12 Aralık '12
- Kategori
- İlişkiler
Tanıdık yabancılar..
Tanıdık yabancılar olmak.. Hem tanımak hem yabancı olmak.. Tanırken yabancılaşmak, yabancılaşırken tanımak.. Nedir ki tanımak? İlla zaman gerektirir mi? Yıllarca hayatında olan birisi sana yabancı gelebilir mi? Peki ruhun bunun ayrımına varabilir mi? 'Ne kadarını tanıyorum senin' diyebilir mi? Buna alışabilir mi, alıştıkça uzaklaşabilir mi? 'Tanımak' sadece bir kelime.. Ona ulaşmaya çalışırken birbirimizin sınırlarına mı takılır zihnimiz? Nedir tanışık olmak? İlla saat mi tutmalı herhangi bir ruha ulaşmak için? Hisler yetmez mi 'tanıyorum' demeye? Bu tanışıklık çok kısa bir an olsa bile.. O an gönderir mi bütün ritüelleri çöpe? 'Yabancılaşmak' tek kelime.. Yalnızlık vardır beraberinde.. Belki insan kendine bile yabancılaşır günün birinde.. Geçer günlerimiz tanıdık yabancıların gölgesinde.. Yıllarını versen yeter mi tanınmak istemeyene? İşte böyle yabancılaşıyor insan 'tanıyorum' dediğine..
Tanıdık yabancılardık biz.. Birlikteliğimiz sıkıyor, ayrılıklarımız acıtıyordu.. Ne yapsak olmuyordu ya da yapmasak.. Yabancıydık işte hem de tanıdık.. Yarım bırakıyorduk herşeyi; sevinçlerimiz yarım, kahkahalarımız yarım, umutlarımız yarım yamalaktı..İşte bir zaman diliminde rastgele tanışmış iki insandık.. Rastgele girmiştik birbirimizin hayatlarına o kadar rastgeleydi tanışıklığımız, aşinalığımız..Tanıdık yabancılardık biz daha fazlası olamadık bir türlü.. Ve birbirimize yabancı kaldık, gittik..
'Hayat' dediğin ne ki? O, yabancı kalıp gittiklerimizle dolu değil mi ki? Tanıdık yabancılarla..