- Kategori
- Kültür - Sanat
Tanrım Konuş Benimle
Tanrım Konuş Benimle
Adam yavaşça fısıldadı, "Tanrım konuş benimle" ve o sırada bir tarlakuşu öttü. Ancak adam onu duymadı. Sonra duyulabilir bir sesle seslendi, "Tanrım, konuş benimle" ve o sırada gökyüzünde bir şimşek çaktı. Ama adam onun sesini de duymadı. Adam sonra etrafına bakındı ve "Tanrım göster kendini bana" dedi. Ve bir yıldız parladı tam o sırada. Adam onu da görmedi.
Bu kez yüksek sesle bağırdı, "Tanrım bana bir mucize göster". Bunun ardından yeni bir canlı dünyaya geldi, ama adamın dikkatini çekmedi. Adam umutsuzluk içinde haykırdı, "Dokun bana Tanrım, senin orada olduğunu bileyim"
Bunun üzerine Tanrı aşağıya eğildi ve adama dokundu.
Gel gelelim, adam koluna konan kelebeği elinin tersiyle kovaladı ve yürümeye devam etti.
Ben bunun, Tanrının daima etrafımızda küçük basit şeylerde olduğunun büyük bir hatırlatıcısı olduğunu vurgulayan bir anektot olduğunu düşünüyorum. Bu gün içinde bulunduğumuz elektronik çağda bu anektodu şöyle de devam ettirebiliriz:
Adam haykırdı, "Tarım sana ihtiyacım var" İyi haberler ve cesaretlendirici sözler içeren bir e-mail geldi, fakat adam önemsemeden onu sildi ve ağlamaya devam etti.
Bir dileğinizin size bahşedilen yanıtını gözden kaçırmayın. Çünkü yanıtlar sizin beklediğiniz gibi koli paketiyle gelmeyecektir. Hiç beklenmedik olanı umut edin. Etrafınızdaki pek çok kimse, sizi aldatsa ve terk etse de, Tanrının daima yanınızda olduğunu düşünün.
Aslında dostlar da yıldızlar gibidirler ; onları her zaman görmezsiniz, ama orada olduklarını daima bilirsiniz.
Tayfun Erkızan