Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Temmuz '09

 
Kategori
Anılar
 

Tanışmaya gidişim ve heyecanım :)

Tanışmaya gidişim ve heyecanım :)
 

“sbseda...” arkadaşımızın isteği üzerine Onur’un ailesiyle tanışmamı yazıyorum bugün…

İşte o gün gelmişti. Sevdiğim adamın ailesiyle tanışacaktım o gün. Ne giyeceğimi önceden düşündüğüm için o gün bir de ne giyeceğim telaşına düşmedim. Kafamda “nasıl geçecek?”, “acaba nasıl olacak?” diye düşüne düşüne hazırlandım.

Onur’la buluştuğumuzda hal hatır sorma faslından sonra beyefendi benimle uğraşmaya başladı.

“ Heyecan var mı?”

“ Eh işte…”

“ Bende bile var sende olması gayet normal. Ama rahat ol çok güzel geçecek.”

“ İnşallah…”

Eve yaklaştıkça bizimki saymaya başladı.

“ Son 200 metre! ”

“ Son 100 metre! “

“ Son 50 metre ve bak şurası…” Tabi yaklaştıkça bendeki heyecan arttı. Evin önünde durunca kendime çeki düzen verip indim arabadan.

Ablası merdivenler karşıladı bizi, annesi de kapıda. Babası ve eniştesi gece çalıştıkları için uyuyorlardı. (kötü denk geldi gitmeyelim dedim ama dinletemedim. Uyutmadık insanları da:( ) İçeri geçip oturduk ama ben ellerimi nereye koyacağımı bilemiyorum. Ablası hemen terlik getirdi ayağıma. Ya ben yaz günü terlik giyemem ki hayatta ama mecburen giydim orada. Hal hatır sorduktan sonra annesi:

“ Onur ne güzel kız bulmuşsun.” demez mi gülerek. Bu kez nereye bakacağımı şaşırdım.

Biraz sohbetten sonra babasının uyandığını fark ettik ufaklığın sayesinde. Üst kata çıkalım dediler. Kalktık. Onur elini arkama doğru uzatarak önden geç gibi bakarken; annesi “Kızım siz Merve’yle çayları doldurun isterseniz.” deyince ben gülümseyerek geri çekildim. Ablasını daha önceden tanıdığım için biraz rahattım. Çayları doldurup tepsiyi aldım ama nasıl? Bir yere takılıp düşmeyeyim, bir sakarlık yapmayayım diye nasıl dikkatli hareket ediyorum. Daha ilk günden sakar izlenimi vermek istemiyorum tabi. :) Yukarı çıkınca babasını da gördüm. Çayı uzatırken “Hoş geldin kızım.” dedi. “Hoş bulduk, buyurun.” Bütün çayları verdikten sonra kendi çayımı alıp Onur’un yanına oturdum ama elim titriyor hafiften. Ben ne kadar heyecanlı biriymişim yahu o gün daha iyi anlıyorum. Aslında ne onur ne de ben çayı pek sevmeyiz. Ama içiyoruz o güne özel. Tabi ailesi Onur’a takılmadan edemiyor.

“ Onur çay içiyorsun!!” diyor annesi gülerek.

“ Evet, çay güzelmiş.” diye geçiştirmek istiyor bizimki ama ne mümkün.

“ Merve getirdi ya ondan güzel gelmiştir.” diyor ablası. Ben yine gözlerimi kaçırıyorum.

Sohbet ediliyor ama Onur’un yeğeni kimseyi konuşturmamaya kararlı. Sürekli lafa girmek istiyor aslında bir şey anlatacağından değil sadece benim üzerimdeki ilgiye bozuluyor ufaklık :)

“ Anne pastayı kim aldııı?”

“ Merve almış anneciğim. Güzel değil mi?”

“ Hmm. Ben pek tadını alamadım. Güzel değilmiş.” Herkes gülüyor ufaklığın bu sözüne.

Bir süre sonra vedalaşıyorum herkesle gitme vakti geldi. Bu kadar heyecan yeter dimi bu seferlik… :) Tam terlikleri çıkarıyorum, annesi “istersen alabilirsin” diyor. Şaşırdım açıkçası ne yapsam diye. Bir Onur’a bir ablasına bakıyorum. Hayır desem beğenmemiş gibi olacağım, tamam desem hemen de alıyor dünden razı gibi. Ne yapsam ki?

“Yok olur mu? Sağ olun.” diyorum. Ama annesi ısrar ediyor

“ Gerçekten… Bugünün hatırası olsun.”

“ Peki o zaman. Teşekkür ederim.” deyip alıyorum. Evden çıkıyoruz.

Bende bir rahatlık. Heyecan bitti tabi. Güler yüzlü, iyi insanlar olduklarını görünce içim rahatladı. Çünkü ömrümü geçirmeye niyetlendiğim insanın ailesiyle iyi geçinmek istiyordum hep. İnşallah öyle olacak. Yolda Onur ailesinin de beni sevdiğini söyledi. Umarım öyledir. Ben de onları sevdim çünkü…

İşte tanışma anımız da böyle... Bundan sonraki güzel anıları da sizlerle paylaşabilmeyi diliyorum...

 
Toplam blog
: 25
: 600
Kayıt tarihi
: 03.06.08
 
 

20 yaşındayım. Hem çalışıyorum, hem okuyorum. Kendime birşeyler katma çabasındayım her zaman.....