Tanrısal mahkeme ve İsrail oğlu

Gökkatındaki mahkeme salonunun kapıları açıldı..

Tanrısal mahkemenin mübaşiri var gücüyle bağırdı

"Ben-i İsrail oğluuuu !., ben-i ademmm!.. Duruşma salonunaaaa!.."

İsrail oğlu, salondan içeri girerken kendinden emin ve mağrurdu..

'' Buyrun sayın yargıç, ben İsrail oğluyum emrinizdeyim ! ''

Gök kubbenin tam orta yerinde , baş yargıç ve üç yardımcısı, önlerindeki kara kaplı kitaptan başlarını kaldırıp, Beni İsrail oğlunu süzdüler..

Baş yargıç gök gürültüsü sesiyle

'' Dosyanhayli kabarık İsrail oğlu , bakıyorum gene gündemdesiniz '' dedi.

Ben-i İsrail hiç istifini bozmadan yanıtladı

'' Ben cennette ki yerimi ayırttım bile meraklanmayın efendim ''

yargıç '' Hadi ya! görelim bakalım '' diye yanıtladı ve gök gürültüsü sesiyle devam etti..

'' Evet !, İsrail oğlu söyle bakalım ; Yüce Tanrının ırkına yolladığı '' Tevrat'ı '' neden değiştirdiniz?. Tanrımıza ait olmayan o kelamları hahamlarınız sokuşturdu değil mi?

İsrail oğlu , sessiz ve sakin yargıcın suçlamalarını dinliyordu...

Yargıç ‘’ Peki, biraz eskilere dönelim ; Size Yurt verdik, toprak verdik.. Siz ne yaptınız, gözünüz hep komşunun tavuğun da oldu , doymak bilmediniz..’’

Beni İsrail tam da burada yanıt verme ihtiyacı duydu ..

‘’ İkinci Dünya Savaşın da , milyonlarca yahudi katledildi sayın yargıcım.. Biz mazlum ve mağduruz! ‘’

Yargıç kükrek sesiyle ..

‘’ Çamurluk yapma leen ! Kafa ütüleme!.. O savaşta , sadece yahudiler mi öldü? Ölen yirmibeş milyon Rus , Çingene , Slav ! Bunlar insan değil de kel aynak kuşu muydu ?..

Yargıç , önündeki kara kaplı defteri karıştırdıkça hırs yapıp, Ben-i İsrail oğluna saldırıyordu..Elindeki asayı sallıyarak,

" Bak buraya !.. 2006 yılında da vukuatınız var.. Filistin’e saldırıp , çoluk çocuk demeden öldürmüşsünüz...Vay anasını be ! İşiniz bitik sizin, her şekilde cehennem yolu gözüktü evladım , geçmiş ola! "

Ben-i İsrail oğlu için duruşmanın seyri hiç de iç açıcı gitmiyordu..Bu yargıç denilen zebaniye nasıl bir ayar çekerim diye düşünürken..

Yargıç. önündeki dosyaya göz gezdirip yeniden patladı,

" Bakıyorum da , yeryüzün de İsrail oğullarından daha fazla örgütlenmiş başka bir ırk yok..Masonik , siyonist , Piramid teorileri.. Bunların , Tanrı buyruğuna karşı gelme, anlamına geldiğini söylememe gerek yok sanırım.. Sırf bunlardan bile işinizi bitirebilirim...’’ dedi..

İşte tam bu sırada , tam da işler kötü giderken , Ben-i İsrail’in Amerikalı avukatı içeri girerek söz istedi..

" Sayın yargıç !.. Sevgili kardeşim, Ben-i Adem hakkında ki tüm suçlamalarınızı reddediyorum.. Burada ki savaş İsrail oğullarının bağımsızlık savaşıdır ve alkışlanmalıdır.." der demez , o ana kadar Amerikalı ‘yı şaşkınlıkla dinleyen yargıç , birden mahkeme zebanilerine emretti..

" Şu adamın kafasına odunla vurun da kendine gelsin.. Burayı, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu zannetti her halde.."

Amerikalı avukat şaşkınlıkla yargıca bakarken , yargıç dev cüssesiyle ayağa kalkıp, kararı okumak için hamle yaptı, sonra vazgeçip yerine oturdu ve Amerikalı avukata dönerek gürledi..

" Söyle bakalım Amerikalı Gözümüzden kaçtı sanmayın, Irak dosyasını açalım mı ?.. Şimdilik açmıyorum... Söyle bakalım İran’a neden kafayı taktınız.?..

Amerikalı kendinden emin bir tavırla soruyu yanıtladı,

" İran Devleti. Atom bombası yaparak, dünya barışını tehlikeye sokuyor, biz buna dur dedik.."

Yargıç,

" Kes tıraşı len !... İsrail Devletinin elindeki , 250 adet atom bombasına neden ses çıkartmıyosunuz? .. O bombalar havai fişek olarak mı kullanılacak ha !.."

Amerikalı ve Ben-i İsrail taş kesilmiş yargıca bakarlarken , yargıç ayağa kalkarak, mahkemenin ileri bir tarihe ertelendiğini duyurdu..kalkıp gitti..

Ben-i İsrail oğlu ve Amerikalı avukatı derin bir ohh çektiler!!!..

Ve Gazze'ye yeni kanlar, yeni öfkeler, yeni nefretler ekmeye gittiler..