Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ekim '06

 
Kategori
Haber
 

Tanımadın mı AB? ben Türkiye!

Tanımadın mı AB? ben Türkiye!
 

“Hasta Adam” o kadar hasta ki artık elini tutacak bir dost arıyor. Bir yanda Ortadoğu’daki komşularımız , diğer yanda sözde demokrasi vaat eden ABD ve son olarak “Devlet Dairesindeki Atatürk Resimleri kaldırılsın” şartıyla elimizi tutmak isteyen AB. Tabi başrolde “Büyük Ortadoğu Projesi” ile İsrail. Kurtlar Vadisi kıvamında bir senaryo var ortada yalnız vadide Kurt olmayan bir tek biz varız...

Yunanistan’ın güle oynaya AB üye olmasından belliydi - çünkü onlar güle oynaya bir şey yapıyorsa bir terslik var demektir. Nitekim biz de AB’den müzakere tarihi alınca Viyana’yı almış kadar olduk. Herkeste bir sevinç , bir bayram havası , gazetelerde haberi manşetten vermeler falan filan. Nedir bu kadar sevindiren? AB adından da anlaşılacağı üzere bir birlik ve bu birliğin bazı kuralları var. Bu kurallara uymayan veya ayak uyduramayanlar Yunanistan gibi Euro’ya teslim olup alışverişe Türkiye’ye geliyor. Sonra da başını taşlara vuruyor Yunan kardeşlerimiz gibi. Türkiye’de durum biraz farklı karşılanıyor. AB’nin A’sından haberi olmayan vatandaş sokaklara dökülüyor “Avrupalı olduk” diye seviniyor.

Sevgili vatandaş , biz o topraklarda yüzyıllarca yaşadık bir numara yok. Zaten biz Avrupalı olamıyoruz çünkü kurallarla yaşayabilen insanlar değiliz. Sarı ışıkta kornaya asılan, selektör yaptı diye birbirini öldüren , trafikte kornayla iletişim kuran hatta sohbet eden(örn. bkz. DaRa DiRi DaRa DiRi , dolmuş kornası: gelen var mı anlamında) hatta maçlarda çok sevinip birbirini vuran bir milletiz biz. Bunları ülkemi kötülemek için söylemiyorum çünkü hepimiz de birer parça asabilik veya selektör sevdai var ama bu asabiyet AB’li vatandaşa çok geliyor. Ne var canım çok gelecek diyeceksiniz.

Sevgili vatandaşlar , AB’li arkadaşlarımız düğünde silah sıkmalara ve maç sonrası adam öldürmelere alışık değiller. Geri kalmış canım adamlar işte. Yoksa bizde silahla gezmek ve hatta çekip birini vurmak normaldir. Evet , AB’den kanuni yönden aşağı kalsak da yiğidi vur hakkını yeme demişler...Bizim de yüzyılların birikimi geleneklerimiz , törelerimiz var ki tüm Avrupa’yı toplayıp şöyle bir silkeleseniz bizdeki kadar zengin gelenek, görenek ve tarih çıkmaz. Gerçi bir ara tarihi eserler çalınıp Avrupa’ya satılıyordu. Trend gibi bir şey bu. Kaçakçılar arasında böyle bir düzen var işte: Bundan birkaç sene sonra Süleymaniye Camisi'ni Norveç’te görürseniz şaşırmayın. Şimdilik sadece taşınabilir şeyler çalınıyor , yakında Ayasofya da gidebilir. Peki biz neden Avrupalıdan bu kadar farklıyız? Bi kere çok yufka yürekli bir milletiz biz. Mesela Fatih bile İstanbul’u aldıktan sonra “bırakın Bizanslılar müslüman olmasın nolacak. Kimsenin düzenine çomak sokmaya gerek yok” demiş ve kurulu düzeni bozmamıştır. Evet, düzeni bozmayan ama düzenimizin de bozulmasından hoşlanmayan insanlarız. AB belki ekonomik açıdan bizi refah’a kavuşturacak, ki bundan da şüpheliyim, ama en azından insan haklarını biraz daha uygulamada görebileceğiz.

Belki artık işkence olamayacak ya da tecavüz eden kişi iki ayda tahliye edilmeyecek. Gerçi bu saydıklarım üç , beş ve hatta on milyon nüfuslu bir ülkede kısa bir zamanda uygulamaya konulabilirdi ama yetmiş milyonluk bir Türkiye’de biranda kişi başına düşen gelir sayısı onbin YTL’yi bulur mu bilmiyorum. Hepimizin gönlünde farklı bir AB var ama en güzeli değerlerimizi kaybetmeden ve benliğimizi koruyarak girebileceğimiz bir AB. Farkında mısınız bilmiyorum ama Atatürk’ün Nutuk’u yeni İnkılap Tarihi Kitaplarından çıkartıldı ve AB’ye gireceğiz diye kimsede ses yok. Vatandaş o kadar çaresiz bir halde ki AB onlar için tek çıkış yolu olmuş durumda. AB bizi kendi değerlerimizden soyutlamadan arasına kabul etmeyecek ama hadi umutlanalım. Emin Çölaşan 1990 tarihli Hürriyet gazetesindeki manşeti köşesinde yayınlamış. Manşette bir politikacı “En geç doksan beşte Ab’deyiz” demiş. Bende şuan için bir AB’lik yok. Sizi bilmiyorum...

 
Toplam blog
: 128
: 1989
Kayıt tarihi
: 03.10.06
 
 

Gözlerini kapat ve düşün: bir cümle kaç kişide farklı etki yaratır? Birbirimizi anlamanın gittikçe z..