Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Mart '11

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

Talasemi nedir?

Talasemi nedir?
 

Akdeniz anemisi, Akdeniz kansızlığı ya da tıptaki adıyla Talasemi; Akdeniz ülkelerindeki ırklarda görülen, doğacak çocuğa anne-babasından ”Beta Talasemi” geninin kalıtımsal olarak geçen bir tür “kansızlık” hastalığıdır. Anemi (kansızlık) oluşmasına neden olan etmen, kanda alyuvarların yapısında yer alan “hemoglobin” molekülünün yapısındaki bozukluktur. Talasemi Minör (Akdeniz anemisi taşıyıcılığı) Talasemi minör, major’a göre çok daha hafif izler.

Bireylerdeki tek bulgu yalnızca kansızlıktır. Kişilerin tek yakınmaları halsizliktir. Üstelik, kimi hastalar evlenme işlemlerinde yapılan zorunlu kan incelemelerine dek hastalıklarını hiç bilmeyebilirler. Bu hastalarda yapılan incelemede, serum demir düzeyi olağan ya da artmıştır. En çok görülen kansızlık türü olan ve bu hastalıkla en çok karıştırılan Demir eksikliği anemisi’nde ise demir azalmıştır. Tanı, “Hemoglobin Elektroforezi” ile konur.

Bu hastalığın anlaşılmasında işe yarayan en önemli inceleme ölçütlerinden biri olan HbA2 (kanda oksijenin taşınmasını sağlayan hemoglobin molekülünün küçük bir oranı) normal kişilerde %3, 4 iken bu hastalıkta % 7 ye yükselmiştir; HbF ise küçük bir düzeyde (%2-6) artmıştır. T. Minor’ün asıl önemi bu hastalığın evli çiftin her iki bireyinde de olmasında ortaya çıkar; çocuğun %25 T. Major, yani hastalığın ağır ve ölümcül seyreden biçiminden olma olasılığı vardır. Anne ve babadan yalnızca biri Akdeniz Anemisi taşıyıcısı (Talasemi Minör) ise doğacak çocuklarının taşıyıcı olma olasılığı % 50 .Talasemi major olma olasılıkları ise yoktur.

Talasemi Major (Cooley anemisi) [değiştir] Talasemi Major hastalığın ağır izleyen biçimdir ve bir öbür adı da Cooley anemisidir. Sağlıklı insanlarda iki alfa ve iki beta alt birimlerinden oluşan hemoglobin molekülünün aksine, Cooley anemisi olan hastada beta birimleri düzgün oluşamadığı için, sorunsuz oluşan alfa alt birimleri beta alt birimleri olmadan hücre içinde çöker, ve alyuvarların yaklaşık %90'ı daha olgunlaşmadan ilik içinde ölür. Buna etkisiz kan üretimi (inefektif hematopoez) denir. Çoğunlukla bebek daha 6 aylıkken birdenbire başlayan ağır kansızlık sonucu kalp yetmezliği gelişir. Bunun olmaması için düzenli olarak sık, sık kan nakli yapılmalıdır. Kan nakli yapılmazsa hasta birkaç yılda ölür. Kan nakli yetersiz yapılırsa, kan eksikliğini karşılamak için normalde kan yapımının gerçekleşmediği organlarda da (karaciğer, dalak, yassı kemikler (özellikle kafatası kemiklerinde)) ilik doku gelişmeye başlar ve bu kemiklerin kırılmalarına neden olup, aynı zamanda çocuğun yüz şeklinde belirgin değişikliklere yol açabilir.

 

Kan yapımındaki tüm bu çabalara karşın, üretilen alyuvarların hemoglobinin yapısındaki bozukluk bu üretimi etkisiz kılar. Yüz şeklinin değişmesi şu biçimdedir: Burun kökü çökük, alın ve elmacık kemikleri çıkıktır. Üst dişler öne fırlamıştır. Baş dört köşe şeklini alır. Dalak ve karaciğer büyür. Boy kısa kalır. Çocuk ergenlik çağına giremez. Kan nakilleriyle vücutta biriken aşırı demirin yol açtığı kalp sorunları (myokardit, kalp yetmezliği vs.) ileri yaşlarda çoğunlukla ölüm nedenidir. Hemoglobin elektroforezi incelemesinde; normal yetişkin insanlarda bulunmayan, ancak bu hastalıkta % 50-90 vakada görülen ve bir tür hemoglobin olan HbF’in kanda bulunması tanı koydurucudur.

