- Kategori
- Psikoloji
Tanımsız...
Tanımsızım… Anlamsızım… Amaçsızım… Çözümsüzüm…
Bana benden ağır gelen koskocaman bir boşluğum bu günlerde.
Neden niçin, nasıl bilmiyorum?
Şarkılar dinliyorum, türküler, şiirler… Hiç biri zevk vermiyor nedense…
Dedim ya bir tanımı olmayan koskocaman bir boşluğum bu günlerde …
Ne yemek istiyorum, ne çalışmak ne de doğan günün güzelliklerini görmek.
Ne batan günün kızılında hüzünlenmek…
Yalnızca ağlamak istiyorum…
Nedensizliğime, niçin sizliğime, tanımsızlığıma…
Yüzü olmayan bir adam geçiyor önümden yüzünü göremiyorum…
Yüzünü saklamış benden…
Belki de kendinden…
Neden yüzün yok diyecek oluyorum, susturuyor beni, daha (n) harfi çıkmadan yüreğimden.
Ve durmadan sorarım kendime?
Adamlar niye kaçar kendilerinden…
Cevap bulamam…
Cevabı olmayan sorular sorarım hep ben…
Belki de hep cevabı olmayan sorular soruşumdandır bu kadar yorulmam…
Oysa ben yorulmak istemiyorum cevapsız soruların bilinmezliğinde…
Yepyeni ufuklar açılsın istiyorum önümde, yepyeni pencereler…
Eski neşem yerine gelsin, eski gülüşlerim, kahkahalarım…
Biliyorum her şey geçecek, geçici bu durum…
Biliyorum güneş yine doğacak penceremde ve minik bir serçe yine gülerek girecek anlamsızlığımdan içeriye…
Ama şimdi ağlamam lazım…
Doyasıya hiç kimseler görmeden ve hiç kimselere fark ettirmeden…
Dağlarca, nehirlerce, ırmaklarca taşmalı gözyaşlarım gözbebeklerinden…
Öylesine özgür, öylesine acemi, öylesine hesapsızca…
Ve bütün dereler dolunca, bütün denizler taşınca ve doyunca bütün çorak topraklar susuzluğa…
aniden çıkagelmeliyim gittiğim yerlerden!