Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Nisan '07

 
Kategori
Güncel
 

Tandoğan'da olmanın gururu...

Tandoğan'da olmanın gururu...
 

On gün kadar önce Ankara’daki mitingi duyduğumda tereddütsüz gidiyorum dedim… Gitmeliydim, yıllardır süregelen tepkim sonucu içimde biriken isyanımı ben gibi düşünen beyinlerle birlikte dile getirmek fırsatını tepemezdim…Beklenen gün gelip çattığındaki heyecanımı anlatmamda kelimeler yetersiz kalır. Yola çıkarken yaşadığımız ufak aksaklıklar, kaloriferi yanmayan otobüste üşüyerek yaptığımız yolculuk keyfimi kaçırmıyor, öyle bir coşku var ki yüreğimde o an dünya dursa umurumda değil… Erken saatlerde geliyoruz Tandoğan Meydanı’na. Etrafı inceliyoruz, yurdun dört bir yanından akın akın geliyorlar, yüzlerinde birlik olmanın, Cumhuriyete, Ata’mıza sahip çıkmanın haklı gururunun coşkusunu yaşayan yurdum insanları…

Cumhuriyet Bayramında yaşadığım duyguları tekrar hissediyorum, yüzüne baktığım her insanı sanki kırk yıldır tanıyorum, bunu defalarca tekrarlıyorum arkadaşıma, tüm yüzler aşina geliyor, tüm insanlar yakın dostum gibi… Bunu birkaç kişiyle paylaştığımda görüyorum ki herkes aynı durumda. Meydan kalabalıklaşmaya başladığında Anıtkabire doğru yürüyoruz, yeni gelenlere yol açılsın diye. Hem de Ata’mın yakınında olmak daha cazip geliyor. Birkaç kilometere uzunluğundaki bayrağın kenarlarından tutarak sloganlar atarak yürüyoruz. Herkesin amacı aynı Cumhuriyetimize ve Ata’mıza sahip çıkmak… Yirmi otuz yıl önce ilerde böyle bir durumla karşılaşacağımızı söyleseler inanmazdım. Zaten düşündüğümde de isyan ediyorum, nedir bu düşmanlık, ne isterler tüm dünyanın takdirle karşıladığı bu büyük lideri neden sevmezler. Verdiği savaş taktikleriyle tüm yurdu saran düşmanlardan kurtarmasının sonrasında kurduğu Cumhuriyeti de kendi amaçlarına ters düştüğü için benimsemeyip menfaatlerine uygun bir yönetim tarzı getirmeyi amaçlıyorlar. Tek bir menfaat gözetmeksizin tüm amacı Türk devletinin dünyanın önde gelen ülkelerinden birisi olması için uğraş vermiş bu büyük kahramanı yattığı yerde bile rahat bırakmıyorlar.

Gelelim yine mitinge… Anıtkabirdeki alanda yaşlı bir teyze görüyorum önümde, kahverengi giyinmiş baştan aşağı, başında baş örtüsü, elinde bayrak, sloganlar atarak sallayıp duruyor. Öyle hoşuma gidiyor ki yaklaşıyorum, önüne geçip elini öperek; “Teyzeciğim ne kadar tatlısın.” diyorum.”Biz artık siz gençlere devrediyoruz.” diyor bana.. Beni genç görmesi de ayrı bir hoşuma gidiyor.. Topluluğu gözlemlediğimde tabiri caizse çapulcu takımından hiç kimsenin olmadığını görüyorum. Genci, yaşlısı, eğitimlisi, eğitimsizi, herkes düzeyli hoş insanlar. Arkadaşımla hemfikir olduğum diğer bir konu da tüm gördüğümüz insanların “güzel” olduğu, inanın herkes çok güzeldi, belkide savunduğumuz ilkenin güzelliği vurmuştu yüzlere… Tek bir olay çıkmamasının da kanıtı bu değil mi? Hep bir ağızdan yüreğimiz Atatürk sevgsiyle dopdolu sloganlar atıyoruz. Tepkimiz ses tonumuza yansıyor, hırsla bağırıyoruz. En çok tekrarlanan slogan “Türkiye laiktir, laik kalacak!” oluyor, sloganlardan hatırladıklarım; “Çankaya’nın yolları, şeriata kapalı”, “Katil ABD, işbirlikçi AKP”, “Mollolar İran’a”, “Tayyip işin ne Atatürk’ün evinde” gibi. Daha sonra bir pankart ilişiyor gözüme, bir yüzünde “Ulan kelle senden bir cacık olmaz” yazıyor. Bu sözün Türkiye’nin koskoca başbakanına ait , onun kendine has üslubuyla söylenmiş bir söz olduğunu hatırlıyorum. Pankartın arkasında da onun üslubuna cevaben yazılmış bir yazı görüyorum.”Sayın kelle seni alkışlayan da senin gibi kelle”. Acıyla gülümsetiyor beni bu pankart, Türkiye’nin başbakanının bunun gibi ve buna benzer diğer sözlerini hatırlıyorum, üzülüyorum. Bir de yüce Ata’mızın sözleri geliyor aklıma, her sözü vecize olmuş nasıl anlamlı nasıl güzel sözler..

Anıtkabire giriyoruz Ata’mın kabrini görmeye, monzolenin önünden geçerken gözlerimden yaşlar boşalıyor, maruz kaldığı bu durum acı veriyor yüreğime… Tam o sırada büyük bir tesadüf olarak başka bir ilden gelen ilkokul öğrencileri çelenk bırakacaklar monzoleye. Tören yapılıyor, çelenk iki askerin elinde, ritmik tören yürüyüşüyle gelerek bırakıyorlar çelengi, müzik eşliğinde saygı duruşu yapılıyor. Bu anı yaşamak ayrı bir hoşluk oldu bugünün anısı olarak…

Türkiye’nin çeşitli illerinden, Malatya’dan, Sivas’tan, Taşova’dan, Isparta’dan gelen binlerce insan , çeşitli üniverstelerden gelen gençler vardı. Haber kanalları vardı mitingi çeken ama yayımlamayan, haklı olarak onlar içinde sloganlar atıldı; “Satılmış medya dışarı” diye. Bir gazetenin manşetindeki yazı takılıyor gözüme. Katılımın 370 bin kişi olduğu yazılı. Anıtkabiri ziyart eden kişi sayısıymış bu. Genelkurmay’ın verdiği rakammış. Peki herkes ziyaret etti mi Anıtkabiri, haıyr, çünkü o kadar büyük bir yığın vardı ki merdivenlerde, içeri girmek mümkün değildi. Bu rakam bile saptırılmış bu gazete tarafından. Mitinge katılanların sayısı kesinlikle bir milyonu aşmıştı. Bu yeterli miydi, bence değildi. İsterdim ki 3 milyon kişi gelsin, daha büyük katılım olsun.

Bence bu miting amacına ulaşmıştır. Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olsa da kaybetmiştir, olmasa da kaybetmiştir. Cumhurbaşkanı olsa tabanı zayıflayacak, zaten içlerinde kopmalar başladı, halkın güvenini kaybetti. Başbakan olarak kalsa bu kez korkup da cumhurbaşkanı olmadığı görüşü hakim olacak ve itibarı zayıflayacaktır. Evet, ne mutlu bana ki bu mitinge katılarak bu kutsal amacın bir parçası oldum. Milletimize hayırlı olsun…

Sevgiyle kalın…

 
Toplam blog
: 203
: 2037
Kayıt tarihi
: 23.10.06
 
 

İnsanların yapmaktan mutlu oldukları hobileri vardır. Benim de en severek yaptığım, hayatımda yen..