Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mayıs '10

 
Kategori
Dostluk
 

Tanıştıran kaynaştıran dostluk (Can Dosta Mektuplar)

Sevgili Dostum,

Bir söz der ki “ Dostumun dostu da benim dostumdur” Bu söz ne güzeldir. Ama bu söz dostluk gerçek manada dostluk ise geçerli bence. Gerçek manada olmayan dostlar zaten başka insanları ile dostlarını tanıştırmayı akıllarına bile getirmez.

Sevgili dostum,

En sevdiğim şeylerden bir tanesi de tanıştığım, kardeş kadar sevdiğim insanlar ile yeni tanıştığım ve kaynaşacaklarına inandığım insanlar ile tanıştırmaktır. Bunu güzel bir davranış olarak yaparım ve gerçek dostlarım da onlarla güzel insanları tanıştırmamdan dolayı beni sever ve sayarlar. Tanışmak ve kaynaşmak insan olduğumuzun bir ispatıdır da bana.

Can dostum,

Biliyorsun ki, ben seni de senin anlaşacağın çok insanla tanıştırdım ve bunlar içinde gerçek manada dostluklar kurdun. Gene sen de beni çok insanla tanıştırdın iyi niyetle, sevgi ile ama onlarla anlaşamadık ya da “ gözden ırak gönülden de ırak olsun” misali buradan gidince bizi unuttular ama sen hiç unutmadın. Unutman da mümkün değil zaten.

Can dostum,

Ayrı mekanlarda, yani uzak yerlerde yaşasak da zaman zaman buraya, senin yaşadığın yerlerden güzel insanlar gelmekte ve hemen tanışmakta kaynaşmaktayız bunlarla. Onlara baktığım zaman hemen seni görmekteyim ve senle tanışmalarını da istemekteyim. Sen de yeni insanlar tanımaktan çok zevk aldığından, onlarda zevk aldığından ve yeni insanlar tanımaktan korkmadığından, her yeni insanın senin manevi yaşantını zenginleştirecek insan olduğuna inandığından dolayı da dostluklar ile kaynaşmaktasınız. Bu da bana zevk vermekte, sevinmekteyim.

Sevgili dostum,

Tanışmak ve kaynaşmak gerçek manada güzel şeylerdir. İnsan hayatı boyunca binlerce insanla tanışır ama sadece bunlardan kardeşçesine birkaç kişi ile ilelebet arkadaş dost kalır. Gerisi sahte dostluklar ve arkadaşlıktan ibaret. Ne yazık ki insanların büyük çoğunluğu da bu sahteliği ve sıradanlığı görememekte.

Sevgili dostum,

Mesela, lisede okuyan bir gençle tanışmaktayım. Benle tanışmak ve dost olmaktan büyük zevk aldığını ve benimle daha çok zaman geçirmek ve benim yanımda aldığı pozitif enerjiyi artırmak istediğini söylemekte ama arkadaşlardan fırsat bulamadığını, çevresinde çok insan olduğunu, geniş çevresi olduğunu iddia etmekte. Ama ben tecrübe ve bilgi birikimimle görmekteyim ki, bu dostluklar zamanın öldürülmesinden başka işe yaramayan ve ilerde sadece acı tecrübe olarak kalacak dostluklar.

Sevgili dostum,

Bizimle ömür boyu kalacak şeylerle dost olmalıyız. Faydalı bilgi ve devamlı olarak bize faydalı bilgi verecek, liseli isek derslerimizi bize gösterecek, ilimle ve sevgi ile dolmamızı sağlayacak insanlar gerçek manada bizim dostumuz olmalı. Dost olurken, “bu dostluğu kurarken başka dostlar üzülür mü, kıskanır mı? “ diyerek asla düşünmeden, gerçek manada dost isek diğer dostlarımızla da onları tanıştırarak, onların bilgi ve sevgisinden gerçek manada dostlarımızın da faydalanmasını sağlamalıyız. Eğer bir dostumuzu başka bir dostumuz ile tanıştırmaktan çekiniyor ve tedirginlik duyuyorsak bilmeliyiz ki o insanlarla gerçek manada asla dost olmamışız demektir. Çünkü gerçek dostluk kaynaştıran tanıştıran, seven bir dostluktur. Dostluk sevgi ile bilgi paylaşımı ve iki insanın ayrı bedende ama tek yürekte tek beyinde kaynaşmasıdır. “ Kendin için istemediğin dostluğu, gerçek dostun içinde istemedikçe gerçek dost olamazsın.

Sevgili dostum,

Bizim yanımıza hiçbir şeyden çekinmeden, her fırsatta gelemeyen, istediği zaman bizim yanımızda olamayan insan bizim dostumuz olabilir mi sence? Çünkü gerçek dost, istediği zaman dostunun yanına çekinmeden, tedirgin olmadan, başkalarının ne dediğine kulak asmadan gidilen dostluktur.

