Talibim, Müsade Ederseniz

Talibim, Siz de uygun görürseniz..

Ben bu ülkeyi yönetmeye talibim. Ama durun geniş geniş anlatayım. Bazen o göz altlarında oluşan torbaları görünce bi ııh acaba der gibi oluyorum ama biliyorum ki, açılışlara göndereceğim mesajların benden değerli olduğunu iyi anladım. Hemen konuya girdim, bu işte vakit çok önemli.

Demiştim sanırım, talibim. Bu kadar büyük karmaşanın olduğu bir ülkeyi yönetmeyi henüz bu yaşımda korkusuzca istiyorum. Çünkü gerçek hedeflerim var benim. Fakat benden şimdi bir siyasi partiye gençlik kollarına üye olmamı, boyun eğmemi ve bazı şeylere çanak tutarcasına saygı göstermemi beklemeyin. Bana inanın, partimizi kuralım oyları alayım, sonrası iktidar ve prosedür. Ama sözüm söz, meltemler esen bir ülke yapacağım burayı. Öyle aile psikologlarının yaptığı gibi, tarafları sorunlarını çözmeleri için karşımda kapıştırmayacağım. Pazarlık etmek, taviz vermek yok, herkesin hakkı neyse onu alacak. And olsun size.

Ekonomi ilk hedef olacak, tarıma sanayiye, üretime teşvik vereceğim, o eski hayat bilgisi ünite dergilerindeki “Türkiye kendi kendine yeten bir ülkedir” cümlesini her harfiyle doğru kılmak için elimden geleni yapacağım. Sonra sizlerle birlikte ürünlerimize bakacağız ve artık yerli malı haftalarımız daha ahenkli geçecek. Çocuklarımız ne olmak istediklerine karar veremeyecekler, hep unuttukları bir başka yerli malımız olacak. Daha çok iş imkanı yaratana daha çok teşvik vereceğim, biliyorum ki bir kişinin çalışması en az başka dört kişiyi olumlu etkiler. Öyle boş laf yok bakın göreceksiniz.

Hukuk, adalet, insan hakları konularını zaten hiç bahsetmiyorum. Ama bana inanacaksınız, bunu başta konuşalım. Ben de size dürüst davranacağım. Ne yapmak istediğimi, aklımdan geçenleri anında anlatacağım. Sizden zaman zaman bazı şeyler isteyeceğim, birlikte bu ülkeyi dizleri üzerinden kaldıracağız. Çıkıp, “Değerli vatandaşlarım, sizden bir yıl istiyorum, benden yol, asfalt işte çok zaruri olmayan şeyler istemeyin diyeceğim”. Zamanımı iyi kullanıp, her yere ulaşıp, ülkemi tam olarak tanıyacağım. Önem vereceğim buna. Benim Ankaralı vatandaşımla, Diyarbakırlı vatandaşımın hayata bakışı, istekleri aynı olabilir mi?

Ama çok acımasız olacağım, cebine bir kuruş fazlasını koyan adamın cebini delip alacağım. Vatandaşımı yanlış yönlendiren, aklını bulandıran olursa yakacağım çırasını. Kulak asmayacağım basına, onlarla çıkıp tartışmayacağım bile.Benim asıl diyalogum vatandaşımla olacak, onlara zaten anlatmış olacağım aklımdakileri, laga luga yaptırmayacağım.

Peki nasıl bunları yapacağım, “seni sana bırakırlar mı arkadaş?” dediğinizi duyar gibiyim. Bir kere biraz dışa kapanacağız, ben zaten bizi bize bıraksalar eminim ki her şeyi çözeceğiz, tercümede yok olan diyaloglarımız var. Bunları çok çok azaltacağım. Önce biraz cefa çekeceğiz ey milletim, sonra da sefasını cennet vatanımızda ellerimiz ceplerimizde gezerek çıkaracağız. Sizden isteğim, ben bu kadar kararlı iken, bir el atın da yukarı taşıyın beni. Eğer bir dönemde gözle görülür fark yaratamazsam, canım sizindir. Ama ben size hem gençliğimi hem de bu azmimi sunuyorum, lütfen kabul edin.