı, bir arkadaşımla buluşacaktım. Gittim…

Orada olmak her zaman farklı…

Daha meydana gelmeden hengameyi fark ediyorsunuz.

 Birkere kalabalık.

Birkere gençler sanki hepsi orada.

Birkere müzikler sokaklara taşmış durumda.

Birkere buranın heyecanı çok güzel…

Her geldiğimde burada bir güzelliğin sergilendiğine şahit oluyorum.

Mehter takımı denilince, onların müziğini duyunca heyecanlanırım. Şanslıydım. Meydanda mehteran vardı, gümbür – gümbür müzik yapıyorlardı.

Hemen onların yakınlarına gittim resimlerini çektim.

Müziklerini dinledim. Bir hayli zaman onlarla geçirdim.

Sonra Beyoğlu caddesinde; beyler gibi yürürüm dedim, daha buluşmamıza zaman vardı...

Bir kalabalıkla daha karşılaştım.

“Apollo aşkını Hatay Defne yaprağında buldu…”yazıyordu.

Apollo ve Defne anlatısını hatırladım. Bu hikâyeyi biliyordum.

Sizler için buldum. Alıntıyı aktarıyorum…

Mitolojiye göre bir gün Apollon Thessalia'da kıyıları ağaçlarla gölgelenen Peneus ırmağı kenarında, güzel genç bir kız gördü.

Bu güzelin adı Daphne idi ve Apollon görür görmez ona âşık olmuştu.

Daphne ormanların derinliklerinde dolaşmaktan zevk alıyor, ay ışığında yabani hayvanları kovalamak avlamak en büyük eğlencesi idi.

Yalnız başına dolaşmayı çok seviyordu.

Dahası Daphne hayatı boyunca yalnız yaşamaya yemin etmişti.

Erkeklerden nefret ediyordu bu yüzden evlenmeyi kesinlikle istemiyordu.

Fakat Apollon ona delicesine tutulmuş peşini bırakmıyordu.

Ormanda karşılaştıklarında Tanrı Apollon güzeller güzeli bu kızla konuşmak istedi ancak Daphne ondan korkarak koşmaya başladı.

Apollon ne dediyse onu durmaya ikna edememişti,

Daphne korkmuştu bir kere.

Yorgun düşene kadar koştu - koştu, daha fazla koşacak gücü kalmadığında yere yıkıldı ve toprak anaya yalvarmaya başladı.

"Ey toprakana beni ört beni sakla, kurtar"

Toprak ana onun yakarışını duymuştu, az sonra Daphne yorgunluktan ağrıyan bacaklarının sertleştiğini, odunlaşmaya başladığını hissetti.

Gri renginde bir kabuk göğsünü kapladı.

Güzel kokulu saçları yapraklara dönüştü ve kolları dallar halinde uzandı, küçük ayakları ise kök olup toprağın derinliklerine doğru indi.

Apollon sevdiği kıza sarılmak isterken bu Defne ağacına çarpınca şaşırdı.

O günden sonra Defne ağacı Apollon'un en sevdiği ağaç oldu ve defne yaprakları genç tanrının saçlarının çelengi oldu.

Kahramanlara ödül olarak defne yapraklarından yapılma taçlar taktılar.

Dedim ya güzel bir hikâyedir…

İstanbul’daysınız, yolunuz Taksim’e düşerse bana hak vereceksiniz. Her zaman hareketlidir orası…

İstanbul’da değilseniz, bir geldiğinizde Taksim’e uğrarsanız sizlerde hak verirsiniz.

Güzelliklerle kalın…

Nazan Şara Şatana

http://www.facebook.com/#!/profile.php?id=100002892442552

https://twitter.com/#!/nazansarasatana

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....