Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Eylül '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Taleplerimiz nereye kadar?

Taleplerimiz nereye kadar?
 

Neyi, ne kadar istediğimiz yalnız bizimle alakalıdır.


İnsanoğlu hayatı boyunca hep talep eder. Her yerde ve her daim talep eder. Neyi talep eder? Ne olursa!..

Bu kişiden kişiye değişse de talep eder.

Çocukken anne-babasından ayakkabı, çikolata, güzel kıyafetler, oyuncak bekler ve talep eder. Evlenince evinde, hanımından, akşam eve geldiğinde sıcak yemek talep eder. Başka beklentiler bekler.

Okulda, öğretmeninden hep iyi not talep eden çocuk, okuldan eve geldiğinde, önüne hazır şeyler konmasını ister, talep eder.

Okulu bitirip, iş hayatına atılan insanlar, iyi bir kariyer, dolgun bir ücret, makam, mevkii talep ederler.

Her ülkede, siyasiler vatandaşlardan elbette ki hep oy, vatandaşlar da siyasilerden, özellikle hükümetlerden hep refah içinde bir yaşam, mümkünse zamsız bir hayat, ucuzluk, iş, aş, parasız eğitim, parasız sağlık hizmeti talep ederler.

Herkes, hayatında enaz bir kere şans oyunu oynamıştır. Eskiden her ayın 9, 19, 29’unda çekilen “Milli Piyango’ya” birkaç senedir “Sayısal Loto”, “On Numara”, “Şans Topu” ve nihayetinde “Super Loto” gibi bolca paralar dağıtan lotaryolar hasıl oldu. Her hafta bunların hepsini oynamanıza imkân tanınıyor ve her lotarya kuponundan sonra, bir yerden, birilerinden ve tanrıdan çok para talep ediyoruz. Bu sanırım biraz da bizim insani değerlerimizle alakalı. Biraz da öyle yetişmişiz sanırım. Belki de geleneklerimizle, genlerimize işlemiş bir sosyal sınıf değeridir. Gerek sosyal koşullar, gerekse İslami değerlerle bu şekilde yontulmuşuz. Mesela, dinimizdeki bir ayette “Allahtan isteyin, isteyin ki size verilsin” şeklinde ifade edildiği bilinmektedir. Ayrıca “vermeden almak Allaha mahsustur” derlerse de bu aşırı talepkar oluşumuzun sebebi nedir gerçekten merak ediyorum.

İnsan hiç bir şey üretmeden, hiç birşey vücuda getirmeden, emek sarf etmeden, beyin ve beden gücü harcamadan neden ister? Biz insanlar, fazlasıyla mı hazırcılığa alışığız acaba? Bu hazırcılık, biz Türkler’de daha mı fazla ? Bu araştırılması gereken bir sosyal olgu değil midir?

Bu talepkar oluşumuzun altında yatan sosyal, psikolojik ve sosyo-politik sebeplerin ne olduğunu bulup, çıkartmak elbette ki uzmanların işi ama ortada hiçbir şey yokken, hiçbir şey üretemiyorken, emek sarf etmeden istemek, hakkımız olandan fazlasını istemek, her nekadar insan doğası ile alakalı olsa da, çok doğru bir davranış olmasa gerek.

Hazır, insan doğasından bahsetmişken, yazımı, tanrının doğasını sorgulayan bir fıkra ile sonlandırmak istiyorum..

Bir adam, tanrının doğasını anlamak istiyormuş ve ona sormuş :
- Tanrım, bir milyon yıl senin için ne kadar bir süredir?
Tanrı söyle cevaplamış :
- Bir milyon yıl, benim için 1 dakika kadardır.
Adam sormaya devam etmiş :
- Peki tanrım, bir milyon dolar senin için ne kadardır?
Tanrı cevaplamış:
- Bir milyon dolar benim için bir penny dir.
Adam dayanamamış :
- Tanrım bana bir penny verir misin? demiş.

Tanrıdan şöyle bir cevap gelmiş:
- Tamam, yalnız, bir dakika müsade edeceksin!..

../..

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..