Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Kasım '18

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Tango Tarihi

Tango Tarihi
 

Tango günümüzde neredeyse dünyanın her yerinde beğenilen dans ve müzik tarzıdır. Hatta ülkemizinde içinde bulunduğu ülkelerde kendi tango müzikleri üretilmeye ve yaygın olarak öğrenilmeye ve uygulanmaya çalışılan bir rüzgâr yaratmıştır. Yakın tarihsel geçmişine rağmen iki yüzyılı aşan süredir sevilen bir dans ve müzik olarak yaşamları süslemeye devam etmektedir. Tango’nun genel kabul gören tarihi 1800'lerde başlamaktadır. Arjantin'e getirilen Afrika kölelerinin yerel kültürü etkisiyle ortaya çıkan bir akım olduğudur. Tango kelime anlamı olarak kapalı bir yer ve ayrılmış bir yer olarak tanımlanmaktadır. Ülkede 1853'te köleliğin yasaklanmasından sonra özgür siyahların dans etmek için toplandığı yer tango dansı ve müziği için daha da anlam kazanmıştır. Göçün hızlanması,  İngiliz, Rus, İspanyol, İtalyan, Polonyalı, Afrikalılar ile yerli nüfusun kültürel olarak karışması farklı bir müzik ve dans çeşidinin ortaya çıkmasına yol açtı. Buenos Aires’in nüfusu 1869’da 200.000 civarında iken 1914’de 1.5 milyonu aşmıştı.

Ülkesini yeni bir hayat kurmak, zenginliklere kavuşmak için terk eden insanlar üzüntüleri ve sevinçleri ile birlikte farklı bir kültür yarattılar. Hayallerini gerçekleştirenler, kaybedenler, gurbet hasreti çeken insanlar üzüntü ve sevinçlerini bu müziğe ve dansa yansıttılar. Eğlence mekânlarında çalınan tango müziği yanında görsel zenginliği yansıtan figür ve giyim tarzı ile kendine özel bir tango kültürü ortaya çıktı. Genç erkekler ve bekârlar bu alanlarda geride bıraktıklarını ve özlemlerini unuturcasına müziğin ve dansın ritmine kendilerini bıraktılar.

Başlangıçta barlar, dans salonları ve eğlence mekânları genelde fakir, yalnız olan bir hayalin peşinde bu topraklara gelen her biri bağcıklı şapka, yüksek topuklu çizme, siyah kırmızı renklerden oluşan elbise giyen erkeklerle doluyordu. Bu mekânlara gelen kadınlar ile çalışan kadınlar danslar ediliyordu. Daha sonra Tango müziği ve dansı zengin bölgelere yayılmaya başladı. Tango dansı ve müziği eklenen yeni figür ve eserlerle ile daha da yaygın ve renkli hale geldi.  Arjantin yanında çevre ülkelerde de yaygınlaşmaya başladı. Uruguay'ın başkenti Montevideo'da, Buenos Aires'teki gibi kent kültürünün en önemli dansı ve müziği haline geldi.  

1900’lü yıllarda Arjantin’deki zengin aile çocukları tangoyu Paris’e götürdü ve öğretti. Bu müzik ve dans tarzı Fransa’da da kabul gördü ve yayıldı. Paris’te yayılan Tango akımı Newyork ve Londra’yı da etkiledi. 1913’lerde Tango Fransa, Amerika ve İngiltere’de kendine özgü partileri olan renkli bir kültürel harekete dönüştü. Bir zamanlar Tango’yu beğenmeyen Arjantinli seçkinler bu dans ve müziği benimsemeye başladılar. Çünkü Tango ülkenin kültürel bir gururu olarak dünyada kabul görmeye başladı. Tango ile ilgili filimler, şarkılar dünyada büyük ilgi gördü. Şarkıcı ve dansçılar dünya turnelerine çıktılar.

1930'larda Arjantin'in Altın Çağı başladığında, ülke dünyanın en zengin on ülkesinden biri haline geldi. Tango kültürü daha da gelişti. Tango, Arjantin kültürünün önemli bir parçası haline geldi.  Altın Çağ 1950'li yıllara kadar sürdü. Daha sonraki yıllarda Arjantin’de yaşanan darbeler, yasaklar ve ekonomik kriz nedeniyle Tango büyük dans mekânları kapalı olduğundan ve genel olarak büyük buluşmalar yasaklandığından zarar gördü. Tango daha küçük, kamuya açık mekânlarda ve halkın kalplerinde hayatta kaldı. Tango bugün 1950’li yıllar kadar olmasa da yeni çıkan müzik ve dans akımlarının baskısına rağmen saygınlığını ve seçkinliğini korumaktadır. Bugün Arjantin’e giden Turistlerin en çok ilgi gösterdikleri mekânlardan biri Tango salonlarıdır. Çünkü müziği ve dansı ile Tango Arjantin’den çıkmış ve dünyaya mal olmuştur.  

