Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mart '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Tanrım ! Bizi terk etme..

Tanrım ! Bizi terk etme..
 

img115.imageshack.us/img115/9922/newviewbyang


“Rabbim ! Sen affetmeyi seversin. Bağışla beni.”

“Biliyorum ki yanımdasın, biliyorum ki benimlesin. Yalnız değilim. Gözlerimi kapattığımda , karanlıktan korksam da , yüreğimdeki aşkın aydınlatıyor beni. “

Tanıdık bildik geliyordur bu cümleler bir çoğumuza. Hepimizin en zor zamanlarda kendince yakarışları vardır. Sadece onunla bizim aramızda. Özel ve anlamlı. Bazen kendimizi suçlu hissederiz. Dua ederken gözlerimizden yaşlar boşalır, başımız önümüze düşer. Ama ne o bizi sevmekten ne de biz onu sevmekten vazgeçeriz. Korkudan değildir sevdamız. Ona duyduğumuz inançtandır. Bizi hiç terk etmez. En büyük kötülüğü yapanı nasıl ki kucaklarsa, İlâhi Adalet’i ile de mutlaka cezalandırır. Bundan o kadar eminizdir ki uğradığımız haksızlıklarda “O’na “ havale eder, ona şikâyet ederiz. Allaha inanmak, anlamaktan geçer. Her beğendiğimiz eser nasıl ki usta bir elden çıkmışsa, kâinat dediğimiz bu olağan üstü eserin de illâki bir sahibi var. Herkes kendi inancı doğrultusunda tanımlar, adlandırır. Sonuç değişmez.

Anneler çok iyi bilirler 30 günlük bir kan pıhtısının kalp atışlarını. Küçücük bir karınca’nın doğum anını belgesellerde ürpererek izleriz. Her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş, özenle yaradılmış. “Yaradandan ötürü yaradılanı sevmek.” sözünü bu nedenle çok seviyorum.

Sabaha karşı, gecenin en koyu siyahında sessiz sessiz yalvarırız. İsteriz. Verir. Yetinmeyiz dahasını isteriz. Yine verir. Karşılığında bizden beklenen şey , doğru insan olmamızdır. Güzel bir insan nefsine ( öfke, kin, hırs) hakim olabilen, sadece kendisi için değil herkes için iyilik isteyen, paylaşan, doğaya ve tüm canlılara sevgiyle, zarar vermeden yaşayan, yalan konuşmayan, başkalarının malında gözü olmayan insan demek değil midir? Allahın kıldığımız namaza da, oruca da ihtiyacı yok. Mukaddes Kitabımızda da vurgulanan “Güzel Ahlâk” değil mi zaten ?

Bir çok dinde yaradan tek. Allah ile kulun arasına hiç bir şey , hiç kimse girmemeli ki kendimizle baş başa kaldığımızda hatalarımızı, kusurlarımızı, eksiklerimizi görüp, verdikleri karşısında utanıp, iyi insan olmak için çaba sarfedelim.

Dualarımızda bencil olup, sonra da neden ben demeye yüzümüz var mı? Vermeyince de isyan etmeye ?

“Doğa bile haksız yaradılmış.” deriz bazen. Güçlü olan güçsüzü yok ediyor. Maharet güçlü de mi yoksa gücü para, kötülük yapmak, fiziksel özellikler olarak algılayıp beyin gücünü kullanmadan yem olanlarda mı? Akıl insanların dümenidir. Doğru kullan diye vermiş Allah. Aklı hayvanlara da vermiş. İnsanı da fikir denilen farklı bir olguyla onlardan ayırmış.

Allah’ın karşısında hepimiz çıplağız. Mevkimiz, paramız, şöhretimiz , malımız , tahsilimiz ne olursa olsun olduğumuz gibiyiz. Özlediğimiz, olmak istediğimiz gibi yani. O nedenledir ki konuştukça rahatlarız. O nedenledir ki kendimize bile söylemekten utandığımız, itiraf edemediğimiz her şeyi ona anlatırız. Onun zaten bildiğini bilmenin rahatlığıyla saklamayız hiçbir şeyi. Biliriz ki hatalarımızı anlattıktan sonra rahatlayıp, doğruyu bulabileceğiz. Doğru düşünmeyi engelleyen negatif enerjimizi boşaltmaktır bize kendimizi iyi hissettiren aslında. Böylesine ketum bir dosta her sıkıştığımızda yakarmamızın nedeni de budur. Bu İlâhi dosta güzellikler karşısında da şükretmemiz gerekir. Bu bir nevi ona teşekkür olacaktır. Onu hep vermek zorunda görmememiz gerekir.

Allah’tan korkulmamalı. Allah, sevgisinden yarattığı bizlerden sevgi bekliyor. Sevmek tüm kötülükleri yok eden en güçlü silâh. Dua, pozitif enerjimizin dalga dalga yayılacağı en etkili yol.

Tanrı, herkesin gönlünden geçenleri versin. Onun terazisi şaşmaz. Bu gün değilse yarın.. Ama bir gün mutlaka…

-Bu yazıyı neden yazdın Zeynep ?

-Görüyorum ki kitleler, umutsuzluk , çaresizlik içinde çıkış arıyor. Ben de dahil. Akıllarımız öylesine karışık, düşüncelerimiz öylesine bulanık ki bu kendimize, çevremize, bedenimize zarar verir boyutlara ulaştı. Stres dediğimiz çağın illeti tüm hücrelerimizi olumsuz etkiliyor. O halde kendi kendimize terapi yapmamız lâzım. Herkesin sorunlu olduğu bir dünyada, bir başkasıyla paylaşsak da azalmayacak. Bizi yargılamadan dinleyecek bir tek Allah olduğunu biliyorum. Her şeyi gizlemeden, saklamadan anlatmanın bizi boşalttığı noktada yaşananlara farklı bir pencereden bakacağımıza inandığım için yazdım. Deneyin isterseniz..

Sevgilerimle.
23.Mart.2009
Nur Zeynep Çelik.

 
Toplam blog
: 347
: 1365
Kayıt tarihi
: 31.10.07
 
 

İstanbul 25 Temmuz : /… İşletme tahsil ettim. Özel ilgi alanım olduğu için 2 yıl Psikoloji okudum..