 

Anne ile babanın ikisi de Akdeniz anemisi taşıyıcısı (Talasemi Minör) ise doğacak çocukların Talesemi Major olma olasılığı % 25, taşıyıcı olma olasılığı % 50 olacaktır. Ancak % 25 olasılıkla çocuk normal olacaktır. Tedavi [değiştir] Tedavide kan nakillerinin yanı sıra nakledilen kan nedeniyle vücutta biriken fazla demirinidrarla atılımını sağlayan “Desferoksamin” ve “C vitamini” verilir. Aşırı büyümüş dalak ameliyatla alınır. Dalakameliyatı öncesi pnömokok aşısı yapılır sonrasında da depo penisilin koruma tedavisi önerilir. Özellikle erken yaşta (henüz kan nakilleri fazlaca yapılmadan) kemik iliği nakli ile bu hastalar %70-80 tam olarak sağlıklarına kavuşabilmektedir.

Ülkemizin de bir Akdeniz ülkesi olması nedeniyle Türkiye toplumu olarak bu hastalığı taşıma riskimiz vardır. Tüm Türkiye nüfusunun yaklaşık % 2, 1 i taşıyıcıdır. Bu oran Antalya, Antakya, Mersin gibi bölgelerde % 12 lere kadar çıkabilmektedir. Bunun için her çifte evlenmeden önce mecburi yapılan tahliller içinde Hemoglobin (Hemogram dahilinde) ve Hemoglobin Elektroforezi tahlilleri de yer alır.

http://www.talasemi.net adresinden daha geniş bilgi alabilirsiniz!

Saygı değer dostlarım o günden sonra çocuğu lösemi ve diğer kan hastalığı olan ailelerle görüşür oldum! Hastanelerde ziyaret etmeden geçemediğim “çocuk hematolojisi bölümü”! Belki o zaman bizi teğet geçmişti felaket fakat yarının garantisi var mı? Bunun içindir ki toplum olarak daha duyarlı olmamız gerektiğine inanıyorum!

Bu hastalara tedavi ve sosyal hayatlarının devamına yardımcı olarak kurulan dernekleri desteklemeliyiz acı kapımızı çalmadan! Yüreklerindeki umudu gözlerindeki yorgun ifadeden inanın yakalayabiliyorsunuz bu masum çocuklarımızın. Mutlu olmak için çevremizde mutlu ettiğimiz insan sayısını dertlerine ortak olarak, samimiyetimizle, yüreğimizle, karşılıksız sevgimizle arttırabiliyorsak işte o zaman gerçek mutluluğunun doyumsuz lezzetine ulaşmışız diyebiliriz! Acıların insanların ruhunu olgunlaştırdığını düşünürüm.

Bu yüzden yaşadığım her olay hayat sınavından başarıyla çıkmam içim verilen ders olduğuna inanırım. İşte aldığım derslerden biri de buydu beni bu tür hastalıklarla mücadele eden çocuklarımıza destek vermek için kurulan derneklerle tanıştırması ve buralarda tanıdığım güçlü, mücadeleci küçük yürekler ve onların umut dolu dağ yürekli aileleri…..

Saygılarımla, sağlıcakla ve mutlu kalın….

1. Kaynakça:Akdeniz anemisi - Vikipedi Not: Sayın Mehmet SAĞLAM ın gogıl amcasından:)

 
Toplam blog
: 85
: 1590
Kayıt tarihi
: 23.11.10
 
 

Yaş otuzbeş yolun yarısı eder demiş üstad demesine ama, benim yapacak çok şeyim var:)! Anneyim, e..