Ülkemizde bile tango dansı ve müziği kendine özgü bir müzik tarihi yaratmıştır. Bu alanda eserler üretilmiştir. Tango Türkiye’ye taş plaklar ile cumhuriyetin ilk yıllarında girdi.  Başlangıçta ithalat ile gelen tango plakları zamanla yerini yerli bestecilerle paylaşmaya başladı. Bazı eğlence mekânlarında ve balolarda yer bulmaya başladı. İlk Türk Tangosu bu dönemlerde Bestecisi Necip Celal Andel tarafından 1928’de bestelendi. Eserin adı Mazi idi, Şarkıyı Seyyan Hanim (Oskay) 1932’de plağa okudu. Bu arada 1928 yılında bestelenen ve kayda alınan, fakat tango olarak kabul edilmeyen Muhlis Sabahattin Bey tarafından bestelen Tango Türk isimli sözsüz bir eser olduğu bazı kaynaklarca ileri sürülmektedir.  1930’lu yıllarda Avrupa’dan ülkemize gelen tango eserlere Türkçe sözler yazılmış ve taş plaklara okunmuştur. Bu dönemde Afife Hanım tarafından okunan Sevda, Gül Tango ve Şivekar önemli eserler arasında görülmektedir.   

Necip Celal Andel, Eyüp Zade Müfide Eşref , Halit Recep Arman, Halit Bedii Akçay, Neiat İrtel, Muhiddin Diler, Edip Ayel, İzmirli Zeki, Aziz Kutlu, Mustafa Şükrü Alpar, ihsan Balkır, Jak Alkan, Sükrü Sarıpınar, Muhlis Sebahattin, Fehmi Ege, Necdet Koyutürk, Kadri Cerrahoğlu, Ziyaettin Sarıkartal, M.Köksal, İbrahim Özgür, Ferdi Danyal, Faik Bereket, Nusret Rıfkı Hergüner, Necip Yakup Aşkın, M.Erinanç, Mihran Baron, Seref Samim,  Orhan Avşar, Selmi Andak, Engin Ege, Erdener Koyutürk, Özdener Koyutürk ve birçok besteci ve müzisyenlerimiz bu alanda eserler üretmişlerdir.

Mahmure Hanım, Birsen Hanım, Seyyide Poroy, Seyyan  Hanım, Saime Şengil, Nezahat Onaner, Saime Kentmen, Bedriye Tüzün, Mefaret Atalay, Zehra Eren, Necla İz, Ayten Alpman, Şükran Özer, Ayla Büyükataman, Tülin Yakarçelik, Nermin Çevir, Sezen Aksu, Eser Noyan, Engin Noyan, Secaattin Tanyerli, Yaşar Güvenir, İbrahim Özgür, Celal İnce, Selçuk Kaskan, ihsan Balkır, Esin Engin, Zeki Müren, Dario Moreno, Erol Büyükburç, İbrahim Solmaz, Nevzat Yalaz, Aydın Esen, Roberto Lorano, Erdener Koyutürk, Ufuk Bigay ve birçok şarkıcımız güzel sesleri ile eserlere hayat vermişler ve tango severlere sunmuşlardır.  Bu değerli isimler ülkemizde Tango’yu tanıtmışlar ve kültürümüzden de katkılar yaparak değerli eserler bırakmışlardır.       

Günümüzde tango sevgisi devam etmekte ve binlerce insan bu müziği dinlemekten ve bu dansı yapmaktan zevk almaktadır. Tango acının, özlemin, ümidin, zor günlerde sessiz haykırışın muziği ve dansıdır. Tüketim toplumu içinde her geçen üretilen ve tüketilen eserlere ve sanatçılara rağmen tango yerini ve seçkin kitlesi le korumaktadır. Kurslar aracılığı ile kendine özgü farklı ağırlığı ve figürleri olan tango öğrenenlerin sayısı artmaktadır. Bugün bu alanda değerli bestecilerimiz, müzisyenlerimizde yıllardan beri eserler üretmekte ve icra etmektedirler. Tango tarihimiz günden güne zenginleşmektedir. Bugünkü teknolojik imkânlar içinde tangoyu tanımak, izlemek ve dinlemek çok kolaylaşmıştır. Tango’nun geçmiş ve bugününü öğrenmek ve yaşamak fırsatı doğmuştur.  



www.tangopedi.com

 

 
Toplam blog
: 416
: 790
Kayıt tarihi
: 19.02.10
 
 

Tarım, Gıda, Ormancılık, Çevre, Örgütlenme ve Proje konularında çalışmalarda bulunmaktayım. Öncel..