Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Aralık '09

 
Kategori
Yılbaşı
 

Takvim yaprakları düşerken

Yıl boyunca birer birer koparttık tüm yapraklarını takvimin. Kimi gün merak ve endişe dolu; heyecanlı, cesaretli. Kimi gün keyifsiz ve boş vermişliklerle dopdolu; umarsız, heyecansız...Ve şimdi, son hazırlıklarını yapıyor 2009... Yanında götürebileceği ne varsa, tek tek sırtına yüklemeye çalışıyor. Götürebilecekleri; az önceler, dünler, evvelki haftalar ve geçen aylar...Yükü ağırlaştıkça, o ezik, mahcup ve çaresiz... Ceplerinde çözemediği bir yığın problem. Gövdesinde, zamanı hovardaca yiyip tüketen yeni yetmelerin diş izleri. Eteklerinde, kurumaya yüz tutmuş çamurdan lekeler...Yorgun, kırık ve bitkin. Biz, onun gidişini fark ettiğimizde, arkasından koşup bağırmak geliyor içimizden. Ve “ keşke!...” diye avazlarımızla sesleniyoruz, sesleniyoruz, sesleniyoruz... Ama o arkasına dönüp bakamayacak kadar kırgın. Kime? Bize elbette!

Pişmanlıklarımızın tadını çıkartmayı marifet sayarcasına, yeni umutlar yüklenerek karşılıyoruz yeni yılı. Ve umutlarımızın ışıltısından oluşturduğumuz pırıl pırıl tacını yerleştirmeye çalışıyoruz başına. Hep böyle olmaz mı? Biten yılın pişmanlıklarından, yeni yılın umutları doğmaz mı?...

2010 yılı için umutlarımızı sıraladığımızda; ilk duyduğumuz barış güvercinlerinin kanat sesleri olmalı...Çocuklara barışı ve sevgiyi anımsatan isimler koymalıyız... Tüm dünya çocuklarının düşleri gerçek olmalı; hepsinin karnı tok, elleri ayakları sıcacık.

...Ve yaşlı dünyamızın eski müdavimleri; bizler! Evet bizler daha erken davranmalıyız çocuklardan. Gecenin ortasında, sessizce kalkıp ışıklandırmalıyız çocukların kararmış tüm yıldızlarını...Yeni yılda hep birlikte oynamalıyız mutluluk oyununu, çocuklara da öğretmeliyiz. Oyunumuzun ilk aşamasında; önce illa ki sevmeyi öğrenmeliyiz. Dostlukları ölümsüzleştirmeli ve zedelemeden, çürütüp kokutmadan yaşatmalıyız insan ilişkilerini...Denizler mavi kalmalı hep atlaslardaki gibi. Ormanlar yeşil... Ülkelerin sınırlarını kollarımızla belirlemeliyiz. Hani ülkeler arasında kırmızı, kalın sınır çizgileri olur ya haritalarda; işte o sınır çizgilerini kollarımızla oluşturmalıyız. Ama hiç kapatmamalıyız; kollarımız, hep açık kalmalı...Mayın tarlaları, buğday başaklarının boy attığı bereketli tarlalara dönüşmeli...Çocuklar silahların gölgesinden uzakta büyümeli. Tüm çocukların göz bebeklerinden yaşama sevinci yansımalı...Ve onların gözlerinin ışıltısı aydınlatmalı çevreyi...

Dayanışma, dostluk, kardeşlik, başarı gibi tüm güzel kavramlarla dop dolu nice mutlu yıllara...

 
Toplam blog
: 161
: 735
Kayıt tarihi
: 26.01.08
 
 

1955 yılının, aydınlık Nisan sabahlarından birinde; 22 Nisan sabahı duyulmuş ilk avazlarım… Üsküdar ..