Sevgili dostum,

Eskiden beni sevdiğini söyleyip de yanımıza gelmekten tedirgin olan, dostları ile bizi tanıştırmaktan kaçınan insanların bizi gerçek manada sevdiğini sanırdım ama şu an anlamaktayım ki, onlar ne bizlerle ne de o bizle tanıştırmaktan çekindikleri gerçek dostlarıdır. Bu insanlar öğrenci ise öğrenciliklerine, çalışıyorlarsa işlerine ve arkadaşlıklarına fayda sağlıyoruz zannı ile zarar veren insanlardır.

Canım dostum,

Bizim dostumuz olduğunu söyleyip de iki görüşmeden sonra bizlerden uzaklaşan ama bir de baktığımız zaman dost zannettikleri insanlara yaklaşmış insanlara ne diyebiliriz ki. İnsan yaşını başını almışta 18 veya 20 yaşına geldiği halde gerçek dost ile kendisini boş işlerle avare eden insanları ayıramayan insanlara biz ne diyebiliriz ki? Sen ne diyebilirsin ki?

Sevgili dostum,

Seni gerçek manada sevdiğimden, ilerde tanışacağım gerçek manada sevgi ile bilgi ile dolu olduğuna inandığım insanları tanıştırmaya devam edeceğim. Bizleri bir iki görüşmeden sonra terk eden insanlar zaman gelince “ keşke yapmasaydım” delerde bizi arayarak bulamazlar. Sen ve ben bu yüzden bizi terk edenlere değil bir iki tane de olsa bizi dinleyen, yanlış anlamayan, bize önyargı ile bakmayan iletişim kurmaktan asla yılmayan, bizleri her fırsatta motive eden ve beden dili ile sevgilerini gösteren insanlara kucak açmaya devam etmeliyiz. Bunu yaparken de “ Başkaları ne der, bize kırılır mı, yoksa küser mi? “ diye asla düşünmemeli ve başkaları için değil sadece kendimiz için yaşadığımızı ve kendimiz için yaşamaya devam edeceğimizi unutmamalıyız.

Gerçek dostum,

Dostluk mektuplarını yazarken hep aklıma Aşık Veysel’in dost adlı şiiri gelir. Dost diye sarıldıklarının onu nasıl terk ettiklerini ve dostluklar konusunda nasıl yanıldığını ama gerçek dostun, her zaman ektiğimizi büyüterek geri veren toprak olduğunu söyler. Bizlerde kara toprak gibi bize verilen dostlarımızın sevgi tohumlarını çimlendirerek bir çınar gibi dostumuza geri vermekte tereddüt etmemeliyiz. O zaman işte Aşık Veysel’in dediği gibi gerçek dost oluruz ve gerçek dostluğun ne olduğunu anlarız.

Sevgili dostum,

Dostluklar Türk Edebiyatında çok zaman işlenmiş ve insanlar dost sandıkları insanların kendilerine nasıl zarar verdiklerini Aşık Veysel’in şiirinde anlatması gibi, roman ve hikayelerinde de her zaman anlatmışlardır. Eski Türk Romanlarının televizyon dizisi olarak uyarlananlarına bakınca dostluklar konusunda çok şey öğreniriz. İnsanlar bu dizileri izler. Şiirleri okullarda, kitaplarda, şiir gecelerinde okur, dinler ama gene de dostluklar konusunda akıllanmazlar? Neden acaba bilir misin? Dost olmayı bilmediklerinden.

Can dostum,

İnsanlar dost olmayı neden bilmez? İnsanlar gerçek manada samimiyeti bilmediklerinden ve anlamadıklarından dolayı. İnsanlar gerçek manada dost olmayı bilseler, hayatta mutsuz insan olmaz. İnsanların başarı hikayelerine baktığımız zaman, onların başarılarının çoğunun hayat boyunca kiminle dost olacaklarını çok iyi bilmelerinden meydana geldiğini görürüz. Hayatta ve edebiyatta bunlara her zaman rastlarız. Biz edebiyatı sadece okumuş olmak için yaparız. Çok az insan ise okuduklarından ibret alır. Yazarın ne demek istediğini anlar, anladıklarını da gerçek dostları ile paylaşarak onların gelişmesine de katkı sağlar. Böylece dostluklar sağlam temellere oturuır.

Can dostum,

Okumak demekte sadece okuyup geçmek demek olmadığından ve okuduklarımızı önce anlamak, sonra uygulamak gerektiğinden ve okuyanların nerede ise yüzde 90’ının bunları yapmamasından dolayı da okumak faydalı olamamakta işte. Ama sen ve ben hem okumakta, hem uygulamakta, hem de gönülden sevmekteyiz. O yüzden dostluğumuz uzun ömürlü olmakta.

Gel güzel dostluğumuzun hatırına gel seni kucaklayayım.

TURAN YALÇIN-TOKAT

 
Toplam blog
: 1096
: 1558
Kayıt tarihi
: 28.12.07
 
 

1967 Tokat'ın  Pazar ilçesi doğumluyum. İşitme engelliyim. İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültes..