Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Aralık '09

 
Kategori
Yılbaşı
 

Tanrı’nın bir hediyesidir yeni yıl

Tanrı’nın bir hediyesidir yeni yıl
 

"RESİM:ALINTI"Kızılay da Taksim Meydanında saymaktır geriye doğru 3–2–1 diye, bağırmaktır YENİ YILLL


Söyleyin hadi kaç koca yılı eskittiniz? Kaç yeni yılı kucaklayacaksınız? Ruhu vardır yıllarında, yaşanmışlıkları. 1968’de doğdum deriz mesela. 1985’de liseyi bitirdim. 1986’da işe girdim, 89’da da evlendim. Yıl 2000’di 415 milyondu maaşım. İyi ya da kötü, güzel ya da çirkin, mutlu ya da hüzünlü, yaşadıklarımız değil midir yıllara ruh katanlar?

Pırıl pırıl ışıklar bir yanıp bir sönüyorlar, evlerin pencerelerinde, mağazaların vitrinlerinde, büyük sitelerin bahçelerindeki ağaçlarda. Söndüklerine üzülmüyorum çünkü biliyorum az sonra yeniden yanacaklarını ve bana göz kırpacaklarını. Belki de gelecek günlerin hep aydınlık olması dileğiyle yanıyor o küçük, sevimli, renkli lambalar. Müjde peşindeler. Belki de onun için bu kadar çok seviyorum durup saatlerce seyretmeyi. İçim tarif edemeyeceğim bir hoşlukla doluyor böyle anlarda.

Neler neler barındırır yeni yıl içinde yitip giden yılın peşinden. Umutları, hayalleri, sevgileri, neşeleri, hayal kırıklıklarını, coşkuları, heyecanları, yenilgileri, başarıları, kaybetmeleri, doğumları, ölümleri, düğünleri, ayrılıkları, kavuşmaları, karşılaşmaları, tesadüfleri, varsayımları, aşkları.

Takvim sayfalarındaki ayların hepsi başka bir yola ulaşır, günlerde yürüdükçe. Pazartesiler, salılar, çarşambalar, perşembeler, cumalar başka başka iz bırakır benliğimizde. Hafta sonlarına saklarız kendimize ait saatleri. Dinlence zamanıdır cumartesi, pazarlar. Özgür günlerimizdir. Bunun için çok özeldirler. Hafta içinin koşuşturması arasında yapamadığımız pek çok şeyi yapmak için biriktirdiğimiz dolu dolu geçip giden iki koca gün. İki koca güne rağmen yığdığımız şeyleri taşımaya gücü yetmeyen günlerdir hafta sonları.

Birbirine zincir gibi eklenen günler, haftalar, aylar. İlkbahar, yaz, sonbahar, kış. Derken bitiverir yıl. Umutlar eskimiştir artık eski yılla birlikte. Şimdi yeni bir yıla yelken açma, kürek çekme zamanıdır. Bilinir ki nefes alınan her gün özeldir. Ve gözlerinizi açtığınız her yeni gün Tanrı’nın bir hediyesidir size.

Değişik kültürlerin barındığı farklı coğrafyalarda bambaşka yaşanır eski yılın yerini yeni yıla bırakması. Değişik yelpazeler arasına yerleştirilmiş kocaman bir mozaiktir gelip geçen zaman. Kılık değiştirir, daldan dala hoplar, zıplar. Güzeldir, çirkindir, iyidir, kötüdür, rengârenktir, solgundur belki. Bilinmez ne getireceği ya da ne götüreceği bizden. Ama güzeldir yeni umutlarla bezenen yıl dönümü.

Kırmızıdır yeni yılın rengi. Tutkudur, sımsıkı bağlanmaktır doğmaya hazırlanan yıla. Kabullenmektir onu her yönüyle. Çam ağacındaki süsler. Bacadan aşağıya süzülen tombul Noel Baba. Kızakları çeken iki çift geyik. Kartpostallarda kalan simli resimlerdir yeni yıl. Müzik kutusundan yükselen “Love Story” dir. Küçük, kırmızı, boncuk şeklindeki yeni yıl çiçeğidir vazoları süsleyen. Nar gibi pişmiş hindidir. Şaraptır, biradır, rakıdır, votkadır. Dansözdür, müziktir. Fırdöndüdür, tombaladır. Milli piyangodur. Hareketlilik, cıvıltıdır alışveriş merkezlerinde. Kestaneli pastadır. Hediyelerdir. Dumanlı kafalardır. Kırmızı kalp şeklindeki kutulardaki donlardır hediye seçilen yıl boyunca donanınsın diye. Bir cıvıltıdır, bir kıpırtı. Bir ruhtur, bir can, bir hoşluk.

Kuran- ı Kerim okumaktır bazen. Yeni yıla ve bundan sonraki yıllara sağlıkla sıhhatle adım atmayı dileyerek dualar etmektir Yaradan’a. Geçmişte yaşadığımız güzelliklere teşekkür etmektir sonra.

Sevdiklerinizle yan yana olmaktır bu geceyi bahane ederek.

Kızılay ya da Taksim Meydanında saymaktır geriye doğru 3–2–1 diye ve bağırmaktır YENİ YIL diye.

Kutlamaktır birbirini.

Sarılmak öpmektir.

Şükürler olsun bu yılda yanımdaydın diyebilmektir ve bundan sonraki yılların hepsinde benimle oldur.

Eski dostlara yeni dostlar eklemektir.

Paylaşmaktır.

Okumaktır gerçek payı olmadığını bile bile gelecek yılda nelerle karşılaşabileceğimiz ihtimalini gazetelerin astroloji köşelerinden. Burçların yükseleninden medet ummaktır.

Beslemektir umutları.

Mücadeledir yaşanan her an. Ve eğer mücadeleniz devam ediyorsa nefes alıyorsunuz demektir bir sonraki yılı görmek için.

Eskiyen 2009’u geride bırakırken bambaşka umutlarla tutunduğunuz 2010’un yüreğinizden geçen her şeyi size sağlıkla birlikte getirmesi dileğiyle.

*BU YAZIM SİNCAN İSTASYONU DERGİSİNİN EKİ FİDAYDA'NIN OCAK AYI SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR.
 
Toplam blog
: 755
: 776
Kayıt tarihi
: 13.06.07
 
 

Ankara'da doğdum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi Ankara'da tamamladım. AÜİF iş idaresi b..