- Kategori
- Aşk - Evlilik
Tamba tumba sarışın yakışıklım Simba!
İşte benim aşkımmm! Adı Simba ve o kadar güzel gözleri var ki... İnsan onun bakışında kayboluyor!
Simba, benim canım. Harbiden canım. Onu o kadar seviyorum ki, eskiden her dişi (bildiğimiz diş, ağızda olanlardan) olan hayvandan korkan ben –çok saçma olduğunu biliyorum- Simba sayesinde dişlerden korkmaz oldum. O bana dünyanın en huzurlu duygularından birini verdi: Kedi okşayıp huzurlu, mutlu mu mutlu olma duygusunu!
Yılın son gecesi Simba, Timothy, Oliver (dünyanın en güzel 3 kedisi) ve çok sevdiğim insanlarla birlikte çok özel bir sofra başında geçirdim. Büyükdere'deydim, çok keyifliydim ve hayatın durması ve hiç ilerlemesi için dua ettiğim ender gecelerden biriydi.
Sevgili dostum, can yoldaşım Bayan Foucault'nun evi Büyükdere'de. O'nun evine giden, denizin üflediği yol boyunca insan sayfiye bir yere geldiğinin keyfine varıyor ve can dostunun evine gitmenin verdiği heyecanla yol boyunca koşar adımlarla gideceği eve varmak istiyor.
Dostluk böyle bir şey. Yani, ona kavuşmaya ramak kala içinin kıpır kıpır etmesi ve sofraları keyifle hazırlarken edilen tatlı sohbetlerle zamanın su gibi akması demek…
Bayan Foucault benim can yoldaşım. O’nunla sohbet etmek demek, entelektüel dünyaya ansızın girmek demek. O kadar çok okur ve dünyanın, trendlerin ne olduğunun farkındadır ki, insan o’nun yanındayken kendini çok bilgisiz hisseder. Ama bu rahatsız eden bir duygu değildir, daha çok öğrenmen, okuman ve bilmen gerektiğinin sinyalini verir. Bu duygu da o kadar mutlu eder ki… Anlatmaz, yaşanır sadece.
Bu entelektüel kuşumun mönüsü de bir harikaydı: Marine edilmiş harika etler, şimdi adını hatırlayamadığım İtalyan makarnalarından bir demet, enfes peynir tabakları (Macro kuşudur dostum, peynirden çok anlar), çeşit çeşit turşular, salatalar ve şık kadehler eşliğinde insanı mutlu eden şarap…
Bünyesi süte alışık olan ben ilk kadehten sonra çaktırmadan (aslında herkes çaktı:) yana doğru kaysam da, hemen akabinde toparlanıp kendime geldim ve çenemin tekrar düşmesini sağladım. Daha sonra hem dostum hem de ben diet cola’ya direkt geçsek de keyifli mi keyifli bir ortam vardı.
Yılbaşı gecesinden çıkan sonuçlar:
2008’in ikinci gününde diyeceğim odur ki: İyi ki böyle geceler oluyor ve iyi ki böyle güzel dostlara sahibim! Seviyorum ama kimi?? Simba’yı, tabii ki Simba’yı!..